Yaşam

Şanlıurfa’nın kayıp tarihini aydınlatan arşiv: Hermann Christ’in 200 yıllık Ermeni arşivi bulundu!

Alman Doktor Hermann Christ tarafından çekilmiş ve uzun süredir erişilemeyen tarihi fotoğraflar, Şanlıurfa’nın eski günlerine ışık tutuyor. Urfanatik ekibinin ulaştığı bu değerli arşiv, şehrin geçmiş ekonomik durumu, ibadet yerleri ve sağlık çalışmaları hakkında bilinmeyen detayları gün yüzüne çıkarıyor.

Abone Ol

GÖRSEL 13: 1902 yılında "Hastanede yapılan birçok ameliyattan biri anlamına gelir. 1902 yılında 'Hastane'de yapılan birçok ameliyattan biri. Jakob Künzler (solda) hastaya narkoz uygularken, Hermann Christ (ortada) ameliyatı yapıyor, Abraham Attarian asistanlık yapıyor. İkisi arasında hemşire olarak Bayan Camin, Ermeni hizmetli Muchz Abraham ise hastanın ayaklarını tutuyor." Bu fotoğraf, 1902 yılında bir hastanede gerçekleşen bir ameliyatı belgeliyor. Fotoğrafta, farklı milletlerden ve mesleklerden insanların bir araya gelerek bir ameliyatı gerçekleştirdiği görülüyor. Bu durum, o dönemde sağlık hizmetlerinin nasıl sunulduğu, farklı kültürlerden insanların bir arada çalıştığı ve tıbbi teknolojilerin gelişimi hakkında önemli bilgiler veriyor.

GÖRSEL 14: 1902 yılında klinik avlusunda poliklinik faaliyeti. Jakob Künzler (solda) bir Arap ile konuşurken, arkada Abraham Attarian, iki Ermeni kadın yardımcı, Hermann Christ, Bayan Camin ve Muchz Abraham bulunuyor. Sol üst köşede Christ'in odası, sağda ise Künzler'in odası görülüyor." Bu fotoğraf, 1902 yılında bir klinik avlusunda çekilen bir grup portresini gösteriyor. Fotoğraf, o dönemde sağlık hizmetlerinin nasıl sunulduğu, farklı kültürlerden insanların bir araya geldiği ve sağlık personelinin günlük yaşamlarına dair önemli bilgiler veriyor.

GÖRSEL 15: Bir klinik gününde hastalar iç avluyu dolduruyor. Üstte Jakob Künzler bir kulak tedavisi yaparken, altta (sol orta) Abraham Attarian ve Hermann Christ görülüyor. Bekleyenler arasında Ermeni (açık renkli örtülü kadınlar), Kürt, Arap ve Türkler bulunuyor, 1902.

GÖRSEL 16: İlk olarak Josephine Zürcher tarafından kiralanan Urfa kliniğinin avlusunda bekleyen hastalar. Pencereden Abraham Attarian, 1899. Bu fotoğraf, 1899 yılında Urfa'da Josephine Zürcher tarafından kiralanan bir kliniğin avlusunda bekleyen hastaları göstermektedir. Fotoğraf, o dönemde Urfa'da sağlık hizmetlerinin nasıl sunulduğu, kliniklerin fiziksel koşulları ve hastaların kliniğe erişimi hakkında önemli bilgiler verir. Özetle, bu fotoğraf, 19. yüzyıl sonlarında Urfa'da sağlık hizmetlerinin durumunu ve insanların sağlık sorunlarıyla nasıl başa çıktığını gösteren önemli bir görsel belge niteliği taşımaktadır.

GÖRSEL 17-18-19: Zaman: 1898 ve 1899 yılları Olay: Görüntüde, "Deutsche Orient-Mission" (DOM) adlı Alman misyoner bir grubun Urfa'daki faaliyetlerinden kesitler yer alıyor. Kişiler: Fotoğraflarda, misyonerler, yerel halk ve misyonerlerin çalıştığı alanlarda görevli kişiler görülüyor. Faaliyetler: Misyonerlerin eğitim, sağlık ve el sanatları gibi alanlarda yerel halkla etkileşim içinde olduğu anlaşılıyor. Özellikle kadınlara yönelik eğitim faaliyetleri dikkat çekiyor. DOM Nedir? : Deutsche Orient-Mission, 19. yüzyılın sonlarında Ortadoğu'da Hristiyanlığı yaymak amacıyla kurulan bir Alman misyoner örgütüydü. Urfa'daki Faaliyetleri: Urfa'da özellikle eğitim, sağlık ve el sanatları alanlarında faaliyet göstermişlerdir. Yerel halk arasında okullar açmışlar, hastalara bakmışlar ve kadınlara el sanatları öğretmişlerdir. bu fotoğraflar, 19. yüzyılın sonunda Urfa'da yaşanan kültürel etkileşimin önemli bir belgesi niteliğindedir.

