Nisan ayı içerisinde Mali Müşavirler Türkiye genelinde basın açıklaması yaptılar. Bağlı bulunduğum Şanlıurfa Mali Müşavirler Odasının basın açıklamasına bizzat katıldım. Oda Başkanımız açıklamasını yaptı, bizlerde yanında bulunduk ve alkışlayarak destek verdik. Benzer tablo diğer odaların basın açıklamalarında da görüldü.
Peki, onlarca odanın açıklamalarından sonra ne değişti? Her fırsatta dile getirilen sorunlar çözüldü mü?
Gelin duruma farklı bir pencereden bakmaya çalışalım. Bir meslek örgütünün başkanını düşünün, meslek ile ilgili sorunları sosyal medya hesabından paylaşım yaparak duyurmaya çalışıyor. Bence olması gereken bu değil. Biz meslek mensuplarının sorunları gerek görürsek sosyal medya hesabımızdan paylaşmamız gerekir. Bizleri, sözümona temsil eden TÜRMOB Başkanının temsil ettiği makamın vakarına yakışır şekilde hareket ederek, sorunlarımızı iletmesi gerekir. Tekrar ediyorum, bunun yolu sosyal medya hesabından paylaşım yapmak değildir.
Neredeyse her beyanname döneminde, beyanname verme sürelerinin uzatılmasıyla ilgili bir beklenti ve girişim yaşıyoruz. Bizleri temsil edenlerin süre uzatımıyla ilgili girişimde bulunmak yerine, beyannamelerin neden yetişmediğiyle ilgili bir çalışma yapmaları ve enerjilerini buna harcamaları daha yerinde olmaz mı? Kalıcı bir çözüm yerine, neden günü kurtarmaya yönelik adımlar atılıyor? Süre uzatımına yönelik açıklamalar, neden zafer havasıyla yapılıyor?
Meslek mensupları bilir. Meslektaşlarımızla bir araya geldiğimizde illaki ayaküstü sohbet ederiz. Böyle ayaküstü sohbet ettiğim ve yıllardır meslek mensubu olan birisi bana demişti ki ‘’Eğer mali müşavirin maddi durumu, mükellefinden daha iyi olmazsa mükellef karşısında ezilir.’’ Bu cümle beni düşündürmüştü, eminim sizleri de düşündürecektir.
Olmazsa olmazımız ve başımızın belası komşunun mali müşaviri. Dikkatli okur hatırlayacaktır ona daha önce mektup yazmıştım. Bu yazımda ona daha fazla değinmek istemiyorum.
Mali Müşavirlerin sesi duyulmuyor veya duymak istemeyip üç maymunu oynuyorlar.