Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin kabul edilmesinin ardından, aile hekimleri 2-6 Aralık 2024 tarihleri arasında ülke genelinde iş bırakma eylemi gerçekleştirdi.
Eylemin son günü olan bugün, Şanlıurfa Tabip Odası basın mensuplarıyla bir araya gelerek konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Şanlıurfa Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Kemal Yüksekkaya, basın açıklamasında yönetmeliğin geri çekilmesi için Kasım ayının ilk haftasında da iş bırakma eylemi düzenlediklerini hatırlatarak, bu eylemlere devam edeceklerini vurguladı. Dr. Yüksekkaya, Sağlık Bakanlığı'nın uygulamalarının halk sağlığını tehdit ettiğini ifade ederek, "Maalesef bakanlık, sağlık hizmetlerini ücretlendirerek ve bu hizmetleri piyasalaştırarak toplumu tehlikeli bir sürece sürüklüyor" dedi.
“SONUÇ ALINCAYA KADAR VAZGEÇMEYECEĞİMİZİ TÜM KAMUOYUNA BİLDİRİYORUZ”
Konu ile ilgili yapılan basın açıklamasının tamamında Şanlıurfa Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. kemal Yüksekkaya şunları söyledi: “Sağlık Bakanı göreve geldiği günden beri birinci basamağı güçlendirerek koruyucu sağlık hizmetlerini geliştireceğini, sağlık emekçilerinin tükenmişliğini gördüğünü ve sorunlarını çözeceğini söylemektedir. Ancak lafla peynir gemisi yürümemektedir. Bakan ne söylüyorsa tersini yapmakta. Ne yapıyorsa tersini söylemektedir. Sağlık alanında sayısız sorun yaşanırken, sağlıkta ticari çeteler eliyle yenidoğan bebeklerin hayatı pahasına milletin parası SGK üzerinden hortumlanırken, hekimlere sağlık çalışanlarına her gün sayısız hakaretler edilip fiziksel şiddet uygulanırken, birinci basamakta aşı temininde dahi sorunlar yaşanırken, hastalar hastanelerde randevu bulamaz sağlık hizmetine ulaşamazken, diğer yanda ağır iş yükü altında günde 70-80 hasta bakmak zorunda kalan hekimler, sağlık çalışanları tükenmişlik içindeyken, sağlık emekçileri ay sonunu nasıl getireceğini, çocuğunu nasıl okutacağını düşünürken, deprem bölgesinde konteynerlerde birinci basamak sağlık hizmetleri verilmeye çalışılırken Bakanlık ne yapmaktadır? Bu sorunların hiçbirini çözmediği gibi daha da derinleştirecek yönetmelikler, kanunlar çıkarmaktadır. Bizler her gün halkımıza sağlık hizmeti sunmak için emek veren sağlık çalışanlarının örgütleri olarak daha yürürlüğe girmeden önce bu yönetmeliğin uygulanabilir olmadığını, birinci basamak sağlık hizmeti sunumuna vereceği hasarı hemen her kademeden bakanlık yetkililerine iletmiş ve 5 temel talebimizi kendilerine ve kamuoyuna açıklamıştık. Kasım ayının ilk haftasında bu yönetmelik geri çekilinceye kadar uyarı niteliği taşıyan üç günlük iş bırakma eylemini gerçekleştirmiştik. Umudumuz bakanlık yetkililerinin bu uyarıları dikkate alarak halkın sağlığı ve bizlerin çalışma koşullarını iyileştirmek için yönetmeliği geri çekmesi ve gerekli düzenlemeleri yapmasıydı. Maalesef bakanlık bunu yapmak yerine hekimlerle hastaları karşı karşıya getiren, bazı hizmetleri ücretli yapan, halk sağlığını tehdit eden uygulamalara kapı açan, halkın cebinden daha çok para çıkmasına neden olacak maddeler içeren torba kanun teklifini TBMM’ne sundu. Bakanlığa soruyoruz; madem halkın sağlığını ve sağlık emekçilerinin iyiliğini düşünüyorsunuz, bu kadar kanun teklifi ve yönetmelikler içinde neden yenidoğanların ticari çeteler elinde ölmesini engelleyecek düzenlemeler, yapmıyorsunuz? Neden deprem bölgesinde gebelerin, çocukların kötü beslenme kaynaklı gelişme geriliğini önleyecek düzenlemeler yapmıyorsunuz? Neden 21. yüzyılda boğmacadan bebeklerin öldüğü bu ülkede aşılamayı geliştirecek düzenlemeler yapmıyorsunuz? Neden sağlıkta şiddeti önleyecek düzenlemeler yapmıyorsunuz? Sağlık Bakanlığını bir kez daha uyarıyoruz sorun yumağına dönüşmüş sağlık sistemini; halkla hekimleri ve sağlık çalışanlarını karşı karşıya getiren, performansa dayalı ödeme ve taşeronlaşma ile sağlığı piyasalaştıran, bilimsel yaklaşımdan uzak kanun ve yönetmelikler ile düzeltemezsiniz. Alanın öznesi olan bizlerin, sağlık emek meslek örgütlerinin görüşlerini ve önerilerini dikkate almayarak, yok sayarak ne halk sağlığını geliştirebilirsiniz ne de sağlık emekçilerinin sorunlarını çözebilirsiniz. Sağlıklı bir toplum, iyi çalışan bir sağlık sistemi için daha önce de dile getirdiğimiz beş talebimizin hayata geçirilmesi yeterlidir. Bunları sürekli olarak hatırlatmaya devam edeceğiz. Taleplerimiz sadece kendi haklarımız için değil halkımızın eşit, ücretsiz, erişilebilir ve daha nitelikli bir sağlık hizmeti almasını sağlamak için önemlidir. Bu nedenle eylemlerimize halkımızın da desteğini bekliyoruz. Taleplerimiz gerçekleşene kadar çeşitli eylem ve etkinliklerle sağlık otoritesini harekete geçme konusunda zorlamaya devam edeceğimizi, sonuç alıncaya kadar vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz ”ifadelerini kullandı.