ARTIK KENDİMİZE GELELİM

Sokrates bir gün derste öğrencilerine birer beyaz kâğıt dağıtır ve üzerine bir daire çizmelerini ister. Dairenin tam ortasına da bir nokta koymalarını söyler. Ve 'Büyük mü yoksa küçük mü bir daire çizdiniz” diye sorar. Bazıları...

Abone Ol

Sokrates bir gün derste öğrencilerine birer beyaz kâğıt dağıtır ve üzerine bir daire çizmelerini ister. Dairenin tam ortasına da bir nokta koymalarını söyler. Ve “Büyük mü yoksa küçük mü bir daire çizdiniz” diye sorar. Bazıları küçücük bir daire çizerken bazıları tüm kağıdı doldurmuştu. Ve sonra, “Dairenin, tam ortasındaki nokta sizsiniz. Daire ise sizin yaşadığınız hayata koyduğunuz sınırlamayı temsil eder. Siz kendi dünyanızın merkezisiniz” der. Daha sonra, “Şimdi daireyi silin. Geriye sadece nokta kaldı. Şimdi sınırı olmayan bir dairenin merkezindesiniz… ……

Bizler, tercih ettiklerimiz kadarız.

Seçeneklerimiz kadarız.

Algıladıklarımız kadarız.

Merak ettiklerimiz kadarız.

Düşündüklerimiz kadarız.

Yaptıklarımız kadarız.

Hayatta oluşturduğumuz eylemlerimiz kadarız.

Bunu niye anlattım biliyor musunuz. Biz bu memleket için ne kadarız yada bu memleket bizim için ne ifade ediyor. Bunu düşünelim. Sağlık diyoruz. Bütün özel hastanelerin sanki duvarlarına ceza verilmiş gibi. Ya yolsuzluk yapan yada suç işleyen insanlardır o aletlerin ve duvarların bir günahı yok. Atılır bir kayyum kontrol altına alınır diğer devlet hastanelerinin yükü ağırlaşmaz ve bir Dr. Günde en az 150 hastaya bakmak zorunda kalmaz.

Sorarım size burada ceza kime verildi. Tabi ki halka. Kültüre bakıyorsun kadim şehir diyoruz. C.Başkanı ve Unesko tarafından Göbeklitepe yılı ilan ediliyor kimse ortalıkta görünmüyor. Varsa yoksa seçim. Memlekette enformasyondan tutunda alt yapı, turizm noktaları, esnaf vs bunların bilinçlendirilmesi nerede tabiki askıda. İki giderli ve atarlı sözle işi kurtarma pesinde herkes. Düşünüyorumda bayan bir turist lavaboya gitme ihtiyacı duyarsa memleketin tamamını dolaşsa nafile. Ekonomik olarak zaten düzenli bir gelir dağılımı yok.

Memleketin her tarafını dilenciler istila etmiş vaziyette. Akşamları dışarı çıkamıyorsun ailenle sebebi memleketin bazı yerleri kurtarılmış bölge gibi. Bu halimizle gece bizler girmeye korkuyoruz. Parklar perişan güvenlik sıfır. Açık alanların tümünde temizlik noktasında sıkıntı var. Taşıma dersen kamyonlar şehirde cirit atıyor. Şehirleşme dersen bunu yanlış anladık beton yığını .

Sahi memleketin en eski yerlerinde adım atamıyor gezmek isteyen bir yaya, Turist nasıl gezecek. Eğitim konusunda zaten Türkiye genelinde en alt sıralardayız. Bir İşten anlayan Milli Eğitim Bakanı geldiğinde Özel okulları gezdirmeniz yok mu hay sevsinler sizin yöneticiliğinizi. Ya Bakanı Eyyübiyeye, Yakubiyeye veya Süleymaniyeye götürün ki hem Bakan görsün eksiklikleri hem de yaraya çare bulabilsin ama nerde. Özel okula götür, özel öğrencilerle buluştur. Sonrada yemeğe götür vs. bakanda hiç sorun yokmuş gibi mutlu ayrılır. Tabi memleketin parasına da