KPSS
Dün bir sınav yapıldı. Kamu Personeli Seviye Seçme Sınavı. Hani o meşhur KPSS. Geç kalmamak için o cehennem sıcağında kıl payı içeri girenler veya saniye farkıyla giremeyip bütün hayalleri yıkılanlar. Sonrası kurallar karşımıza çıkıyor.
Tamam !
Herkes için geçerliyse amenna. Ona kimsenin itirazı olmaz. Ama kural nedense işini doğru yapanlara geçerli.
Örneğin sınava girmeden belediyelere alınan Başkan Yardımcıları. Sonrasında başka kuruma Şube Müdürü olarak atama garantili. Onu geçtik binlerce bankamatik memuru alımı. Birde güya kurnazlık yapıyor başkanlar. Çapraz alım. Güya böyle yapılırsa kimse farkına varmaz uyanıklığında bulunuyorlar. Bu mu yani adalet veya kurallar. Madem kural ve adalet bu o zaman herkese geçerli olsun. Niye sadece çevresindekilere kuralsız, sınavsız ve Şube Müdürlüğü garantili Başkan Yardımcılıkları.
Yapmayın etmeyin beyler. Bari sınav için kan ter içinde kalıp sınava yetişmek için gayret gösterenlere acıyın. Belki siz bilmezsiniz ama ben hatırlatayım. Sınıfların çoğunda klima yok. Ve adaylar perişan vaziyette sınava girdiklerine ve gireceklerine bin pişman.
Sahi Bu meşhur KPSS sınavı illa temmuzun ortasında yapılmak zorunda mıydı ?
Pekala bahar veya sonbaharda yapılabilirdi. Tutan veya kovalayan mı vardı da Temmuzun ortasına yaptınız.
Düşünüyorum da kelimeler her şeyi anlatır. Ama her şeyi yaşatmaz.
Sorsan haklısın derler. Fakat devir böyle derler. Ve işin içinden çıkarlar.
Oysa insan hatalı olduğun kadar gerçeğin peşinde ve gerçekleri saklamayacak kadar dürüst olmalı. Hatta Mevlana’nın dediği gibi; Ya olduğu gibi görünmeli: Veya göründüğü kadar olmalı .
Sonuç olarak kalmasa da bir albenisi. Bütün olumsuzluklara rağmen ben hala yarın güzeldir diyorum. Çünkü umut bir sonsuzluktur diyor. Yazıma yazdığım bu dörtlükle son veriyorum.
İyi insan olabildiysen ne mutlu sana
Umutların beklediği yarının var hala
Ömür dersen sayılı nefestir
Göz açıp kapama mesafesinde unutma