DÜNYA ülkeleri ve Türkiye bugünlerde “ Koronavirüs” adı verilen bir mikrop ile karşı karşıya. Bu mikrop, özellikle insanın ölümüne neden olmakta. Sel, deprem.. gibi doğal felaketlerde ülkemizin kenetlenme örneğine tanık olundu. Hâlâ Türkiye’nin hemen her noktasında “Koronavirüs” korkusu ile yaşamakta.
SAĞLIK Bakanlığı ve tıp çalışanları, insanları koruma adına önemli formül çalışmasında. Hastaneler “Koronavirüs” şüphesi altında olan insanların yanında. Yakın geçmişte Urfa, Malatya, Elazığ, Erzincan, Bingöl… gibi yerlerde deprem felaketi yaşadı. Depremi yaşayanlar bilir. Yıkılan evler. Can kaybı. Çadırlarda kalma. Sağlıkta, sağlıksızlık yaşanan günler. Deprem olan yerlere, Türkiye’nin hemen her yerinden el uzatıldı… ama depremi yaşayanların komşuluk kavramı ile kaynaştıkları görüldü. Bir el, diğerine uzandı.
AİLELERİN sağlam temel üzerinde kurulduğu görüldü. Nene, dede, anne, baba, gelin, damat, evlat, torun bağlamı kenetlenmesine “Bilgelik Hikâyeleri’nden” bir örnek gösterilecek olunur ise:
BİR Âlime öğrencileri sordular:
“Dünyayı manevî kirlerden nasıl temizleyebiliriz?...” Âlim cevap verdi:
İsterseniz size önce, bir zamanlar Şam’da yaşayan Ebû Mûsâ’dan bahsedeyim.
Ebû Musâ, ismiyle herkesin hayranlığını kazanmıştı. Ama kimse onun özel hayatında iyi bir insan olup olmadığını bilmiyordu!..
Bir gün, Ebû Mûsâ ve hanımı da içerdeyken, meydana gelen depremde evleri yıkıldı. Komşuları can havliyle yıkıntıları eşelemeye ve onları bulmaya çalışıyorlardı. Sonunda Ebû Mûsâ’nın eşini bulmayı başardılar. Hâlâ yıkıntıların altında bulunan kadın “Beni merak etmeyin, ben iyiyim” diye bağırdı. “Önce kocamı kurtarın. Şuralarda bir yerde oturuyordu” diyerek kocasının bulunduğu yeri gösterdi…
Komşuları orayı kazınca, Ebû Mûsâ’yı da buldular. O da hâlâ yıkıntıların altındaydı ve o da hanımı gibi konuştu: “Ben iyiyim, bir şeyim yok. Önce hanımımı kurtarın. Şurada bir yerde uyuyordu…”
“İşte” dedi âlim, “Kim, Ebû Musâ ve eşi gibi davranırsa, bütün dünyayı kirlerden temizlemeye başlamış demektir….”
KORONOVİRÜS mikrobu bugün insanın ölümüne kadar neden olduğu görülmekte. Tehlikenin boyutu çok büyük. Hükümet ve tıp birimlerinin uyarıları çerçevesinde yaşama ayak uydurma ve dayanışma günü içindeyiz. Geçmiş yıllarda “Kuş, Asya, Domuz” gripleri yaşandı. Hatta “kinin” bulunamayan günlerde, sıtma rahatsızlığında ölenler oldu..
URFA’da il büyüklerinin olduğu kadar, aile dayanışması ve komşuluk bağının öne çıkması gereken günler yaşanmakta. Bu nedenle dünyayı olduğu kadar, Türkiye’mizi kirlerden arındırmak bizlerini görevi….