Her yerden her şey çıkar da.
İnsan da, insanlıktan çıkar mı..!
Ne yazık ki oda oluyor.
Çünkü hayatımız riyaset ve siyaset olmuş. Dürüstlüğün, tarafsızlığın ve vicdanın değeri pek kalmamış. Ve giderek birbirine benziyor herkes ne yazık ki !
Ama….
İnsan hayatı her şeye ''rağmen yapmak'' üzerine bir dersler silsilesidir.
Korkmasına, acı çekmesine, üzülmesine, tıkanmış hissetmesine, beklediklerini bulamayışına, zayıflıklarına, yenilgilerine rağmen,
-Yaşamaya,
-Denemeye,
-Umut etmeye,
-Umut vermeye
Ve…
Öğrenmeye devam edilmelidir.
Zaten insanı değerli ve anlamlı kılan her şeye ''rağmen yapmak'' değil midir ?
Hele hayatın dertlerine ve zevklerine ortaksa herkes.
Düşünün;
-Sabahlara dek futbol yorumu izleyen adamlar,
-Diziden diziye koşan kadınlar,
-Sörvayvır yarışmacılarına duyduğu hayranlığı her mecrada ifade etmekten geri durmayanlar, -Çocuğu sussun diye eline tablet tutuşturan ana babalar,
-Aidiyet hissi duyduğu memleket, takım, parti, grup vesairenin gönüllü avukatlığını yapanlara bizlerde hissedarız. Yani bütün bu olumsuzluklara habersizmişiz bir şekilde de;
-Çok mutluymuş gibi
-Çok iyiymiş gibi.
-Çok düşünüyormuş gibi.
-Çok hissediyormuş gibi
-Çok anlıyormuş gibi
-Çok anlaşılıyormuş gibi ve en beteri her şeyin farkındaymışız gibi yapıyoruz.
Sonrada yaşantımızda eksen kayması olunca bir rol sanatına dönüşüyor her şeyimiz.
Ne kadar gülünç. Ve bir o kadar da acıklı değil mi ?
Tamam bunları yaptık diyelim. Ama asli işinizi de unutmadan
Nasıl mı ?
-İnsanlıkta tümöre dönüşen gerçekleri kendi içinde muhafaza edip beslemekten vaz geçerek,
-Ahlaki, edebi ve adilane vasıfların derdine düşerek.
Ve en önemlisi öz değerlerimize dönerek insani vazifelerimizi yerine getirerek.
Ancak bu durumda her şeye “rağmen yapmak” ama “doğruları yapmak” bir anlam ifade eder diyor, sağlıklı günler diliyorum.