Bayram kelimesinin anlamına baktığımızda, adet halini almış sevinç ve bir araya gelme günüdür. Kurban Bayramı da dinimizce önem atfedilen iki bayramdan biridir. Bu bayramda maddi durumu el verişli olanlar ve dinen kurban kesmesi gerekenler kurban keserler. Yine bu kurbanların etlerini dini hükümlere göre pay edip dağıtırlar.
Kurban Bayramı, arife günü kurban etini saklamak için derin dondurucu satın almak değildir. Kestirdiğimiz kurbanın kilosuyla veya sayısıyla övünme vesilesi hiç değildir.
Kurban teslimiyettir. Paylaşımdır. Bir evden değil, her evden et kokusu gelmesidir. Sevinçtir aynı zamanda. Eski, çocukluğumuzun bayramlarını yâd etmektir.
Peki, ekonomi koşulları ve sokağın ekonomisi kurban kesmeye el verişeli mi? Küçük çaplı bir araştırma yaptım ve küçükbaş kurbanlık fiyatları 15-20 bin TL bandında seyretmekte. Kesim ücreti haricinde neredeyse bir asgari ücrete tekabül etmekte. Tek maaşla geçinen, geçinmeye çalışan, kanaat eden, her haline şükretmesi salık verilen bir asgari ücretlinin kurban kesebilmesi için bir ay boyunca başka hiçbir ihtiyacını görmemesi gerekir. Kurban kesmek artık lüks oldu diyebiliriz.
Her Kurban Bayramında olduğu gibi bu bayramda acemi kasapları, diyetisyenleri, mütemadiyen şükretmemizi tavsiye eden hocaları ve sözüm ona hayvan severleri izleyeceğiz. Her Kurban Bayramında olduğu gibi bu döngü devam edecek.
Bayram tatili 9 gün olacak. Uzun tatil günlerinden dolayı birçok kişi yola çıkacak. Tabii olarak trafik kazaları beraberinde gelecek. Biz acı bilançoyu bayramdan sonra göreceğiz. Bu arada ücretli otoyollar bayram süresince ücretsiz olacak.
Bu bayram kendi yakın çevremizdeki öksüz, yetim ve ihtiyaç sahiplerini unutmayalım. Bunların yanında halen konteynerlerde yaşayan depremzedeleri de göz ardı etmeyelim.
Şimdiden hepinizin mübarek Kurban Bayramını kutlar, büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim. Bayramı, bayram gibi yaşamak dileğiyle.