GÖRSEL 20: Bu fotoğraf, muhtemelen 19. veya 20. yüzyıl başlarında çekilmiş olup, Urfa'da bulunan bir kurum olan DOM'un halı boyahanesinde çalışan kişileri göstermektedir. Fotoğrafta yer alan isimler, büyük ihtimalle hem Türk hem de Ermeni kökenli kişilerdir. Bu durum, o dönemde Urfa'da farklı kültür ve dinlere mensup insanların birlikte çalıştığını gösterir.

GÖRSEL 21: Masbana'daki halı dokuma atölyesi. Burada sayısız Ermeni dul Bu fotoğraf, 19. veya 20. yüzyıl başlarında çekilmiş olup, Masbana adı verilen bir yerde bulunan bir halı dokuma atölyesini göstermektedir. Atölyede çalışanların çoğunluğunun Ermeni dul kadınlar olduğu belirtilmektedir. Bu durum, o dönemde Ermeni kadınların ekonomik hayata katılımı ve karşılaştıkları zorluklar hakkında önemli bilgiler sunar.

GÖRSEL 22: Urfa'da Ermeni Dom çalışanları, 1900. Soldan sağa oturanlar: Hagop Heirik, Kework Rumian (ev sahipleri), Abraham Attarian, Ohannes Efendi (ev sahibi), Garabed Kilijan (web ustası), Nasar (ev sahibi); ayakta: Nerses (alıcı), Petrus, Harutjun (ev sahibi yardımcıları), Awedis (halı tasarımcısı), Ohannes (boyacı), Kework (makas ustası). Die armenischen DOM-Angestellten: Urfa'da yaşayan ve Dom'da (burada muhtemelen bir kurum, şirket veya yerleşim yeri anlamına geliyor) çalışan Ermenileri ifade eder. Bu tarihi fotoğraf, 1900 yılında Urfa'da yaşayan ve Dom adlı bir yerde çalışan Ermeni vatandaşları göstermektedir. Fotoğrafta, hem oturan hem de ayakta duran kişilerin isimleri ve muhtemelen yaptıkları işler belirtilmiştir. Tarihi Belge: Fotoğraf, 19. yüzyıl sonlarında Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan Ermenilerin günlük hayatlarına dair önemli bir görsel belge niteliği taşır.

GÖRSEL 23: Ermeni yetim çocuklar Franz Eckart ile birlikte DOM yetimhanesine alınmadan önce. Bu tarihi fotoğraf, muhtemelen 19. veya 20. yüzyıl başlarında çekilmiş olup, Urfa'da yaşayan Ermeni yetim çocukları ve yanlarında duran Franz Eckart adlı bir kişiyi göstermektedir. Çocuklar, bir yetimhaneye yerleştirilmeden hemen önce bu fotoğrafın çekildiği anlaşılmaktadır.

GÖRSEL 24: Büyük kazanlarda açık ateşte pişirilen, genellikle bulgurdan oluşan yemeğini yiyen yetim kızlar. Bu tarihi fotoğraf, büyük ihtimalle 19. veya 20. yüzyıl başlarında çekilmiş olup, bir yetimhanede yaşayan kız çocuklarının yemek yerken görüntülendiğini göstermektedir. Yemeklerin büyük kazanlarda açık ateşte pişirilen bulgurdan oluşması, o dönemdeki yetimhanelerdeki beslenme koşullarına dair bir fikir verir.

GÖRSEL 25: Urfa şehir merkezinin kuzeyindeki yetimhanenin avlusunda serinleyen yetim erkek çocuklar. Bu tarihi fotoğraf, muhtemelen 19. veya 20. yüzyıl başlarında çekilmiş olup, Urfa şehrinin kuzeyinde bulunan bir yetimhanenin avlusunda serinleyen yetim erkek çocuklarını göstermektedir. Çocuklar, büyük ihtimalle sıcak havanın etkisiyle serinlemek için avludaki bir su kaynağında yıkanmaktadırlar.

