Kendimizi sürekli bazı insanlar üzerinden bir yerlerde görmek istiyoruz. Kendi karakterimizi kendi düşüncemizi geride bırakarak peşine takıldığımız insanların fikir ve düşüncelerini alıyoruz. Aslında bizi bu duruma getiren sistem bizi buna mahkûm ediyor.
Örneğin bir işe gireceğimiz zaman görüşmeye gittiğimizde bizden ilkin istenen tecrübe veya işin ehliliği değil de, referansın ne olduğu ve torpilin kimden olduğu oluyor. Başkasının hakkına girmek için yapılan bu sistemde yine mağdur olan gariban halk oluyor. Aslinde garibanların oyu ile belli bir yere gelen kişiler yine garibanların hakkına girmekte ve onların haklarını gasp etmektedir. Böyle sistemlerin olmaması lazım, hepimiz insanız, herkesin bu hayatta veyahut bu şehirde en iyi şekilde yaşama hakkı vardır. Kendi fikir ve görüşlerimize önem vermemiz lazım, belli düşüncelerimiz olmalı bazı şeyler hakkında.
Çevremize baktığımızda kahvede oturduğumuz arkadaşımızın da tutun, en üst kademedeki insanın hepimizin dilinde adalet eksilmez ama yine de adaletsizliği yapanda bizleriz. Başkalarını şikâyet edip kendimize bakmıyoruz. Hep bir yanımızı fazla görüp karşımızdakini eksik görüyoruz. Adaleti sadece kendimiz için arıyoruz başkasına gelince kaçıp gidiyoruz. Yani anlatacağımız şu ki eğer şehrimizde huzurun hâkim olmasını, adaletin olmasını ve güzel günlerin olmasını istiyorsak, öncelikle adaletsizlikten, huzursuzluktan kendimiz kaçmalıyız, ona ilk başta bizler tepki göstermeliyiz ki herkes böyle kendisinden sorumlu oldu mu her şey yoluna girmiş olur.
Mesela diğer ülkelerin sistemlerine baktığımızda bizdeki gibi bir sistem söz konusu değildir. Bazen mecbur kalıyoruz örnek vermek anlamında ne kadar Avrupa’yı örnek göstermek istemesem de ama bazı şeyleri takdir etme gerekir. Birçok Avrupa ülkesinde halk torpil veyahut ihale için milletvekili seçmez, kendisine mahallesine, şehrine hizmet getirsin diye seçer, herkesi eşit davransın eşit hizmet getirsin diye seçerken bizde ise milletvekili olsun da bize torpil yapsın ihale versin işimizi görsün mantığı ile gidiyoruz bizler ne zaman bu mantığı ve bu düşüncelerden kurtulsak o zaman medeniyetler seviyesine ulaşmış oluruz.
Saygılar