Bana sorarsanız Ensar haklı, 14 yıla yakındır, Türkiye'de bağrımıza bastığımız, ekmeğimizi bölüştüğümüz, evimizde misafir ettiğimiz, ailelerini ailemiz gibi bildiğimiz, Suriyeli kardeşlerimize gurbet elde yaşadıkları için, mütedeyyin olmak, ahlaklı olmak ve yaşadıkları ülkenin, kendilerini bağrına basan insanların, hayat şartlarına uyum sağlamaları gerekir.
Son zamanlarda yine çeşitli kargaşalar ve toplumu rahatsız eden olaylarla yer yer karşılaşıyoruz. Maalesef ki, esef verici ve üzücü hadiseler ortaya çıkmakta ve bu da yerli vatandaşlarımızı rahatsız etmektedir. Türkiye'de yaşayan insanlar, misafirperver olduğu kadar, vicdanlı ve merhamet sahibi insanlardır. Zaten böyle olmasaydı, milyonlarca, muhacir ve mülteci kardeşimizi yıllardır bağrımıza basmazdık.
2011’li yıllarda, sınırdan içeri geldikleri, günleri unutamıyoruz, büyük bir acı ve felaket içerisinde, onları bağrımıza bastık, ve Müslüman olmanın gereğini yerine getirdik.
Şimdi geldiğimiz noktaya baktığımızda, şımarıklık ve haddini bilmez davranışlar, almış başına gidiyor. Ülkemiz zaten zor durumda, halk zaten pahalılıktan ezilmiş vaziyette, Bir de bu nahoş olaylar üstüne gelince, yerli halk galeyana geliyor ve istenmeyen olaylar ortaya çıkıyor.
Avrupa ülkelerinin ve Hristiyan aleminin kabul etmediği Suriyeli mülteciler, Türkiye'de kendi vatanları ve yerli halk gibi hareket etmeleri ve Türkiye'nin kurallarına, geleneklerine ve bilhassa yasalarına saygılı olmaları gerekir. Suistimaller olmayacak mı, mutlaka olacak fakat işi dozunda tutmak gerekiyor. Ama gayri ahlaki konular, halkımızın kaldıracağı işler değil, kesinlikle yaşam şartlarına ve olması gereken nizami kurallara mülteci muhacir kardeşlerimizin uymaları gerekmektedir.
Ayrıca muhacir mülteci kardeşlerimizden tüccar olanlar Var. Türkiye ekonomisine katkı sağlayanlara asla sözümüz yok. Fakat başıboş şekilde dolaşan, yersiz işlerle uğraşan ve yerli halkı rahatsız eden davranışlar içine giren boş battal gezen insanlara da tahammülümüz yok. Onlardan tek isteğimiz, bizim gibi birbirimize kenetlenen işiyle uğraşan, eşiyle uğraşan, aşını mutfağını bilen ve kanunlara riayet eden insanlara ihtiyacımız var.
Sonuç olarak Suriye'deki yönetim bozukluğundan ve idarenin despot uygulamalarından kaçarak ülkemize sığınan insanlara Allah yardım etsin. Dilerim bu tür olayların son bulması ve Türkiye Cumhuriyeti'nin yasalarına, bayrağına ve önem verilen hasletlerine saygı ile bakılmasıdır.
Köşe yazıma son verirken tek temennim de Suriye'de idarenin adil bir şekilde yönetime devam etmesi ve kendi vatandaşlarını tekrar ülkelerine davet etmesi olacaktır.
Saygılarımla