Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı, Türkiye Diyanet Vakfı “kurbanını paylaş kardeşinle yakınlaş” projesi kapsamında her yıl 149 ülkede ve yüzlerce bölgede çalışanlarıyla ve gönüllüleriyle birlikte vekalet ile kurban kesim hizmeti yürütmektedir.
Esasen kendiniz kurbanlığı alıp belli bir süre beslemeniz, günü geldiğinde de kendi elimizle eda etmeniz gerekir. Uymanız gereken prosedür budur ama eğer kurbanınızı kesmek için şartlarınız uygun değilse, Türkiye Diyanet Vakfı benzeri vakıf, dernek ve cemaatler gibi sosyal yardım kurumları aracılığıyla vekaletle kurban kesebilirsiniz.
Kurban kesmek için maddi imkânı olup ta diğer imkanları olmayanlar olabiliyor. Bunlardan bazıları da mesela, büyükşehirlerde ikamet ettiğinden dolayı, kurbanını kesecek yer bulmakta sıkıntı yaşayanlar.
Engelli, yaşlı veya başka bir engeli olduğundan dolayı kurban kesimi ile kendisi bizzat ilgilenemeyenler.
Kurban Bayramı’nda tatile giden ancak bu ibadeti de yerine getirmek isteyenler.
Maddi durumu iyi olup ta birden fazla kurban kesmek isteyenler veya aynı evde birden fazla kurban kesmekle yükümlü olanlar.
İşte bu ve benzeri gibi durumlarda olan kimseler için vekalet verme yoluyla kurban kesmek en münasip yol olarak karşımıza çıkıyor.
Sloganda da dendiği gibi “kurbanını paylaş kardeşinle yakınlaş.” Kurban kesme ibadetinin en büyük faydalarından biri de toplumsal yardımlaşma ve dayanışma ruhunu pekiştiriyor olmasıdır.
Vekalet kurban kesimi yapan işin ehli olan sosyal yardım kurumları, ekonomik gücü yetersiz olan ailelere ulaşmayı hedefliyor. Kırmızı etin kilo fiyatı ve hanelerin satın alma gücü, göz önüne alındığında, samimi ve güvenilir olan bu tür sosyal yardım kurumlarının desteklenmesi hayati önem taşımaktadır.
Bağışçı kişi, muhtaç durumda olanlarla empati yapma imkânı bulurken, muhtaç durumda olan kimselerde kendini toplumun bir parçası olarak görüyor ve dışlanmadığını hissediyor.
Diğer taraftan ihtiyacı olmasa da akrabalarla paylaşılan kurban eti vesilesiyle akrabalık bağları güçlenmiş oluyor. Kırgınlıkların, soğuklukların ve husumetlerin de aradan kalkmasına vesile oluyor.
Bayramlarda özelliklede kapıyı ve yolları gözleyen çok değerli aile büyüklerimizi hatırlayarak, onlarla olabildiğince vakit geçirmemiz gerektiğini de unutmayalım.
Kurban vazifesini yerine getirirken, sürecin en başından en sonuna kadar çocuklarımızı mutlaka bu sürece dahil etmeliyiz. Yardımlaşma, dayanışma, paylaşma, sıla-i rahim ve teslimiyet gibi birçok hayati örf ve adetlerimizi yaşayarak öğrenmeliler.
Bu vesile ile şimdiden siz değerli okurlarımın Kurban Bayramı’nı tebrik eder, mutlu, huzurlu ve bol neşeli bir bayram geçirmenizi dilerim.