Güvenli liman söylemi genelde altın yatırımı için kullanılır. Bence kendimize yarattığımız yaşam alanı için de bu klişeyi kullanabiliriz. Bizim için de konfor alanı, güvenilir limandır. Bu alan da kendimizi mutlu ve güvende hissederiz ve bu alanın dışına çıkmayı pek tercih etmeyiz. Tıpkı altın yatırımcısının diğer yatırım araçlarına yatırım yapmak istememeleri gibi. Konfor alanının dışı hem merak uyandırır hem de korku uyandırır. Konfor alanının dışı maceradır, risktir.
Konfor alanı hep aynı restorana gidip aynı masa da oturmak isteme, aynı garsondan aynı siparişi isteme arzusudur. Bu alanda her şeye hakim olduğumuzu ve kontrolümüz altında olduğu yanılgısına düşeriz. Çoğu zaman konfor alanımız istem dışı doğar, farkında olmayız, kendi evimizde hep aynı koltuğa oturmayı tercih ederek veya bir eşyayı sürekli aynı yere koyarak konfor alanımızı oluştururuz. Konfor alanı disiplinli ve düzenli bir yaşam için ölçülü bir şekilde gerekli ancak yatırım ve kişisel gelişim noktasında konfor alanının dışına direnç gösterilmemeli. Ölçülü merak, heyecan ve stres her zaman farklılıklar getirir ve geleceğimizin şekillenmesinde önemli rol alır.
Konfor alanı keşke ile başlayan cümleler kurmamıza, hayatı hep yarım, merak içerisinde ve ürkek yaşamamıza neden olur. Bir dönem Dumlupınar Üniversitesinde okumuştum ve bir hocam bana ‘’İnsanı annesi bir defa doğuruyor, ona göre yaşa ve keşke deme’’ demişti. Ara ara dışına çıkmak gerekir konfor alanının belki de budur bize keşke ile başlayan değil iyi ki ile başlayan cümleler kurduracak olan. Kendi kendimizin en iyi versiyonunu ortaya çıkarma belki de bu şekilde olacak. Bilmiyoruz çünkü alışılmışın dışına çıkmıyoruz genelde. Konfor alanının dışına çıkmamak için onca sebep sayılabilirken, çıkmak için de onca neden var. Sokrates’in dediği gibi, hayatın kapanış kısmında kendimizi alkışlayabilmek için.
Kendi kendimizin en iyi versiyonunu yaşayacak bir hayat, yaşamamız dileğiyle…