Bir türlü rayına oturmayan eğitim sistemimiz: 'Cumhuriyet Dönemi'nden beri bir türlü rayına oturmayan bir eğitim sistemiyle karşı karşıyayız.( Köy Enstitüleri projesini saymazsak.) İthal ederek aldığımız eğitim kumaşları...

Bir türlü rayına oturmayan eğitim sistemimiz:

“Cumhuriyet Dönemi’nden beri bir türlü rayına oturmayan bir eğitim sistemiyle karşı karşıyayız.( Köy Enstitüleri projesini saymazsak.) İthal ederek aldığımız eğitim kumaşları dar veya bol gelince kumaşı kesip biçmek yerine; her defasında el, kol ve bacaklarımızı kesip bu ithal eğitim kumaşını bedenimize uydurmaya çalışmışız...”(http://www.urfanatik.com/yetenekleri-goz-ardi-eden-egitim-sistemi-makale,934.html)

Ömrümüzün baharını çalan eğitim sistemimiz:

“ (…) her sabah öğrencilerimi görünce üzülmekten kendimi bir türlü alamıyorum. Sırtlarına geçirdikleri çantalarda yıllarca sürecek eğitim hamallığının materyallerini görüyorum. Ömürleri kalemtıraşın acımasız dişlerine hedef olan kalem misali tükenip gidecek. Yaptıkları yanlışları kokulu silgileriyle sildiklerini zannedecekler oysaki en büyük yanlışın eğitim sistemi olduğunu bilmeyecekler. Giydikleri elbiseler eskiyecek, üniformalar eskiyecek, okulları eskiyecek, kendileri eskiyecek ancak yanlışlıklarla dolu olan eğitim sistemi siyasi otoritelerin emellerine göre her dönem yenilenecek. Her ağızdan farlı hedefler yükselecek, kimi doktor olacağım diyecek, kimi avukat olacağım diyecek, kimi öğretmen olacağım diyecek… Hep birlikte şarkılar, türküler, ninniler, maniler söylenecek… Ta ki üniversite mezunu alana kadar, ta ki işsizlik başlayana kadar, ta ki ekmek parası kazanma sorumluluğu başlayana kadar…” (http://www.urfanatik.com/ulkemizde-egitim-makale,902.html)

Üniversite eğitiminden sonra yaşanan hayal kırıklıkları:

“ İlköğretim ve ortaöğretimin yükünü üzerimizden atıp üniversite kapısından içeriye ilk adımı attığımızdadünyanınetrafımızdadöndüğünü zannederiz. Ailemizin yıllarca biriken övgüleriyle,mahalleliningururumuzu kabartan dedikodularıyla karşılaşırız.Hazırlık yıllarındaki masa başı memur tiplemesini bir kenara atarak dur durak bilmeyen atik bir bilge edasıyla gezer dururuz. Özellikle de vize ve finallerden sonraki memleket faslına diyecek yoktur. Yıllarca süren eğitimin bizden çaldığı baharları telafi etmeye çalışırız. Gezmeler, partiler, sabahı bulan uzun eğlence geceleri… Derken kendimizi mezuniyet töreninde buluruz. Eve dönüş zamanı gelmiştir. Bu sefer ki dönüş biraz acı olacaktır. Hayatın pembeliği gitmiş tozu kalmıştır. Çünkü dedikoduların arasındailk sırayıatama, işbulma almıştır.”(http://www.urfanatik.com/gel-kim-olursan-ol-yine-de-universiteye-gel-makale,965.html)

Öğretmenliğin kanayan yarası, ücretli öğretmenlik:

“ MEB’e göre, ücretli öğretmen: “Ders ücreti karşılığı eğitim veren geçici öğretmendir.” bana göre, ücretli öğretmen:

MEB’in öğretmen açığını dolduran geçici bir harçtır, öğretmenler toplantısında araya sandalye atıp oturandır, Sigortası yarım ay yatandır. Ek derslerinin almaya giden kadrolu öğretmenle parasını çekendir. Neredeyse öğrenci bursu kadar ücret alandır. Okula otobüsle gidip gelendir. Okuldan ayrıldıktan sonra, öğrencilerin:”Hocam bundan sonra hangi okulda çalışacaksınız?” sorusunu cevapsız bırakandır. Her an okulla ilişkisi kesilendir. Ders başı çalışan bir gündelikçidir. Kadrolu bir öğretmen kadar iş yapıp onun üçte biri maaş alandır. Ceketini ve pantolonunu ayrı mağazalardan alıp takım yapandır. Öğretmenler odasına gitmeyip öğrencilerinin arasında dolaşandır. Yemeğinde et olamayandır. Evine misafiralmaktan çekinendir. Okulda kendisi gibi öğrencileri de dışlanandır. Beklediği saygıyı göremeyendir. Kısacası ücretli köledir.” (http://www.urfanatik.com/ogretmenligin-kanayan-yarasi-ucretli-ogretmenlik-makale,912.html)

Çocuklarını ihmal eden ebeveynler:

“Ailelerinden beklenen ilgiyi görmeyen çocuklarımız, ergenlik çağındaki gençlerimiz beğenilmek veya farklı olmak için toplumsal hayatta görmedikleri saygıyı ve ilgiyi sosyal medyada aramaktadırlar. Tüm bu olumsuzluklara rağmen…

Yılda iki defa düzenlenen veli toplantılarına bile gelmekten erinen ebeveynlerimiz!

Çocuklarınızın servis, yemek, kitap, kalem, silgi, çanta, dershane masrafları vs. ihtiyaçlarını karşılayarak onlara karşı görevlerinizi yerine getirdiğinizi zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Unutmayın ki tüm bunlar çocuklarınızın hayatını devam/idame etmesini sağlayabilir, lakin hayata tutunmaları için yeterli olmayacaktır. Onlar için belki de yeme, içme, barınmanın da ötesinde gerekli olan gıda, hiç şüphesiz sıcak bir İLGİDİR.”(http://www.urfanatik.com/teknoloji-bagimliligi-aile-ve-egitim-makale,944.html)