Yaşam içerisinde ve ekonomide her şeyin bir maliyeti vardır. Batık maliyet içinde bulunduğumuz zamana kadar herhangi bir tercih için kullandığımız, artık geri alamayacağımız ve katlanmış olduğumuz maliyeti ifade eder. Unutmayalım ki verdiğimiz her kararın bir riski vardır.
Diyelim ki bir şirket kurdunuz ve kuruluş işlemleri için bir takım maliyetlere katlandınız. Daha sonra bu şirketin kuruluş amacını gerçekleştiremeyeceğinizi fark ettiniz. Burada şirket kuruluşu için yaptığınız giderleri vazgeçseniz bile geri almanız mümkün değildir. İşte ortaya çıkan bu maliyet batık maliyettir. Eğer bu noktadan daha ileriye gitmeyip, iş yaşamınız için durumu kazanmış olduğunuz bir tecrübe olarak kabul ederseniz, yeni bir başlangıç için hazırlıklara başlayabilirsiniz. Yaptığınız maliyeti gözden çıkaramayıp ısrarcı olursanız burada ortaya bu kez batık maliyet yanılgısı çıkar. Batık maliyet yanılgısı bazı kaynaklarda ‘’Concorde Yanlıgısı’’ olarak da geçer. Batık maliyet mutsuzluktur.
Ekonomi kişisel ihtiraslara ve ısrarcılığa göre yönetilemez. Realite gerektirir. Çoğu zaman duygusal kararlarla hareket edildiğinde bu yanılgıya düşülür. Batık maliyetten vazgeçme cesaret gerektirir.
Üzerinde biraz düşündüğümüz zaman batık maliyeti, dünya, bölgemiz, ülkemiz, yaşadığımız şehir ve kendi hayatımızda da görebiliriz. Vazgeçilmeyen batık maliyet geleceği karartır. Bu her alanda izlenen ülke politikaları içinde böyledir. Şöyle bir bakın dış politikadan ekonomiye kadar ne halde olduğumuz görürsünüz. Bakın kadim şehrimize yersiz ısrarlar abidesi adeta. Öyle ki koca bir şehir mutsuz.
Batık maliyet sadeleşmektir de bir anlamda. Hayatımızda yeri olmayan, sırtımızda bir kamburdan ileriye gitmeyen, bizi yavaşlatan, gereksiz ve bir gün lazım olur içgüdüsüyle tuttuklarımızdan vazgeçebilmektir. Eğer vazgeçersek hayatımızda bir boşluk meydana getirirsek ancak yeni başlangıçlara adım atabiliriz. Batık maliyetin peşinden ısrarla gitmek enerjimizi sömürür.