Kırkyama gibidir insan hayatı
Her anına bir anı yamarsın
Hatırası var diye biriktirip her bir acının
Toplamına da tecrübe adı koyarsın.
Unuttunuz mu her yürek;
Kendisini baz alarak ölçer yalnızlığın sınırsızlığını.
Her şeyin telafisi mutlaka vardır ama
Önleyemezsin zamanın hırsızlığını.
Acaba farkında mısınız ?
Dünün keşkeleri, ve yarının telaşlarıyla geçiyor ömür. Sanki nefes hiç bitmeyecek gibi. Ama ömrümüz bile emanetken, neye sahiplik taslıyoruz bir düşünelim değil mi ?
Bakın gün gelir,
Gerçeği geç görüp, pişmanlığı tadarsın zamanla..
Artık tüm bedenler aynıdır,
Değer verip bakmazsın içindeki ruhlara..
Eğer içinde insanlık namına bir belirti yoksa.
Kıyafetleri de pahalı olsa, etiketi ve apoleti de olsa hiç bir değeri yoktur.
Gerçeğin makamına çıkamazsın
Riyakarlık veya sahtekarlıkla.
Çünkü değerlerine bir kez olsun ihanet eden insan; Hayatla olan saf ilişkisini yitirir.
İyisi mi ?
Hata yaparken;
Hakimden önce biz kendimizi yargılayalım.
Cezamız ve mahkumiyetimiz bize zor gelmesin.
Kısacası ;
Gönül kapınızı mühürlemeden;
Hayalde güzellik,
Ufukta mutluluk,
Maneviyatta inanç,
Dilde söz,
Çiçekte renk
Ve...
Zamanda geleceğin bitmediğini görürüz inşallah.
Sonuç olarak;
Dünya dünya dedikleri
Kiminin yemeği vardır. Çöpe döktükleri
Kiminin bomboş tencereleri.
Kiminin kirada sekiz on tane evi.
Kiminin de yok başını sokacak yeri
Dünya dünya dedikleri
Sadece bir imtihan yeri
Kimine gül bahçesi;
Kimine yangın yeri
Kısacası hayatımızın özeti