228. Bir inşaatçı bir bina inşa eder ve binayı tamamlarsa her bir sar’ lık yüzey için 2 şikel ona ücret verir.
229. Bir inşaatçı her hangi bir kimse için bir bina inşa eder ve bu binayı uygun bir şekilde yapmazsa ve onun inşa ettiği bina yıkılıp sahibini öldürürse inşaatı yapan öldürülür.
230. Eğer bina ev sahibinin oğlunu öldürürse inşaatı yapanın da oğlu öldürülür.
231. Bina sahibinin kölesini öldürürse evin sahibine köle için bir köle ödeme yapar.
232. Binanın bir kısmı harap olursa harap olan kısmın tümünü tazmin eder ve inşa ettiği binayı düzgün bir şekilde inşa edinceye dek kendi imkanlarıyla evi yeniden inşa eder.
233. Bir kimse başkası için bina yapıyorsa, bina henüz tamamlanmamış olsa bile, duvarı devrilmişse inşaatı yapan kişi kendi imkanlarıyla duvarı daha sağlam bir şekilde yapmalıdır.
Bu maddeler M.Ö. 1760 yılına ait Hammurabi Kanunlarındaki inşaat işleriyle ilgili hukuki maddeler. Dileyenler kısa bir araştırma ile kanun maddelerinin tamamına ve tarihçesine ulaşabilirler. Bu kanun maddelerinde özetle her şeyin bir karşılığının olması gerektiğine dikkat çekmekte. Bu kanun maddelerinin tabi ki şu anda bir geçerliliği yok ancak o dönemde de inşaat işlerine verilen hassasiyeti görmek açısından, yazıma Hammurabi Kanunlarıyla başladım.
Meydana gelen depremlerde ve artçı sarsıntılarda her meslek ve kesimden insanımız hayatını kaybetti. Ülke de bir yakınını veya tanıdığını kaybetmeyen kimse neredeyse yok. Ateş sadece deprem bölgesine düşmedi adeta ülkenin her karış toprağına düştü. Milli yas ilan edildi.
Ülke olarak adeta enkaz altında kalmış gibi hissettiğimiz günlerde, birkaç kendini bilmezde enkaz altındakilerle ve depremzedelerle kendince alay etti. Biz onlar adına utandık.
Kim ne derse desin zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Deprem hepimizi derinden etkiledi. Depremden kurtulan depremzedeler arasında intihar vakaları meydana gelmekte. Hayat bazen ağır gelir. Bu konu da çevremizdeki depremzedelere karşı duyarlı olmalıyız.