KISAS ŞENLİKLERİ VE SİYASET

Dün Kısas Köyünde aşure şenlikleri vardı. Epey de kalabalıktı. Yazıma bizi davet eden ve bu güzel insanlarla buluşturan Eski Başkanlardan Ali ERSÖZ'e onun şahsında organizasyonda emeği geçen bütün kardeşlerime teşekkür ederek başlamak...

Abone Ol

Dün Kısas Köyünde aşure şenlikleri vardı. Epey de kalabalıktı. Yazıma bizi davet eden ve bu güzel insanlarla buluşturan Eski Başkanlardan Ali ERSÖZ’e onun şahsında organizasyonda emeği geçen bütün kardeşlerime teşekkür ederek başlamak istiyorum.

Tabi haliyle bu organizasyona bütün mülki amirleriyle beraber STK’larımız ve siyasilerimizde davet edildi. Her şey buraya kadar normal seyrinde ilerlerken ta ki siyasilerimiz gelene kadar. Ha bu arada amacım ne deliye ne veliye taş atmak değildir. Sadece yapılan bir yanlışı gözler önüne sermek ve insanlarda yarattığı rahatsızlığı dile getirmektir. Bir kaç ay öncesinde hemen hemen bütün vatandaşlarla selamlaşan, vatandaş görmezse bile ısrarla görmesini sağlayan hatta kucaklaşan siyasilerimizin dün sergilediği tavır biraz rahatsızlık verdi desem yeridir. Edindiğim izlenim gelmeden önce önden bir kaç görevli göndermişler tören alanına ve biz geldiğimizde şatafatlı karşılayın ve koridor oluşturun diye tembihlemişler sanırım. Ya beyler koridoru açtırdığınız size oy verip sizi o makamlara getiren insanlardan kendinizi bu kadar niye soyutluyorsunuz doğrusu merak ettim. Yada kendinizi seçkinler sınıfına bu kadar kısa sürede alıştırmanıza. Bakın öncelikle gönüllerde apoletli olursanız daha şık durursunuz hem milletin kalbinde hem de gözlerinde. Eğer bilmiyorsanız Kur’an der ki; İlimde, makamda, varlıkta gurur varsa; bu nimetleri veren göz ardı edilmiştir. "Sizde olan her nimet Allah'tandır." diye (16:53). Madem bu varken bu ayrışmalar koridor açtırmalar ve halktan soyutlamalar neyin nesi anlamadım bir türlü. Sırf gelecek olan seçilmişi karşılamak için oturma düzenindekileri geçin dışarıda kendi halinde alanda dolaşan insanları bile rahatsız etmekten geri kalmadınız. Hatta birde yakın göz temasında bulunmak için töreni izlemek isteyen normal halkın görüş alanını kapatmanızı saymıyorum bile. Düşünüyorum da sırf bu anlamsız davranışlar yüzünden kendi içimizde ki dünyamızı bile yaşayamıyoruz. Bir türlü kurtulamıyoruz şu 3. dünya ülkesi psikolojisinden. Bu yüzden hep sıkışıp kalıyoruz. Gerçekten modern kültürde neredeyiz. Dünyada hayatın her saniyesi bilim ve ilimle geçerken biz neler yapıyoruz ve buna hakkımız var mı diye düşünmekten neden imtina ediyoruz ki. Ne zormuş modern toplumun gereklerini yerine getirmek mi demem gerekiyor acaba. Ya da biz mi bir türlü beceremedik. Umarım bu tür davranışlar bizde de son bulur. Normal hayatınızda ya da her hangi bir etkinlikte herkes halkı ve hakkı gözeterek o şekilde davranır. Bunun içinde sadece davranışlara biraz dikkat diyorum.

Nasıl mı?

Önce bunu aklımızdan çıkarmayın. İster hazır olun ya da olmayın, bir gün sona geleceksiniz. O gün geldiğinde apoletleriniz, makamlarınız, egonuz, hıncınız kininiz, öfkeleriniz, hayal kırıklarınız, umutlarınız, tutkularınız, planlarınız ve yapmak istediklerinizin hiç bir önemi kalmayacak. Önce bunun farkında olacaksınız. Sonra da önemli olan nedir sorusunu soracaksınız kendinize ve onları yapmaya gayret edeceksiniz ki gönüllerde apolet sahibi olabilesiniz.

Öyleyse önemli olan nedir.?

- Önemli olan, ne aldığınız değil, ne verdiğinizdir.

- Önemli olan, öğrendikleriniz değil, öğrettiklerinizdir.

-Önemli olan, doğruluk, dürüstlük, merhamet, fedakarlık ve cesaretle atmış olduğumuz her adımla, başka yaşamları zenginleştirmiş olmanızdır.

- Önemli olan, yetenekleriniz değil, karakterinizdir.

- Önemli olan, diğer insanları yüreklendiren, onların sizi takip etmesini sağlayan örnek bir insan olmaktır.

- Önemli olan kaç kişi tanıdığınız değil, siz gittiğinizde ebedi bir yoksunluk hissedecek olan insanların sayısıdır.

- Önemli olan, hatıralarınız değil, sizi sevenlerin kalbinde yaşayacak olan hatıralarınızdır.

- Önemli olan, ne kadar uzun süre hatırlanacağınız değil, kimler tarafından ne şekilde hatırlanacağınızdır vs.

Sonuç olarak unutmayınız ki; toprağın da, hayatın da ve görülmeyenlerin de bir öznesi olduğu gerçeğidir. O da Allah’tır. Ve biliyoruz ki hayatın güzellikleri ve yarası çoktur.

Ama..

Hayatı cepten harcamakla yürekten harcamak arasındaki onur farkı bir başka diyorum ve naçizane hiç bir siyasi partimizi kayırmadan, düzgün ve dürüst siyaset yapan siyasilerimizi bu yukarıda yazdıklarımızın dışında tutarak bundan sonraki süreçte lütfen davranışlarımıza dikkat diyorum. Saygılarımla