Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden biri olan Filiz Akın, sanat dünyasına kattığı değerlerle yıllar boyunca hafızalarda yer etti. “Filiz Akın öldü mü?”, “Filiz Akın'ın eşi kim?”, “Filiz Akın evli mi?” ve “Kaç çocuğu var?” gibi sorular, son dönemde hem sosyal medyada hem de basında sıkça konuşuluyor. Özellikle Yeşilçam’ın dört yapraklı yoncasından biri olarak kabul edilen Filiz Akın, hem kariyeri hem de özel hayatı ile yıllarca gündemde kalmaya devam etti.
Filiz Akın kimdir? Sinema dünyasının efsanevi ismi
Filiz Akın, 2 Ocak 1943 tarihinde Ankara’da doğmuştur. Gerçek adı Suna Akın’dır. Ankara Koleji’nde ortaokul ve lise eğitimini tamamladıktan sonra çalışma hayatına bir seyahat acentesinde başlamıştır. Ancak, asıl çıkışını 1962 yılında Artist dergisinin düzenlediği yarışmayı kazanarak yapmıştır. Bu yarışmanın ardından sinema dünyasına giriş yapan Akın, kısa sürede Yeşilçam’ın aranan yüzlerinden biri olmuştur.
Özellikle beyazperdede canlandırdığı “kentli, modern ve zarif” kadın karakterleriyle dönemin diğer kadın oyuncularından farklı bir profil çizen Filiz Akın, Türk sinemasında “Avrupai yüz” olarak da anılmıştır.
Filiz Akın öldü mü?
Evet, Filiz Akın’ın vefatı 22 Mart 2025 tarihinde gerçekleşti. Uzun yıllardır sağlık sorunlarıyla mücadele eden Akın, son dönemlerde tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Filiz Akın’ın ölümü, sanat camiasını ve hayranlarını derin bir üzüntüye boğdu. Yeşilçam’ın sembol isimlerinden biri olarak kabul edilen usta oyuncunun kaybı, Türk sineması açısından büyük bir kayıp olarak değerlendiriliyor.
Filiz Akın’ın özel hayatı: Eşi kim, evli mi?
Filiz Akın, yaşamı boyunca üç evlilik yaptı. İlk evliliğini ünlü yapımcı ve yönetmen Türker İnanoğlu ile gerçekleştirdi. 1964 yılında başlayan bu evlilikten bir oğlu oldu. Ancak bu evlilik 1974 yılında sona erdi.
İkinci evliliğini 1982 yılında Fransız asıllı iş insanı Leon Bubi Rubinstein ile yaptı. Çift uzun yıllar Paris’te yaşadıktan sonra 1993 yılında boşandı.
Üçüncü ve son evliliğini ise 1994 yılında dönemin Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Sönmez Köksal ile yaptı. Bu evliliği, Akın’ın son evliliği olarak kaldı ve çift birlikte uzun yıllar Ankara ve Paris’te yaşadı.
Filiz Akın kaç çocuğu var?
Filiz Akın’ın bir çocuğu bulunmaktadır. İlk eşi Türker İnanoğlu ile olan evliliğinden 1965 yılında dünyaya gelen oğlu İlker İnanoğlu da annesi gibi sinema sektörüne adım atmış ve Yeşilçam’da çocuk oyuncu olarak tanınmıştır.
İlker İnanoğlu, “Yumurcak” serisinin başrol oyuncusu olarak bilinir ve oyunculuk kariyerini de bir dönem aktif olarak sürdürmüştür. Daha sonraki yıllarda yapımcılık ve televizyon projelerinde yer almıştır.
Sinemaya nasıl adım attı?
Filiz Akın, lise yıllarında Ankara Koleji’nde öğrenim görürken, arkadaşlarının ve ailesinin desteğiyle Artist dergisinin düzenlediği yarışmaya başvurdu. Yarışmayı kazandıktan sonra Memduh Ün’ün yönettiği Akasyalar Açarken adlı filmle sinema dünyasına adım attı. Böylece Yeşilçam’ın sarışın ve modern yüzü olarak sinema dünyasında hızla yükseldi.
İlk filmlerinde genellikle şımarık zengin kız rollerini canlandırsa da ilerleyen yıllarda masum, fedakâr ve derinlikli kadın karakterleriyle özdeşleşti. Gurbet Kuşları, Umutsuzlar, Ankara Ekspresi, Tatlı Dillim ve Acı Hayat gibi filmlerle sinema tarihimize damga vurdu.
