Akarsular misali akıp da geçti hayat
Nice köprüler yaktık
Nice gönüller yıktık
Geriye dönüp baktık
Ellerimiz bomboştu
Artık çok geçti heyhat!
Hayat neydi ki
İlk gözyaşı, ilk nefes miydi
Yoksa korkularınla sığındığın bir anne kokusu mu
Bilinmeyen bir serüvendi belki de hayat.
Düşerken ayağını kanatır;
Düş kırıklığında yüreğini kanatır
Kimi zaman umut verir
Kimi zaman unut der.
Kalabalıklarda yalnız bırakırken
Dört duvarı sana arkadaş eder
Hem yaralar hem yaralarını sarar
Zaman der
Zaman en iyi ilaçtır
Bir ummandır hayat
Kimine damla düşer
Kimine bir avuç su
Kimine denizler dolusu
Sarp dağlar gibidir hayat
Kimi daha yolun başında tükenir kimi yokuşlarda, yarı yolda kalır
Kimi zirveyi görür
Görür de ne dizde derman
Ne gözde fer kalır.
Yanından gidenler, elinden gidenler, bir daha gelmemek üzere gidenlerdir hayat .
Yani geçmişindir; burnunda tüten sıcak bir ekmek kokusudur çocukluğundan kalma. veya gözlerinde tüten anne kucağı, sarılıp yattığın bayramlığındır belki de şimdiki zaman doyumsuzluğuna inat.
Bugündür, bulunduğun andır hayat .
Artık iç muhasebe zamanıdır, sorgulama günüdür kendini.
Yarını olmayabilir hayatın .
Acımasız bir öğretmen gibidir.
Hayat geçip gitti derken ;sen hayatın içinden geçip gidersin farkında olmadan.
Dün önünde yükselen
Yüce dağ
Bugün sönmekte olan
Bir çerağ
Artık.....
Velhasıl kimseyi memnun edemez hayat, her geçen gün yeni kekelerle çıkar karşına
Yaptıklarına bir pişman eder seni yapmadıklarına bin pişman.