Şanlıurfa’da özel bir otelde gerçekleşen toplantıda Kamer Vakfı İl Temsilcisi Tuba Baydar’ın sunumu ile başladı. Toplantıya konuşmacı olarak katılan Harran Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Kayan ve Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. DR. Ali Rıza Öztürkmen önemli açıklamalarda bulundu.
Harran Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Kayan İklim krizi ve iklim krizinin toplumsal cinsiyet ilişkisi üzerinde durdu ve insanoğlunun doğaya olan zararlarına değindi.
Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. DR. Ali Rıza Öztürkmen iklim etkisi ile nasıl mücadele edileceğini veya etkilerinin nasıl en aza indirgenebileceğini değerlendirdi.
“KADIN VE ÇOCUKLARA ZARAR VEREN UYGULAMALARINI TESPİT”
Kamer Vakfı İl Temsilcisi Tuba Baydar konuşmasında;
“İklim değişikliğinin toplumsal cinsiyet boyutu konulu toplantı için şu an buluşuyor oluyoruz. Cinsiyet eşitliğinin sağlandığı evrensel insan hakları ve barış normlarına ve doğa dostu bir ekonomiye ulaşmış güçlü kadınların sayısının çoğaldığı, bir toplum için cinsiyetçi değerlerin biçimlendirdiği kültür ve geleneklerin kadın ve çocuklara zarar veren uygulamalarını tespit etmek, alternatiflerini geliştirmek ve uygulanabilir olmalarını sağlamak. Farkındalık grup çalışmalarımız oluyor. Acil destek hattı ve merkezleri kameranın hizmet veren bir acil yardım hattı ve yılda güzel acil destek merkezi bulunmaktadır. STK'lar ile dayanışma içerisindeyiz. Hak temelli çalışan STK'lar ile deneyim paylaşımı yapılarak karşılıklı bir öğrenme ve güçlenme sağlanmakta ve hak temelli çalışan STK'ların toplumsal cinsiyet konusunda da farkında ve duyarlı olmasını sağlanmaya çalışılmaktadır. Son üç yılda yirmi yedi STK ile birlikte çalışıldı. Doğu ve Güneydoğu'nun yirmi üç ilinde varız. Bazı illerimizde Home Office çalışıyoruz. Aslında sadece Türkiye'de değil, uluslararası da çalışmalar yürütüyoruz yine kadınlara ve çocuklara yönelik yaşadığı şiddeti fark edip şiddetten kurtulmaya çalışan kadınlara ihtiyaç duydukları tüm destekleri sağlamak ve bu zorlu yolculuklara eşlik etmek” ifadelerine yer verdi.
“BİRLEŞMİŞ MİLLETLERLE İŞ BİRLİĞİ”
Harran Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Kayan;
“Ben hemen burada Kamer Vakfı yöneticilerine duyurmak istiyorum. Eğer bu çalışmalarını sistemli ve düzenli bir şekilde yaparlarsa eminim yakın zamanda Birleşmiş Milletler iş birliği yapmak isteyecekler, bunlarla birlikte çalışmayı isteyecekler çünkü ben baktım çalışmaları sadece ulusal sınırla sınırlı değil. Uluslararası boyutu vardır dünyanın her tarafında kadınlara özellikle küresel iklim değişikliğinden olumsuz etkilenen dezavantajlı gruplara ve özellikle dünyanın her tarafındaki kadınlara el uzatılmıştır. Bilimsel olarak onu ele aldığımız zaman küresel iklim değişikliği yani dünyanın ısınması bugünün sorunu değildir. Bir kere insanlık tarihi neolitik dönemde başlıyor. Milattan önce bin yılında başlar bin yılında biter ve bundan sonra buzul çağının sona ermesi demektir. Bu bin yıl ondan sonra küresel ısınma yavaştan yavaşlatmaya başlıyor ve böyle canlılar dünya üzerinde özellikle insanlar yayılmaya başlıyorlar. Tabii bu ayrı bir konu bizim konumuzla ilgili olmadığı için fazla girişime girmek istemiyorum ama küresel iklim değişimi ana nedeni sanayi devrimidir. O da İngiltere’de başlayıp dünyanın her tarafına yayılmış olan Sanayi devrimidir. Ama şunu da belirtmek isterim, insanlık aydınlanma felsefesiyle bilimsel olarak olgunluğa erişmiş, sanayi devrimiyle de birlikte teknik olarak olgunluğa erişmiştir. Bunu şöyle bir örtüleri somutlaştırmak isterim. Milattan önce 8 milyar bütün dünyada beş milyon nüfus vardı ve bunun hepsi beslenemiyordu. Ama günümüz milyar insan vardır. Teknik gelişmeler sayesinde dünya bunların hepsini besleyebiliyor ve barındırabiliyor. Ama tarım toplumuyla birlikte güç işin içine girdiği için artık kadınlar ikinci plana düştü ve şu anda dünyanın egemeni erkeklerdir işin doğrusu. Kıymetli hanımlar. Bu konuyu ele almanız çok önemli, çok kıymetli, çok değerlidir. Neticede bugün dünyanın karşı karşıya aldığı sorunların ana nedeni maalesef erkeklerdir. Bunu da belirteyim. Fidel Castro'nun dediği gibi erkeklerdir, temizlemesi gereken erkeklerdir. Ama bugün kadınların bu işin elini koyması, soluk altına girmesi çok önemli ve kıymetlidir” ifadelerde bulundu.