“Yeşilçam’ın dört yapraklı yoncası”ndan biri
Filiz Akın, sinema tarihimizde Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit ve Fatma Girik ile birlikte “Yeşilçam’ın dört yapraklı yoncası” olarak anılmıştır. Bu unvan, dönemin en popüler ve en çok izlenen kadın oyuncularına verilen bir isimdi.
Akın, sinema dünyasında zarif, modern ve şehirli kadın imajını yerleştiren ilk oyunculardan biri olmuştur. Beyazperdede o döneme kadar daha geleneksel Anadolu kadın figürleri ağırlıklı iken, Filiz Akın modern ve Batılı görünümlü karakterleri başarıyla yansıttı.
Oyunculuk kariyerinde dönüm noktası: Ankara Ekspresi
1971 yılında rol aldığı Ankara Ekspresi filmi, Filiz Akın’ın kariyerinde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu filmdeki “Hilda” rolü ile Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazandı. Akın’ın oyunculuğunun zirve yaptığı ve sinema eleştirmenleri tarafından övgüyle bahsedilen bu film, onun sinema kariyerinde unutulmazlar arasında yer aldı.
Sinemayı neden bıraktı?
Filiz Akın, 1975 yılında sinemaya veda etti. Dönemin değişen sinema anlayışı ve “seks filmleri furyası” olarak bilinen dönemin başlaması, birçok Yeşilçam yıldızını sinemadan uzaklaştırdı. Filiz Akın da bu dönemde sinemadan çekilerek sahnelere yöneldi.
1975 ile 1981 yılları arasında gazino ve sahnelerde şarkıcılık yaparak kariyerine devam eden Akın, aynı dönemde reklam projelerinde de yer aldı. Sinema kariyerini noktalasa da sahne ve televizyon dünyasında etkin olmaya devam etti.
Fransa yılları ve yurt dışı hayatı
1982 yılında ikinci eşi Leon Bubi Rubinstein ile evlendikten sonra Paris’e taşınan Akın, burada uzun yıllar yaşadı. Fransa’da eşi ile birlikte hayatını sürdürürken bir yandan da Türkiye’den gelen dizi ve sinema tekliflerini geri çevirdi.
Ancak 1989 yılında TRT’de yayınlanan Geçmiş Bahar Mimozaları dizisi için ekranlara geri döndü. Bu dizi, Akın’ın sinema ve televizyon dünyasına 14 yıl sonra dönüş yaptığı proje oldu.
Kanserle mücadelesi ve topluma örnek olması
2002 yılında nazofarenks kanserine yakalanan Filiz Akın, ABD’de aldığı tedavi sonrası hastalığı yenmeyi başardı. Kanser sonrası hayata yeniden tutunan Akın, bu süreci Hayata Merhaba isimli kitabında anlattı.
Ayrıca kanser hastalığına karşı farkındalık yaratmak amacıyla birçok sosyal sorumluluk projesinde yer aldı. “Sarı bilezik” ve “mavi bilezik” kampanyaları ile Türkiye’de kanser bilincinin yaygınlaştırılmasına katkıda bulundu.
Yazarlık ve televizyon kariyeri
Filiz Akın, sinemadan uzaklaştıktan sonra yazar kimliğiyle de dikkat çekti. Sabah gazetesinde köşe yazarlığı yaptı, “Hayata Merhaba”, “Güzelliklere Merhaba” ve “Lezzete Merhaba” gibi kitaplar yayımladı.
2000’li yıllarda ise televizyon sunuculuğuna adım attı. 2008 yılında Kanal 1’de Filiz Akın’la Sohbetler ve 2009’da Habertürk TV’de Filiz Akın’la Hafta Sonu Sohbetleri programını sundu.
Türk sinemasına kattığı imaj ve stil
Filiz Akın, sinema kariyerinde sadece oyunculuğuyla değil, şıklığı ve zarafetiyle de dikkat çekmiştir. Türk sinemasında “en iyi giyinen kadın oyuncu” olarak tanımlanan Akın, Avrupa modasını Türk kadınlarına tanıtmasıyla da bilinmektedir. Döneminde birçok kadına stil anlamında ilham kaynağı olmuştur.