Hipertansiyon

Hepimizin bir şekilde duyduğu bir terim Hipertansiyon. Kulak aşinalığının artmış olması toplumda bu terimin sıradanlaşmasına ve hatta normal karşılanmasına sebep olmakta. Bizleri Sağlıklı birey olmaktan alıkoyan bu terime mercek tutup, sıradanlaşmasını veya görülmesini normal karşılayacak perspektifi değiştirmediğimiz sürece masum bir terime bürünmesi kümülatif şekilde hızlanacaktır.

Abone Ol

    Hepimizin bir şekilde duyduğu bir terim Hipertansiyon. Kulak aşinalığının artmış olması toplumda bu terimin sıradanlaşmasına ve hatta normal karşılanmasına sebep olmakta. Bizleri Sağlıklı birey olmaktan alıkoyan bu terime mercek tutup, sıradanlaşmasını veya görülmesini normal karşılayacak perspektifi değiştirmediğimiz sürece masum bir terime bürünmesi kümülatif şekilde hızlanacaktır.

            Dünyada en çok ölüme neden olan ve vücutta kalıcı hasarlara neden olan Hipertansiyon Türkiye’de de yaygın şekilde görülmektedir. 50-60 yaş gurubu insanların %54 ü hipertansif. Bunlar kalp krizi, inme ve böbrek yetersizliğiyle karşı karşıya. Ülkemiz Hipertansiyon oluşumu açısından en riskli ülkelerin başında gelmektedir. Ülkemizde ölümlerin %25 inin nedenini Hipertansiyon ve komplikasyonlarına bağlı hastalıklar oluşturuyor. Türkiye’nin de içinde olduğu ülkeleri alan bir karşılaştırmalı araştırmada 4 yıllık bir süre içinde, 4 yıl önce Hipertansiyon olmayan bireylerin 4 yıl sonra ne kadarı Hipertansiyon geliştirdiler diye araştırma yapıldı. Maalesef Türkiye %25 lik oran ile 1. sırada yer aldı. Şu an Hipertansiyonum yoksa %25 ihtimalle 4 yıl sonra Hipertansiyon olabilirim. Yani her 4 kişiden 1 i, 4 yıl sonra Hipertansiyon hastası olacak, şuanda kan basıncımızın normal olması da bizi gelecekteki Hipertansiyondan korumuyor. Hipertansiyon ile topyekün mücadele gerekmektedir. Diyet, egzersiz, tuzdan kaçınma ve kilo kontrolü, Hipertansiyonla mücadelenin temel elemanlarıdır. Ekmekteki tuz oranı %1,8 den %1,5 e düşürüldü. Lokantalardaki tuzluklar kaldırıldı. Farkındalık yaratılmaya çalışıldı ve basın aracılığı ile vatandaşlar bilgilendirildi. Bu mücadeleye devam edilmeli.

            Hipertansiyonun temel sebepleri nelerdir ?

* Yüksek tuz tüketimi

*stres, obezite

*genetik faktörler

*Diyabet, kolestrol

*böbrek rahatsızlıkları

*Tiroit rahatızlıkları

*Henüz fetüs halindeyken meydana gelen damar gelişimi ile ilgili anormallikler.

*Fiziksel aktivitenin az olması

* Mg, K ve Ca miktarının diyette az olması

* Doğum kontrol hapları ve bazı ağrı kesiciler

*Sigara tüketimi veya uyarıcı madde kullanımı  başlıca sebepleri olarak sayılabilir.

            Düzenli ölçümler ile elde edilen kan basıncı değerlerinin sürekli olarak yüksek tespit edilmesi halinde hekim tarafından bireyde bu durumun neden olabileceği rahatsızlıkların tespiti için İdrar, Kan, EKG ve Ultrasonografi gibi çeşitli tansıal testler gerçekleştirilebiliyor.        Hipertansiyonun en önemli kontrol altına alım ve tedavi yöntemi olarak Yaşam Tarzı Değişikliği söylenebilir.   

            Yaşam Tarzı Değişikliği nelerden oluşur?

            Diyetin ayarlanarak vücut  ağırlığının kontrolü, sigaranın bırakılması, stresten uzak durulması, alkollü içkilerden vazgeçilmesi, tuz alımının azaltılması, sebze ve meyve tüketiminin arttırılması, doymuş ve toplam yağ alımının azaltılarak dengelenmesi, fiziksel aktivitenin arttırılması gibi Yaşam tarzı değişikliklerinin hipertansiyonun önlenmesinde ve tedavisinde yeri önemlidir. Sonuç olarak, bu yaşam tarzı değişiklikleri ile ilaç tedavisinin birlikte uygulanmasıyla ve eşlik eden hastalıklarla ilgili biyokimyasal parametrelerin de düzenli olarak izlenmesiyle hipertansiyonun etkin tedavisinin yanında felç, konjestif kalp yetmezliği, miyokart enfarktüsü, periferik arter hastalığı ve son dönem böbrek hastalıklarının gelişmesine karşı da mücadele edilmiş olacaktır.

            Diyet tedavisi veya düzenlemesi için Diyetisyen kontrolünde size özgü olarak düzenlenmiş beslenme programını uygulamanız en etkin çözüm olacaktır.

GIDANIZ İLACINIZ, İLACINIZ GIDANIZ OLSUN J