Nedense hep eskiye özlem duyuyoruz.
Geçmişte de, bugünde, yarında ve gelecekte de ana öğe insan ama nedense hep geçmişi arıyoruz. Ve bir türlü kendimize dönüp bakmayı akıl edemiyoruz. Ya da belki işimize gelmiyor.
Bakın eskiden verilen sözlere inanırdık. Bugün yalan en büyük gerçek artık.
Eskiden emek her şeyin önündeydi. Günümüzde herkes "aklını kullan" diyor. Bunu söylerken "kullanılmanın her haline" davetiye bastırıyor. Kısacası haram eşittir helal. Sırf bu yüzdende yalan, ikiyüzlülük, soytarılık, hak yeme, maddiyat ve hukuksuzluk akıl kullanımında en değerli öğeler artık. Yani kısaca; rahat et de nasıl ediyorsan et mantığı.
Peki ya insanlık ?
Onu da hak getire..
Oysa terazinin bile tartamadığı bir makamdır insanlık.
Çünkü…
Ne kantara gelir,
Ne de Topuza.
Ama özelliklerini git gide yitiriyoruz artık. Örneğin Ahde vefa, kadir kıymet, insana saygı mahremiyet, maddiyatın her şeyin önünde olmaması, herkesin imece şeklinde birbirine yardımcı olması, düğün ve taziyelerde herkesin sorumluluk alması, küçüklerin yetimlerin ve kadınların kollanması, büyüklere saygının üst noktadan duyulması, haya’nın olması, abartının yaşanmaması, pişen aştan herkese düşmesi, tanrı misafirlerine saygı duyulması ve konuk edilmesi vs. Bunları kaybettik biz. Ve bu gidişle de geçmişi daha çok arayacağız. Çünkü sorun umudun suya düşmesi değil, kurutacak sıcaklık kalmamış yüreklerde. Esas sorun bu işte.
Bende bu haftaki köşe yazımda eskiye özlemimi naçizane şiirsel bir dille dile getirmek istedim. Umarım duygularınıza tercüman olmuşumdur. Sevgiyle kalın…
Zamanlar yoruldu trenler gitti
Maddiyat büyüdü insan ufaldı
Değerli bir çok şey bir bir taşındı
Kötülük aldı başın gidiyor
Teknoloji girdi her pencereden
Adalet silindi tüm defterlerden
Eşitlik denilen bir sözcük mü var
Yollar değiştirildi doğru diyenden
Eskiler diyoruz, özlemle anıp
Siyah beyaz günleri semaya çalıp
Bir güzelliğine üç beş de katıp
Açlığı hayallerle doyuruyoruz
Suları çeşmeden taşırdık eve
Bir yemek pay edilir yedi haneye
Saygı adetten olmazsa olmaz
Düğün de dernekte paydı herkese
Kalmadı o insanlar göçüp gittiler
Güzelliklerine anıt diktiler
Yaşayandan çok kalplerimizde
Rahmeti özlemi yola döktüler.