GÖRSEL 30: Amerikan Misyonundan bakıldığında, Ermeni mahallesi (1915'te yıkılmış) üzerinden doğuya doğru bir görünüm. Arkasında, bir zamanlar kilise olan, merkezin Ulu Camii'nin minaresi yer almaktadır.

GÖRSEL 31: Sol: Ermeni mahallesinde bir sokak (Fotoğraf: Hermann Christ)

GÖRSEL 32: Haziran 1900'de kliniğin taşınmasında bir hammal (yük taşıyıcısı). GÖRSEL 33: Urfa'nın en büyük görülecek yeri: Abraham Gölü ile Rızvaniye Camii (sol) ve Halil-ur Rahman Camii (bir zamanlar kilise), Berta Christ-Werner tarafından çizilmiş. Amerikan Misyonu: Muhtemelen 19. yüzyılda Urfa'da faaliyet gösteren bir Hristiyan misyonerlik kuruluşudur. Ermeni Mahallesi: 1915 Ermeni Kırımı öncesinde Urfa'da önemli bir Ermeni nüfusunun yaşadığı bir bölgeydi. Ulu Cami: Urfa'nın en eski ve büyük camilerinden biridir. Abraham Gölü: İbrahim peygamberle ilişkilendirilen kutsal bir göldür. Rızvaniye Camii ve Halil-ur Rahman Camii: Urfa'nın önemli tarihi ve dini yapılarıdır. Bu görseller, Urfa'nın tarihi ve kültürel zenginliğini yansıtmaktadır.

GÖRSEL 34: Eski Urfa'da bir ana cadde, Serai Caddesi. (Postkart) Abb. 34: Bu, Almanca "Abbildung" kelimesinin kısaltması olup, "resim" veya "şekil" anlamına gelir. Bu, görüntünün bir post kartından alındığını belirtiliyor. Bu tarihi fotoğraf, eski Urfa'nın önemli caddelerinden biri olan Serai Caddesi'ni göstermektedir. Fotoğrafta, taş binalar, ağaçlar, yolda yürüyen insanlar ve belki de bir minare gibi detaylar görülebilir. Bu tür tarihi fotoğraflar, o dönemin kent yaşamı, mimarisi ve sosyal yapısı hakkında önemli bilgiler sunar. Serai: Genellikle bir valinin veya yüksek rütbeli bir memurun konutu anlamına gelir. Bu durumda, Serai Caddesi muhtemelen bu tür bir yapının yakınında veya çevresinde yer almaktadır.

GÖRSEL 35: Şehrin ortasında bir kervansaray avlusunda develer. Bu tarihi fotoğraf, büyük ihtimalle Osmanlı dönemine ait bir şehirde, bir kervansarayın avlusunda yüklenmiş develeri göstermektedir. Kervansaraylar, geçmişte ticaret yolları üzerinde konaklama ve güvenlik sağlamak amacıyla inşa edilen yapılardır. Bu tür yapılar, özellikle develerle yapılan uzun yolculuklarda kervanların dinlenmesi ve eşyaların güvenli bir şekilde saklanması için kullanılırdı. Develer: Yüklenmiş halde duran develer, o dönemin ticaret hayatında önemli bir rol oynadıklarını gösterir. Kervansaray: Arka planda görülen kervansarayın mimari yapısı, dönemin inşaat teknikleri hakkında bilgi verir. Şehir içi konumu: Kervansarayın şehrin merkezinde yer alması, o dönemde ticaretin ne kadar önemli olduğunu gösterir. Bu fotoğraf, bize geçmişte şehirlerin nasıl olduğu, insanların nasıl seyahat ettiği ve ticaretin nasıl yapıldığı hakkında önemli ipuçları verir. Aynı zamanda, kervansarayların sadece ticaret için değil, aynı zamanda sosyal etkileşim ve kültürel değişim için de önemli merkezler olduğunu gösterir.

