Hem ülkemizde hem de diğer dünya ülkelerinde hemen hemen herkes tarafından kullanılan akıllı telefonlar, gündelik hayat işlerinin büyük ölçüde ferahlamasını sağladı. Eğitimden bankacılık işlemlerine kadar pek çok farklı alanda tek ekran üzerinden hizmet alınmasını sağlayan akıllı telefonlar, bu özellikleri sayesinde zamandan da büyük ölçüde tasarruf edilmesine aracılık etti.
Kişilerin gerek özel hayatları gerek ise de akademik kariyerleri adına önemli bir yere sahip olan akıllı telefonlar, bugün milyarlarca kişinin en temel ihtiyaçlarından biri olarak değerlendirilmeye başlandı. Öyle ki tuvalete giderken dahi cep telefonlarını yanlarından ayırmayan kullanıcılar, bu ürün grubuna ne derece bağımlı hal geldiklerini gözler önüne serdi. Bu noktada devreye giren uzmanlar, tuvalete telefon ile girmenin sağlığı ciddi oranda tehdit eden başlıca davranışlardan biri olduğuna dikkat çekti.
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. A. Çağrı Büke, tuvalete telefon ile girmenin tehlikeleri hakkında bilgiler verdi. Büke, konu ile ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “İnsan bağırsağında çok sayıda bakteri var. Bağırsak enfeksiyonu durumlarında da birtakım bakteri, virüs ve parazitler ishal gelişimine sebep olur. Dışkı ile dış ortama mikroorganizmalar saçılır. Telefonlar gündelik hayatta en çok kullandığımız cihazlardan. Yapılan son araştırma çoğu kişinin cep telefonları ile tuvalette kaldığını ortaya koydu. Bu da demek oluyor ki cep telefonları tam bir bakteri yuvası.”
Birçok kişinin yemek yaptıktan sonra dahi ellerini yıkadığını ancak telefonuna dokunduktan sonra yıkamadığını ve bu sebep ile de ellerine bulaşan bakterileri başkaları aracılığı ile hızla yaydığını belirten Büke, virüslerin de telefonların yüzeylerinde yaşadığını ifade etti. Büke, virüslere dikkat çektiği açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Grip etkeni influenza virüsleri, Covid- 19 etkeni olan SARS- CoV2, ishale yol açabilen ve bilhassa da çocuklarda ağır bir seyir gösterebilen norovirüs, rotavirüs gibi virüsler de cep telefonlarında haftalar boyunca yaşamlarını sürdürebilirler.”