Dinlerin Atayurdu

Yaradan bu şehre karşı çok cömert, öyle nimetler veriyor ki, biz hoyratça tüketsek bile yenisini veriyor. Bakın ben dünyada peygamberler şehri olarak anılan başka bir şehir bilmiyorum. Bu şehir Müslümanlar, Museviler ve Hıristiyanlar tarafından kutsal olarak kabul gören, inancın başşehri olacak bir değere sahip. Yedi peygamberin yaşadığı, çalıştığı ve evlendiği şehir.

Abone Ol

 Yaradan bu şehre karşı çok cömert, öyle nimetler veriyor ki, biz hoyratça tüketsek bile yenisini veriyor. Bakın ben dünyada peygamberler şehri olarak anılan başka bir şehir bilmiyorum. Bu şehir Müslümanlar, Museviler ve Hıristiyanlar tarafından kutsal olarak kabul gören, inancın başşehri olacak bir değere sahip. Yedi peygamberin yaşadığı, çalıştığı ve evlendiği şehir.

            Yazılı kaynakların bazıları Hz. Âdem ve Hz. Havva’nın hayatının bir evresinde bu bölgede yaşadığını söyler. Araştırmacı Yazar Abdurrahman Dilipak’ın bana ifade ettiği şekilde bizim Edene diye bildiğimiz fakat asıl isminin Adn olduğunu söylediği köy Hz. Adem tarafından kurulmuştur. İlk insan, Kur’an da adı geçen Adn cennetinden esinlenerek bu köyü inşa etmiştir. Büyük tarihçi Ebul Farac, Nuh tufanından sonra kurulan ilk şehrin Urfa olduğunu söylemektedir. Hz. İbrahim Urfa’da doğmuş ve eşi Sare’den doğan çocuğu Hz. İshak Harran’a gelip evlenmiştir. Yahudilerin Hz. İbrahim’den sonraki ikinci atası Hz. İshak’tır. Urfa Yahudilere göre ata toprağıdır. Yine Kuran’da ismi geçen peygamberlerden Hz. Yakup Harran ‘da dayısının kızıyla evlenmiş ve Hz. Yusuf burada dünyaya gelmiştir. Bu bölgede 15 yıl yaşadıktan sonra Kenan bölgesine göçmüştür. Urfa sınırları içerisinde kalan Şuayb şehri Hz. Şuayb peygamberin şehridir. Hz. Musa Şuayb şehrinde çobanlık yapmış ve burada Hz. Şuayb’ın kızı ile evlenmiştir. Urfa, Hz. İbrahim, Hz. Yakub ve Hz. Musa’nın yaşadığı topraklar olması münasebetiyle Arz-ı Mev’ud yani vaat edilmiş topraklar içerisinde kalmış önemli bir bölgedir. Tüm bu yönleri ile Museviler için önemli bir şehirdir.

           Aynı zamanda Hıristiyanlar açısından Urfa Hz. İsa’nın kutsadığı bir şehirdir. Hıristiyanlar için çok kıymetli bir emanet olan ‘’Kutsal Mendil ve Kefen’’ Urfa’ya aittir. Bu emanet İtalya’da Torino müzesinde ‘’Urfa’ya ait Kutsal Kefen’’ adıyla sergilenmektedir. Hıristiyanlığı kabul eden ilk kral Kral Abgar ve ilk devlet olan Abgar Krallığı da Urfa’dadır. Hz. İbrahim’in soyundan gelen Hz. Eyyub Şam’dan gelerek Urfa’da Eyyubnebi beldesine yerleşmiştir. ‘’Sabrın Sultanı’’ unvanını bu beldede kazanmış, burada vefat etmiş ve buraya defnedilmiştir. Hz. Eyyub’u görmek için yollara düşen Hz. Elyesa ona çok yaklaştığı halde onu göremeden vefat etmiş ve Eyyubnebi köyüne defnedilmiştir.

           Urfa insanlık için de bir başşehir olabilir. Artık tüm dünya kabul ediyor ki, arkeolojik bulgulara göre Urfa dünyanın en eski kenti ve tüm insanlığın ata yurdudur. Balıklıgöl’ün hemen yanı başındaki arkeolojik kazılarda ortaya çıkan ‘’Urfa Adamı’’ ya da ‘’Balıklıgöl Heykeli’’ olarak adlandırılan, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesinde sergilenen ve 11.500 yıllık olduğu ifade edilen dünyanın en eski heykeli bu şehre ait değil mi? Yine yüzyılın keşfi denilen 11.500 yıllık dünyanın en eski tapınağı ‘’Göbeklitepe’’ bu şehrin tescillenmiş tarihi değil mi? Daha aylar önce Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy Karahantepe ile ilgili ‘’Yeni Göbeklitepe’lere hazır olalım, Mısır’ın piramitleri neyse Urfa bölgesi de öyle olacak’’ dememiş miydi?

           Peki ya Harran başlı başına bir Kültür ve Turizm merkezi olacak geçmişe sahip değil mi? Harran, Mezopotamya ve Önasya’nın en önemli Sin Tapınağı Elhulhul ile Babiller’e, Asurlular’a ve Emeviler’e başkentlik etmiştir. Harran Okulu ile kendi çağında dünyaya bilimin merkezi olduğunu kabul ettirmiştir. Harran, Cabir Bin Hayyam, El Battani, Sabit Bin Kurra, İbn-i Teymiye gibi bilim insanlarının şehridir. İbni Sina’nın hocalık, Farabi’nin öğrencilik yaptığı, Eflatun’un şehridir.

           Urfa, aynı zamanda ilkel dinlerin merkezi iken çok tanrılı ve sonrasında tek tanrılı dinlere geçişin de merkezidir. Urfa, kültür ve inanç turizminin en çok aranılan özelliklerine de sahiptir. Bazda mağaraları, Nekropoller, Hanel Bağrur Kervansarayı, Şuayb Antik Şehri, Soğmatar Antik Şehri, Çimdin Kale, Çarmelik Kervansarayı, Kızlar Sarayı ve daha nice tarihi yapılar. Urfa taşı ile yapılmış kilise, manastır, cami, minare, kabaltılar, hanlar, hamamlar, çarşılar, çeşmeler ve daha sayamadığımız taşınmaz kültür varlıklarının merkezidir.  Adeta bir açık hava müzesi olan Urfa, yapılacak arkeolojik kazılar ile dünya kültür hazinelerine kim bilir daha neler kazandıracaktır. Urfa kalesi, kale hendeği, surlar, kale üzerindeki iki sütun, Aynzeliha Gölünü kaleye bağlayan tünel, hendeğe inen gizli geçitler ve hendek üzerinde izleri bulunan kale giriş köprüsü nasıl bir eser olduğunu bizlere gösteriyor.

            Bitti mi tabi ki bitmedi, devamı haftaya yine köşemizde olacak…