GÖRSEL 36: Büyük Ermeni Gregoryen Kilisesi, aynı zamanda "Katedral" olarak da bilinir, önünde mezarlık, bugün bir sokak ve okul alanı ile örtülüdür. Büyük bir Ermeni kilisesi (katedral olarak da bilinir) ve önündeki mezarlık. Ermeni Gregoryen Kilisesi: Hristiyanlığın Ermeni mezhebine ait bir kilise türüdür. Katedral: Genellikle bir piskoposun merkezi olduğu ve önemli dini törenlerin yapıldığı büyük bir kilise. Resim, büyük bir kilise binası ve önündeki geniş bir mezarlığı göstermektedir. Kilise, o dönemde önemli bir yapı olduğu anlaşılmaktadır. Mezarlıkta çok sayıda mezar taşı ve üzerinde duran insanlar görülmektedir. Bu durum, kilisenin ve mezarlığın o dönemde topluluk için ne kadar önemli olduğunu gösterir. Resimdeki alanda büyük değişiklikler olmuştur. Kilise ve mezarlığın bulunduğu yer, günümüzde bir yol ve bir okul tarafından kaplanmıştır. Bu durum, geçmişteki dini ve kültürel mirasın zaman içinde nasıl değiştiğini gösteren önemli bir örnektir.

GÖRSEL 37: Abraham Attarian ailesiyle birlikte. Annesi en küçük çocuğu tutuyor. Babası 1895 yılında öldürüldü. GÖRSEL 38: Dokuma ustası Garabed Kilijan'ın ailesi Dokuma ustası Garabed Kilijan: Ailenin başındaki kişinin mesleğinin dokumacılık olduğunu ve isminin Garabed Kilijan olduğunu belirtir. Karl Pulst'un halefi olarak "Ermeni Pulst" olarak da anılırdı. Garabed Kilijan'ın Karl Pulst adlı birinden sonra aynı işi yaptığı ve bu nedenle "Ermeni Pulst" olarak anıldığı belirtilir. (Studio çekimi): Fotoğrafın bir stüdyoda çekildiğini ifade eder. Bu iki resim, bir Ermeni ailenin hayatına dair kesitler sunuyor. İlk resimde ailenin yaşadığı bir trajedi (babanın öldürülmesi), ikinci resimde ise ailenin mesleki devamlılığına vurgu yapılıyor. 1895 yılı, Ermeni Kırımı olarak bilinen olayların yaşandığı bir dönem olduğu için, ilk resimdeki babanın ölümü bu olaylarla bağlantılı olabilir. İkinci resimde ise, Garabed Kilijan'ın Karl Pulst'un halefi olarak anılması, toplumsal hayattaki geçişleri ve devamlılığı gösteriyor.

GÖRSEL 39: Klinik görevlisi Muchz Abraham’ın ailesi, 1902. En büyük kızları Lucia (sağdan ikinci) okuma yazma öğrenmiş, yetimhanede yemek yapmış ve Christ ailesinin ev işlerinde yardım etmiştir. İkinci büyük kızları Serman (soldan birinci) da okuma yazma öğrenmiş, Berta Christ’in en sevdiği oda kızı olmuş ve Berta Christ’in 1903’te ayrılmasından sonra kolera nedeniyle ölmüştür. Görüntü, büyük ihtimalle 1902 yılında çekilmiş bir aile portresi. Çocukların Eğitimi: Ailenin kız çocukları okuma yazma öğrenmiş. Bu, o dönemde özellikle kız çocukları için nadir görülen bir durum olabilir. Ölüm: Ailenin büyük kızlarından biri, kolera salgını nedeniyle hayatını kaybetmiş. Bu, o dönemde yaygın olan hastalıklar ve yaşam koşulları hakkında bilgi veriyor.

GÖRSEL 40: Urfalı ilk Ermeni protestan papazı olan ve Basel'de eğitim görmüş, 1895 yılında öldürülen Hagop Abuhajatian'ın ailesi. Christ, en büyük kızını, Corinna Shattuck'ın sekreteriyle evli olanı iyi tanıyordu. (Stüdyo çekimi) Aile Portresi: Görüntü, büyük ihtimalle 19. yüzyılın sonlarına ait bir aile portresi. Dini Lider: Ailenin babası, Ermeni Protestan cemaatinin önemli bir figürü. Eğitim ve Göç: Baba, yurtdışında (Basel, İsviçre) eğitim almış. Bu, o dönemde eğitim almak için yurtdışına gitmenin önemini gösteriyor. Siyasi Olaylar: 1895 yılında öldürülmesi, o dönemde yaşanan Ermeni katliamlarına işaret ediyor.

