Ocak ayı olmazsa kış olduğunu bilmeyeceğiz.
Sabah saatlerinin biraz soğuk olması dışında ne bir yağmur nede bir kar var.
Yapılan araştırmalarda, geçtiğimiz 2024 yılının ortalama sıcaklığı hesaplanmış ve tüm zamanların en sıcak yılı olduğu tespit edilmiştir.
Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur demişler.
Bu gidişe bakılacak olursa, 2025 yılı da tüm zamanların en sıcak ve en kurak yılı olacağı görünüyor.
Egzoz ve klima gazları, kontrolsüz sanayileşme, tarımsal ürünlerin vicdansız bir şekilde ilaçlanması ve patlatılan milyon tonluk bombalar yüzünden havada bulut oluşumu sabote ediliyor, iklim bozuluyor ve neticesinde de mevsimler karışıyor.
Havamız kirlenmiş, suyumuz azalmış, barajlarımız kurumuş ama çoğu kimse yaklaşan felaketin farkında bile değil.
Kapitalist sistemin dev çarkları sonunda soluduğumuz havayı içtiğimiz suyu da yok etmeye başlamış.
Son temiz havayı kirletmeden, son damla suyu kurutmadan durmayacak canavar bir sistem.
Her yaptığı şeyi çocukları için yaptığını iddia eden şimdiki zamanın ebeveynleri, konu yarının havasının temizliğine, suyunun idareli kullanılmasına gelince dut yemiş bülbüle dönüyorlar.
Hani çocukların için her şeyi yapardın, neden havayı temiz, suyu idareli kullanmıyorsun? diye sorduğumuzda “bu iş bir tek benim yapmamla çözülmez” diyerek önce diğer insanların bir başlangıç yapmasını istediğini görmekteyiz.
Yaklaşmakta olan korkunç çevre felaketinin müsebbibinin bizler, mağdurlarının da çocuklarımız olduğunu unutmayalım ve bu bilinçle hayata yeniden başlayalım lütfen.