“OKSİJEN DÖNGÜSÜ, GLİKOZ DÖNGÜSÜ, ATMOSFERDEKİ YAĞMUR DÖNGÜSÜ”
Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. DR. Ali Rıza Öztürkmen konuşmasında;
“Bugün toplantıda iklim değişikliğinin cinsiyet üzerine etkisini konuşacaktık. Dünyanın da bir çalışma sistemi var. Bu dünyanın çalışma sistemi içerisinde o kadar doğru giden döngüler var ki oksijen döngüsü, glikoz döngüsü, atmosferdeki yağmur döngüsü yani su döngüsü. Bunların hepsi bir çark içerisinde dönmektedir. Ne zaman ki insanoğlu olarak ben bunu derslerde de söylüyorum biz hayata müdahil olduysa biz bir şeyler elde etmeye çalıştıysak o çarpı biz bozmuştuk. Ve dünyadaki bütün felaketlerin, bütün olumsuzlukların temel kaynağı insanoğludur. Bu üzücü olarak söylenilen bir şey. Şimdi baktığımızda dünyayı çevreleyen bir atmosfer var adeta bir elma ve onun kabuğu gibi haklılıklar oluyor ve dünyada değişen topografya, değişen hava durumuna göre farklı iklimler var. Yine aynı şekilde ülkemizde de üç farklı iklim söz konusu. Yani biz Şanlıurfa'da kuraklıktan yakınırken Karadeniz'de milimetre yağış alıyor bu ülke. Yine aynı şekilde Akdeniz'de yazlar sıcak ve kurak geçerken kışlar ılık ve yağışlı geçebiliyor. Dolayısıyla bu iklimin bir dengesi söz konusu. Ve ilk anda bu dengeyi bozan biz insanoğlu bazı koşullarla ya da bazı yapılarla oynayarak bu standart olan değişimi bozuyor. Bizim kendi elimizle yaptığımız bizim kendi elimizle arttırdığımız ya da eksilttiğimiz unsurların tamamı bu döngüyü bozuyor. Halbuki bu doğa içerisinde, bu dünya içerisinde insanı çıkarırsanız her şey kusursuz bir şekilde dönüp devam edecektir. Hatırlarsanız üç yıl önce bir pandemi yaşadık. Yaklaşık olarak bir buçuk yıl insanoğlu bazı şeylerden yoksun kaldı. Dünyada uçak uçmadı, gemi gitmedi. Bizler evlerimizden dışarı çıkmadı. Haberler ne dedi? Ozon tabakası kendi kendini tamir etti dedi. Dünyadaki karbondioksit dengesi yerine oturdu dedi. Neden? Çünkü biz günümüzde yaşadığımızdan daha az şey görmeye başladık. Daha az şey yani bizim için iyi bir araba önemli değildi. Milyarlarca liramız cebimizde olsa önemli değildi. Çünkü pandemide bizim yiyip içeceğimiz bir ekmek bir suydu. Dolayısıyla insanoğlu ne zaman ki hırsa geçerse isteklerini artırırsa bu doğal denge bozulmaya başlıyor” ifadelerine yer verdi.