GÖRSEL 41: Papaz Abuhajatian tarafından Urfa'da kurulan ilk Ermeni Protestan kilisesi. 1915'te Ermeni mahallesinin bombardımanında hasar gördü. Bugün, minare ve köşe kuleleri olmadan Fırfırlı Camii olarak bilinmektedir. Bu görüntü, 19. yüzyılın sonları veya 20. yüzyılın başlarında Urfa'da bulunan bir Ermeni Protestan kilisesini göstermektedir. Fotoğrafın çekildiği dönemde kilise aktif olarak kullanılmaktaydı. Ancak, 1915 Ermeni Kırımı sırasında yaşanan olaylar sonucu kilise zarar görmüş ve daha sonra camiye dönüştürülmüştür. Dini Mimari: Görüntü, Osmanlı döneminde Ortadoğu'da var olan dini çeşitliliği ve mimariyi yansıtmaktadır. Tarihsel Olaylar: Kilise üzerindeki hasar, 1915 Ermeni Kırımı'nın bölgedeki Ermeni cemaatine verdiği zararın bir kanıtıdır. Kültürel Değişim: Kilisenin camiye dönüştürülmesi, bölgedeki demografik ve dini yapıda meydana gelen önemli değişiklikleri göstermektedir. Kimlik ve Miras: Bu görüntü, hem Ermeni hem de Türk kimlikleri için önemli bir sembol haline gelmiştir. Ermeniler için kayıp bir ibadethane, Türkler için ise yeni bir ibadethanenin sembolüdür. Papaz Abuhajatian: Fotoğrafta adı geçen Papaz Abuhajatian, bölgedeki Ermeni Protestan cemaatinin önemli bir figürüdür. 1915 Ermeni Kırımı: Bu olay, Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan Ermenilere yönelik sistematik bir soykırımdır. Kilise üzerindeki hasar, bu olayların şiddetini ve kapsamını göstermektedir.

GÖRSEL 42: Verilen görselde, 1899 yılında Hermann Christ tarafından fotoğraflanan "Siverek'in eski Süryani piskoposu" olduğu belirtilmektedir. Fotoğrafta, yaşlı bir erkek figürü yer almaktadır. Dinî bir lider olduğu, giyimi ve yüz ifadesinden anlaşılmaktadır. Fotoğrafın çekildiği yer olarak "Severek" belirtilmiştir. Siverek'in tarihi ve kültürel önemi göz önüne alındığında, fotoğrafın bölgenin dini ve sosyal yapısı hakkında önemli ipuçları taşıdığı söylenebilir. Fotoğrafın 1899 yılında çekilmiş olması, o dönemin kıyafetleri, fotoğrafçılık teknikleri ve bölgenin sosyal durumu hakkında bilgi vermektedir. Siverek, Şanlıurfa'ya yakın bir yerleşim yeridir ve tarih boyunca farklı din ve kültürlere ev sahipliği yapmıştır. Bu fotoğraf, Şanlıurfa'nın dini çeşitliliği ve kültürel zenginliği hakkında önemli bir kanıt niteliğindedir. Süryani Hristiyanlığı: Fotoğraftaki kişinin Süryani bir piskopos olması, bölgede Süryani Hristiyanlığının uzun bir geçmişe sahip olduğunu göstermektedir. GÖRSEL 43: Şanlıurfa’nın yakınındaki Wank manastırındaki Ermeni başpiskoposu, 1899.

GÖRSEL 48: Müslüman bir dilenci

GÖRSEL 49 :Sol üst: Türk çöl süvarisi GÖRSEL 50: Sağ üst: zengin bir Türk genci GÖRSEL 51: Alt: kışlık kıyafetli Türk Polis memuru

GÖRSEL 52: Bir Kürt şeyh ve tütün üreticisi (solda) ve Adıyaman'da bir Türk tütün tüccarı. Kürt Şeyh: Fotoğrafın solunda yer alan kişi, Kürt topluluklarında dini ve toplumsal liderliğe sahip olan bir şeyh olarak tanımlanmıştır. Aynı zamanda bir tütün üreticisi olduğu da belirtilmiştir. Türk Tütün Tüccarı: Fotoğrafın sağında yer alan kişi ise Türk vatandaşı olup tütün ticaretiyle uğraşan bir tüccar olarak tanımlanmıştır. Adıyaman: Türkiye'nin güneydoğusunda yer alan bir ildir. Tütün üretimiyle bilinen bir bölgedir. Bu fotoğraf, 20. yüzyılın başlarında veya ortalarında çekilmiş gibi görünüyor. O dönemde bölgede yaşayan farklı etnik ve mesleki gruplardan insanların bir arada yaşamalarını ve ekonomik faaliyetlerde bulunmalarını gösteriyor. Kültürel Çeşitlilik: Fotoğraf, bölgenin kültürel ve etnik çeşitliliğini yansıtıyor. Kürt ve Türk gibi farklı etnik kökenlere sahip insanların aynı karede yer alması bu çeşitliliği vurguluyor. Ekonomik Faaliyetler: Tütün üretimi ve ticareti, o dönemde bölgenin önemli ekonomik faaliyetlerinden biri olduğunu gösteriyor. Sosyal Yapı: Fotoğraf, kıyafetler, aksesuarlar ve yüz ifadeleri gibi detaylar aracılığıyla o dönemdeki sosyal yapıyı ve insanların yaşam tarzlarını yansıtıyor.

