5 Nisan Avukatlar Günü

İnşallah yine dibi tutmuş iki satırlık mısra diye bakmamazlık etmezsiniz. Çünkü  hukuk devletinin olmazsa olmazı, savunma hakkının temsilcileri, yargının temel taşı ve en büyük güvencesi, 5 Nisan değerli Avukatların Günü.

Abone Ol

İnşallah yine dibi tutmuş iki satırlık mısra diye bakmamazlık etmezsiniz. Çünkü  hukuk devletinin olmazsa olmazı, savunma hakkının temsilcileri, yargının temel taşı ve en büyük güvencesi, 5 Nisan değerli Avukatların Günü.

Bu günde ne mi geliyor aklıma

-Sadece kızgınlık geliyor aklıma

-Düzgün savunması yapılmayan ve haksız yere yatan kader mahkumları geliyor aklıma.

-Adaletin gerçekten duvardaki yazıdan mı ibaret olduğu geliyor aklıma.

-Hunharca öldürülüp ortalıkta cesedine sahip çıkılmayan kadınlar geliyor aklıma.

-Faizin savunuculuğunu yapıp insanların kanun eliyle mağdur edilmesi geliyor aklıma.

-Tecavüze uğrayan çocukları savunmasını yapacak avukat bulunmaması geliyor aklıma.

-Hazine ve vakıf  arazilerini güçlülerin hizmetine sunmak için çabalayan avukatlar geliyor aklıma.

-Siyasilere yaranmak için sırf  bilinen zorbalığa rağmen haksızlığı savunmak için sıraya giren avukatlar geliyor aklıma.

- Yemininden bi haber sadece menfaat odaklı çalışan avukatlar geliyor aklıma.

-Devlet malını kötüye kullananların karşısında durmayan avukatlar geliyor aklıma.

- İhaleye fesat karıştıranların karşısında duramayanlar geliyor aklıma

-İnsanların kanını zehirleyen madde satan mafya babalarının avukatlığını yapanlar geliyor aklıma. Ve bunların örneklerini daha çok sayabiliriz.

Bakın değerli avukatlar. Aklıma sadece biri bana diğeri de tanıdıklarıma yapılan ve iki meslektaşınızın  ön ayak olduğu iki olaydan kısaca bahsedeyim. Dolandırıldım kötü niyetli insanlar tarafından. Bunlar bana ileri bir tarihte ödenmek üzere senet ve çek verdiler. Senet ve çekin tarihleri geldiğinde ortada ne avukat vardı. Nede çek ve senetler. Ne mi oldu dersiniz. Avukat çek ve senetleri anlaştığımız meblağdan daha yüksek bir meblağa borçlularıma geri satmış. Mahkemelik olduk. Avukat tuttum. Çekildi bu davadan. Bahanesi meslektaşımdır ayıp olur diye. Baroya şikayet ettim olmadı. Yargıtaya gönderdim dosyayı haklı bulundum. Avukat bu arada bütün mal varlığını hileli satış yoluyla başkasına devretti tabi. Sonuçta mağdur olan ben. Dünya kadar hak arayan ben ve hak gaspına uğrayan yine ben. Ne Yargıtay ne de mahkemeler bu Avukat (!) diye tabir ettiğimiz mahluktan hala hakkımı tahsil edemedi. Üstelik kanunun bütün ihlallerini yaparak. Üstelik gasp ve dolandırıcılık yaparak. Üstelik sırf bu çek senetlerimi tahsil etmesi için bende bir miktar peşin alıp güya hakkımı savunarak alacaklarımı  tahsil edecek diye sözleşme imzalayarak. Ama hiç biri bir şey ifade etmedi. Ve 13 yıldır hala hukukun tecelli etmesini bekliyorum. Gelelim diğer olaya. Hiç ilgisi olmadığı halde arkadaş kurbanı olan bir kardeşimizi polis göz altına aldı. Polis kayıtlarında ve raporlarında suçsuz görülen, görgü tanıklarının ve asıl suçluların ifadesinde ilgisi olmadığı beyan edilmesine rağmen sırf olay mahallinde bulunduğu için göz altına alınmıştı bu kardeşimiz. Ailesinin yaptığı ilk iş iyi bir avukat tutmak. Onu da yaptılar. Çünkü elleri kolları bağlıyken tek umutları, savunmalarını yapacak olan avukata(!)  umut bağladılar. Bu haksızlığı gidermek için tuttukları avukata borçlanarak güçlerinin üstünde de ödeme yaptılar. Ama gelin görün ki sırf avukatlarının liyakatsızlığı, iyi savunma yapamaması ve boş vermesi yüzünden azda sayılmayacak bir cezaya çarptırıldı bu kader mahkumu. Hatta ailesine avukatının ifadesi suçu yok. Hemen ilk celsede çıkar denilen bu genç, sanırım cezası bittiğinde orta yaş sınıfına varmış olacak kadar bir cezayla mahkum edildi. Sebep peki. Avukatının liyakatsız ve umursamaz tavırları yüzünden. Adam (!) parasını almış, Anneler Babalar ve Aileler bu yüzden perişan olmuş durumda. Avukatın umurunda mı ?

 Peki bu kader mahkumlarının haksızlığa ve avukatların hatası yüzünden düştüğü durumları kim düzeltecek merak ediyorum.

Bakın sevgili avukatlar sizler adaleti temin etmek için bu göreve soyundunuz. Cübbelerin önünde niye düğme yok biliyor musunuz. Hiç bir haksızlığın önünde önlerini iliklemesinler. Gücün ve haksızlığın yardakçısı olmasınlar diye. Üstelik sizler Hz Ömer’in temsilcisi veya birer varisi olarak hakkı, hukuku ve adaleti temsil etmek için o cübbeleri giymeye talip oldunuz. Haksızlığa hukuksuzluğa ve adaletsizliğe çanak tutasınız diye değil. Avukatlığın sadece cübbe giyerek yapılmayacağını bilmeniz ve bunun farkında olmanız gerekmektedir.

Ama nerdeee

Tabi bu işi azda olsa layıkıyla yapanları bu suçlamaların dışında tutarak diyorum ki;

Cenneti istiyorsanız;

Ölmeyi beklemeyin,

Hak hukuk ve adaleti temin edin. Dünyayı cennete çevirin. Çünkü öldüğünüzde vukuatlarınız konuşacak avukatlığınız değil.

Sonuç olarak gerçekten avukatlığı layıkıyla yapanların gününü kutluyor. Hak, Hukuk ve Adaletin bir an önce temin edilmesini diliyor. Çünkü Adalet hepimize lazım diyorum.