Gerçi haksızlık etmeyi vicdanlarına sindirmiş insanlara hakkı anlatmak,
Köre ışığı anlatmak gibidir.
Çünkü çoğumuzun dilinde “Dürüst olmak gerekirse” diye başlıyor artık cümleler.
Sanırım bütün mesele burada.
Biz gerekmedikçe artık 'dürüst' olamıyoruz galiba.
Sahi bizi dürüst olmaktan alı koyan ne.
Üstelik neyine güveniyorsunuz ki bu dünyanın.
Üstelik geçmişinde tufan vardı. Geleceğinde kıyamet
Tamam!
Makamın ve paranın can alıcı bir cazibesi var. Ama günü gelince kara parasıyla caka satanların da allı pullu makamlarında hava atanlarında ayakları dolanacak ve cehennemin dibine kadar yolları olacak!
Buna da "ilahi güç" diyoruz.
Daha neyin peşindeyiz biz.
Bakın köylünün biri hocaya sorar
-Hoca dünya kaç metre
Tam o sırada bir cenaze geçer yanlarından
-Hoca o cenazeyi göstererek ;
Ona sor.
Bak ölçmüş biçmiş ve gidiyor demiş.
Sonrada dönmüş; Sağır kulağa sözüm yok, köre ne göstereyim.
Duymazlıktan, görmezlikten gelenler;
Bir de size sormalı, ya ben ne diyeyim
Sonuç olarak yüreğin güzel olursa, sözün de güzel olur. Yolunda güzel olur, sonunda güzel olur.
Kötüler mi?
Boş ver onları sen, herkes hak ettiğini elbet bir gün bulur.