Beyt’ül Malı Baba Malı Anlayanlar

Sözüm size parti, bölge, şehir, ilçe, belde fark etmeksizin tüm seçilmişler. Sözüm size yetkiyi eline alan tüm atanmışlar. Sözüm size 81 il, 922 ilçe, 386 beldenin her kademesindeki tüm yöneticiler. Geçmiş yıllarda da çok yazdık, fakat çok da kar etmedi, umarım şimdi kar eder. Bizi dost yerine koyar, hak verirsiniz.

Abone Ol

 Sözüm size parti, bölge, şehir, ilçe, belde fark etmeksizin tüm seçilmişler. Sözüm size yetkiyi eline alan tüm atanmışlar. Sözüm size 81 il, 922 ilçe, 386 beldenin her kademesindeki tüm yöneticiler. Geçmiş yıllarda da çok yazdık, fakat çok da kar etmedi, umarım şimdi kar eder. Bizi dost yerine koyar, hak verirsiniz.

            Öncelikle şunu unutmayın ki; yerel yönetimler kamu hizmeti yaparlar, akrabaya ve yandaşa hizmet makamları değildir. Seçildikten sonra güç elinize geçti diye ali kıran baş kesen olmanız bir zorunluluk değil. Hele bu makamlar intikam alma makamı asla değildir. Siyasi rakiplerinizi linç etmeden de başkanlık yapabilirsiniz. Ailedeki işsizler için iş kapısı, ihale bekleyen akrabalar için ve ortaklar için yeni bir vurgun kapısı asla değildir. Zengine ve nüfuz sahibine göz yumma, garibi gurebayı ezme makamı da değildir.

            Şehirdeki kaçak yüzlerce rant kapısı olan yapılara elinizi attığınız gün garibin de gecekondusunu yıkma hakkına sahip olursunuz. Kaçak çalışan ruhsatsız ama dostlarınız olanların iş yerlerini mühürlediğinizde küçük esnafında tabela borcunun peşine düşebilirsiniz. Eksik evraktan dolayı işyerlerini mühürleyebilirsiniz. Gücünüz yetmediği, ya da seçim çalışmaları desteği aldığınız için müdahale edemediğiniz yandaşlarınız büyüdükçe kaprisleriniz ve ulaşılamaz olmanızdan dolayı evine ekmek götüremeyen esnafın sayısı da büyürse yaptığınız başkanlık olmaz başka şey olur.

            Teberru ya da bağış adı altında iş dünyasından aldığınız haraçlar helal değildir. Zoraki bağış olmaz, kamu hizmeti haraçlarla dönmez. Bu şekilde ilinize ilçenize yatırımcı gelmez. Her imza için teberru deyip bir fatura keserek ancak Deli Dumrul olursunuz, o bölgenin Şehr’ül Emini olamazsınız.

            Devletin hassasiyeti sizin hassasiyetiniz olmalı, aksi takdirde hesap günü hesap vermeniz güç olabilir.  Devlet tüm birimleri ile bir oluşuma terör örgütü demişse bunu kanıksamanız ve anlamanız gerekir. Bana göre öyle değil demek ile başkan olunmaz, terör örgütüne yardım ve yataklık etmiş olunur. Terör örgütü mensuplarına verdiğiniz ihaleler teröre kaynak aktarmanız ile aynı şeydir. Ben tanıyorum o öyle değil demeniz ya devlete baş kaldırmanız anlamına gelir ya da onlarla ortak olduğunuz anlamına gelir.

            Öyle kendi bünyenizde kulüpler, şirketler kurup oralara kamuya ait olan paraları aktarıp denetimsiz bir şekilde kendinize harcamanız için başkan olmamalısınız. Kulüpleriniz de, şirketleriniz de şeffaf olmalı. Şu cemaate, bu derneğe, o oluşuma yaptığınız yardımlar yetim öksüz hakkıdır. Ne olduğu belirsiz derneklere size amigoluk yapsın diye aktardığınız paralar babanızın evinden gelen ya da emeğiniz ile kazandığınız paralar değil. Bu işler için milletten vekalet almadınız.

            Sizler seçilmeden önce talip olduğunuz bölgenin kültürel, sosyal ve yaşamsal özelliklerini mutlaka yaşayarak bilmek zorundasınız. Onlardan biri olmak gibi bir mecburiyetiniz var. Adalet adınız olmalı. Güvenilir, tarafsız, kararlı ve dürüst olmak yaşam tarzınız olmalı. Asla partili olmamalı, din, dil, ırk, bölge ayrımı yapmamalısınız. Bu makama seçilerek geldiğinizi size oy verenlere hizmet etmek gibi bir göreviniz olduğunu asla unutmamalısınız. Bir daha ki seçimlerde vatandaşa vereceğiniz hesaptan öte öldükten sonra Allah’a vereceğiniz hesabı düşünmelisiniz. Unutmamalısınız ki ‘’ Devlet malından bir hırka bile aşıran, savaşta ölse bile şehit olmaz’’ felsefesi ile göreve talip olmalısınız.

           Unutmayın ki yöneticilerin en büyük özelliği, adaletli, ilkeli, şeffaf ve dürüst olmaktır. Yönetilenlerin en büyük görevi de adil hükümlere uymaktır.