Hac, İslam dünyasının en kutsal ibadetlerinden biri olarak, her yıl milyonlarca müminin katıldığı bir dini görev olarak biliniyor. Türkiye’nin dört bir yanından hacı adayları, bu manevi yolculuğa çıkmadan önce, geçmişte Şanlıurfa’daki Balıklıgöl ve Dergah’ı ziyaret ederek manevi bir hazırlık yaparlardı. Özellikle Balıklıgöl ve Dergah, hac yolculuğuna çıkmadan önce hacıların uğramadan gitmedikleri kutsal mekan olarak ön plana çıkıyordu.
Urfa'nın tarihi ve dini dokusunu bir arada hissetmek, hacı adaylarının manevi olarak kendilerini hazırlamalarına yardımcı olmak amacıyla Balıklıgöl ve Dergah’a yapılan bu ziyaretler, bir gelenek halini almıştı. Balıklıgöl, burada yaşayan balıkların, İbrahim Peygamber'in ateşe atılmasından sonra bir mucize olarak var olduğuna inanılan kutsal mekanlardan biri. Dergah ise, Halil-ül Rahman Camii ve çevresindeki tarihi yapılarla birlikte, Urfa'nın dini ve manevi mirasını temsil eden önemli bir yer.
Ancak günümüzde, hava yoluyla gerçekleştirilen hac yolculukları nedeniyle hacı adayları, eski geleneksel rotayı takip etmiyor ve Şanlıurfa’daki bu manevi merkezlere uğramadan Hac’a gitmeye başladı. Karayolu ile yapılan hac yolculuklarının yerini hava yolunun alması, hacı adaylarının Urfa'nın manevi atmosferinden uzak kalmasına yol açıyor.
Bu değişim, aynı zamanda Urfa'nın dini turizmi için de bir kayıp olarak değerlendiriliyor. Balıklıgöl ve Dergah gibi mekanlar, sadece hacı adayları için değil, aynı zamanda bölgeye gelen yerli ve yabancı turistler için de önemli bir çekim merkezi. Hac yolculuğuna çıkanların bu geleneksel ziyaretleri gerçekleştirmemesi, bölgenin dini turizm potansiyelini de zayıflattı.
Şanlıurfa'nın bu manevi mirası, hala önemli bir değer olarak kalmaya devam ediyor, ancak karayolu ile yapılan hac yolculuklarının sona ermesi, bu geleneğin de kaybolmasına neden oldu.