GÖRSEL 53: Adıyaman çevresinden Zaza-Kürtleri. Zazalar, etnik bir azınlık olup Kürtlere dahil edilirler, ancak kendilerine özgü bir dil konuşurlar. Bu fotoğraf, 20. yüzyılın başlarında veya ortalarında çekilmiş gibi görünüyor. Fotoğrafta, Türkiye'nin Adıyaman ili çevresinde yaşayan Zaza topluluğundan kişiler yer alıyor. Zaza-Kürtleri: Zazalar, Kürtlerin bir alt kolunu oluşturan etnik bir grup. Kendi özgün kültürleri, gelenekleri ve Zaza dilini konuşmalarıyla bilinirler. Etnik Azınlık: Fotoğraf, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde veya Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında bölgede yaşayan farklı etnik gruplardan birine ait bireyleri gösteriyor.

GÖRSEL 57: Eski Ahit'in zemini üzerinde (Başlangıç 24,15-67): Harran yakınlarındaki "Rebekkabrunu", 1901. (Fotoğraf: Hermann Christ) Rebekkabrunu: İncil'de Rebeka adlı kadının su çektiği söylenen bir kuyuyu ifade eder. Bu kuyunun, günümüzde Türkiye'nin Şanlıurfa ili sınırları içindeki Harran bölgesinde olduğu düşünülmektedir. Eski Ahit: Yahudilik ve Hristiyanlık dinlerinin kutsal metinlerinin ilk kısmıdır. Harran: Tarihi ve kültürel açıdan zengin bir şehirdir. Özellikle astronomi ve İslam tarihiyle ilgili önemli çalışmalara ev sahipliği yapmıştır. Rebeka: İbrahim peygamberin oğlu İshak'a eş olarak seçilen bir kadındır. İncil'de önemli bir figürdür. Bu görsel, hem dini hem de arkeolojik açıdan önemli bir yere sahiptir. Harran'daki Rebekkabrunu'nun bulunması, İncil'deki anlatıların coğrafi bir karşılığının olabileceği fikrini güçlendirir.

GÖRSEL 58: 1901 yılında Harran'da Arap evleri. Bu tarihi fotoğraf, 1901 yılında Alman fotoğrafçı Hermann Christ tarafından çekilmiştir. Fotoğrafta, günümüz Türkiye sınırları içinde bulunan Şanlıurfa'nın Harran ilçesindeki karakteristik konik çatılı evler görülmektedir. Bu evler, bölgenin çöl iklimine uyum sağlayacak şekilde tasarlanmış olup, yazın serin, kışın ise sıcak olmalarıyla bilinirler. Harran: Tarihi İpek Yolu üzerinde önemli bir konuma sahip olan Harran, Mezopotamya'nın en eski yerleşim yerlerinden biridir. Astronomi ve felsefe alanında önemli bir merkez olmuştur. Konik Çatılı Evler: Harran'ın simgesi haline gelen bu evler, bindirme tekniğiyle inşa edilmiştir. Tuğla ve çamur harcı kullanılarak yapılan bu evler, hem estetik bir görünüme sahiptir hem de bölgenin iklim koşullarına uygundur. Tarihi Belge: Bu fotoğraf, Harran'ın 19. yüzyıl sonlarındaki yaşam koşullarına ve mimari yapısına dair önemli bir görsel belge niteliğindedir. Harran'ın tarihi ve kültürel dokusunu yansıtan önemli bir görseldir. Hem bölge halkı hem de dünya genelindeki tarih ve kültür meraklıları için büyük bir ilgi çekmektedir.

GÖRSEL 59: Hermann Christ (solda) 1910 yılında Kasım 1907'den 1926 yılının sonuna kadar çalıştığı Riehen'deki Sonnenhalde Psikiyatri Kliniği'nde doktor olarak. Sağda ise amiri ve aynı zamanda damadı olan Alsaslı Charles Bach. (Fotoğraf: Sonnenhalde Arşivi)