Siyaset

Eski Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir’e dava açıldı

Abone Ol

İçişleri Bakanlığı mülkiye müfettişleri, 2015 yılında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin geçmişteki iş ve işlemlerle ilgili inceleme sonucunda rapor hazırladı.

Ön inceleme raporunda, belediyeye ait mülklerin kiralanması, iş yerlerinin tahliye edilmesi ve derneklere yer tahsis edilmesini yasal mevzuata uygun bir şekilde yapmadıkları iddia edilen dönemin belediye başkanı Osman Baydemir ile 53 belediye meclis üyesi ve encümeni hakkında soruşturma izni verilmesi istendi.

İçişleri Bakanlığı’nın soruşturma izni vermesi üzerine Baydemir ve belediye meclis üyelerinin avukatlarının Danıştay’a itirazı reddedildi. Danıştay kararının kesinleşmesi üzerine Diyarbakır başsavcılığı tarafından Baydemir ve dönemin belediye meclis üyeleri hakkında yürütülen soruşturma Aralık 2020’de tamamlandı.

Başsavcılık, Baydemir ve meclis üyeleri hakkında ‘görevi kötüye kullanmak’ suçlamasıyla altı aydan ikişer yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırladı.

İddianamede, Diyarbakır Belediyesi Meclisi üyelerinin ücretsiz yer tahsisi için aldığı, belediye başkanına protokol yetkisi veren kararının yasal mevzuata aykırı olduğu belirtildi.

İddianamede, belediye meclis üyelerinin, ‘5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 75/d maddesine aykırı olarak kamuya yararlı dernek statüsünde bulunmayan dernekler için yer tahsisine karar verdiği’ öne sürüldü.

Devamında, belediye meclis üyeleri ve Baydemir, belediyeye ait altı taşınmazın kiralanması, kullanımıyla kiralarının tahsil edilmesi ve iş yerlerinin tahliyelerinde gerekli işlemleri yerine getirmemekle suçlandı. İddianamede 10 yıl süreyle bir kişiye kiralanan belediyeye ait Konukevi Binası’nın ihale şartnamesine aykırı olarak Demokratik Toplum Kongresi tarafından siyasi maksatla kullanıldığı da kaydedildi.

Kayyım, yargılamaya gerekçe gösterilen protokolü 10 yıl daha uzattı

İddianamede, Osman Baydemir’in belediye meclisinin mevzuata aykırı bir şekilde verdiği öne sürülen protokol yetkisine dayanarak Kayapınar ilçesindeki taşınmazın cemevi olarak kullanılması amacıyla Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’ne 10 yıl süreyle tahsisi için 2012 yılında imzaladığı protokol suç unsuru olarak gösterildi.

Baydemir’in imzaladığı protokolde geçen “…kentimizde yaşayan Alevi yurttaşların sosyal, kültürel ve dini ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla 5393 sayılı Belediyeler Kanunu’nun 13’üncü maddesinin 2. fıkrası ile aynı Kanunun 15/a ve 18/e bentlerine istinaden 10 yıllığına Pir Sultan Abdal Derneği’ne tahsis edilmiştir” şeklindeki ifadeler iddianamede suç delili olarak gösterildi.

Baydemir ve belediye meclis üyelerine bu protokol gerekçe gösterilerek dava açılırken Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi kayyımı Münir Karaloğlu 2022 yılında süresi dolan protokolü geçtiğimiz Şubata 10 yıl daha uzattı. Baydemir hakkında bu protokolü imzaladığı için yasama dokunulmazlığının kaldırılması amacıyla 2017 yılında fezleke hazırlanmıştı.

İddianamede Baydemir’e yöneltilen diğer bir suçlamaysa Sümerpark içerisinde bulunan belediyeye ait atıl binayı 2006 yılında yaptığı protokolle 10 yıllığına Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’ne tahsis etmesi oldu. Cemiyete protokolle binanın kullanımı yalnızca gazetecilerin mesleki ve sosyal faaliyetleri için kullanılması şartına bağlanmıştı.

İddianamede suç unsuru olarak gösterilen ve 2016 yılında sona eren bu tahsis işlemi, imzalanan protokollerle kayyum Cumali Atilla tarafından 2021 yılına, kayyum Münir Karaloğlu tarafından ise 2026 yılına kadar uzatıldı.

Mahkeme suçlamayı az buldu, dava dosyasını ağır ceza mahkemesine gönderdi

Savcı, ‘Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nde kamu görevlisi şüphelilerin görevlerine aykırı bir şekilde davranmak suretiyle üzerlerine atılı ‘görevi kötüye kullanmak’ suçunu işleyerek, kamuyu zarara uğrattıkları’ iddiasıyla şüphelilerinin isnat edilen suçtan cezalandırılmalarını istedi.

İddianameyi kabul eden Diyarbakır 13’üncü Asliye Ceza Mahkemesi, 10 Haziran 2022 tarihinde dosya için görevsizlik kararı verdi.

Mahkeme, dava dosyasındaki suçlamalar göz önünde bulundurulduğunda sanıkların üzerlerine atılı suçun TCK’nin 247’nci maddesinde düzenlenen ‘zimmet’ suçunu oluşturup oluşturmadığı konusunda değerlendirme yapma yetkisinin ağır ceza mahkemesinde olduğunu savundu.

Baydemir’in avukatı Reyhan Yalçındağ ve diğer sanık avukatları, dava dosyasında zimmet suçunun maddi ya da manevi unsurlarının gerçekleşmediğini ve görevsizlik kararının yasaya aykırı olduğunu belirterek itiraz etti. Henüz nöbetçi ağır ceza mahkemesine ulaşmayan itirazlarla ile ilgili önümüzdeki günlerde karar çıkması bekleniyor.