‘’MÜLTECİ’’ OLUNCA ÇOCUK OLMUYOR MU?

Çocuk dediğimiz varlık okula gider, oyun oynar, ders çalışır, arkadaş edinir değil mi? 9 yaşında olan bir çocuğun kendisini asmasına anlam veremiyorum.     Suriye'de ki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye yerleşen binlerce...

Abone Ol

Çocuk dediğimiz varlık okula gider, oyun oynar, ders çalışır, arkadaş edinir değil mi? 9 yaşında olan bir çocuğun kendisini asmasına anlam veremiyorum.

Suriye’de ki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye yerleşen binlerce Suriyeliden biriydi 9 yaşındaki Vail El S. Her yaşıtı gibi okula gidip eğitim görmek istiyordu ve bunu Türkiye’de hiç bilmediği bir okulda gerçekleştirecekti. ‘’SURİYELİ’’ olması onun dışlanmasına ve yıpratılmasına sebep oldu. 9-10 yaşındaki sınıf arkadaşları (aldığımız bilgilere göre) okuldaki arkadaşları tarafından ‘’ "Pis Suriyeli defol git ülkemizden!" laflarıyla dışlandı. Kendini ve ailesini belki de fazlalık olarak hisseden 9 yaşındaki çocuk Kocaeli Kartepe’de mezarlık kapısına kendini iple astı!

Okulda ki bu çocuklar mülteciyi, Suriyeliyi, ülke ayırmayı nerden biliyorlar nasıl öğreniyorlar. Aileler, öğretmenler ne yapıyor hiç mi bu konuda eğitim verip o çocukların kendilerinden farklı olmadığını anlatmıyorlar. 9 yaşındaki Vail’in ölümünün sebebi aileler, öğretmenler, bizler değil miyiz. Kim ülkesini, vatanını, evini, aşını keyfi terk eder. Onların dedeleri değil miydi Çanakkale’de bizim için savaşan. Bu ayrımı nerden öğrendik, bu kayırmayı nerden öğrendik de bunlara vesile olduk.

Biz aynı durumu yaşasak Türkiye savaşın içinde kalsa kaçacak, sığınacak neresi var. Bunları düşündük mü, empati yaptık mı? Belki de bu bizlere bir imtihan, onlara sahip çıkmak, kendi kardeşimiz gibi korumak, kendi evladımız gibi okutmak, kendi anne-babamız gibi saygı duymak. Vicdan muhasebesi yapmamız gereken bir olay Vail’in yaşadığı durum. O çocuğun vebali kimin üstünde oturup düşünmek lazım. 9 yaşındaki çocuk belki de ‘’ ben ölürsem buradakilere yük olmam’’ düşüncesiyle canına kıydı. Kendi ülkesinde bombalardan ölmedi ama küçücük kalbine yük olma acısını sığdıramadı ve kendini astı. Aile perişan oldu, çocuklarını o halde görmenin acısını kaldıramadılar ama suçlayacakları kimse yoktu, onlarda korktu.

Aynı olayın bir benzeri de Mersin’de yaşandı. Sosyal medyaya düşen görüntülerde Ürdün vatandaşı bir ailenin çocukları ve sitedeki diğer çocuklar arasındaki tartışmaya ailelerde katıldı. Annelerin tartıştığı sırada sitede yaşayan bir adam gelip Ürdünlü çocuğa sert bir şekilde tokat atıp anneyi itti. Kimsin sen ki o evlada o tokadı atıyorsun haddine mi düşmüş. O anne evladına kıyamazken nasıl o cesarete erişirsin, neden çünkü yabancı, Türk değil nasıl olsa. Kimse bir şey diyemez, yazık çok yazık.

Eğitim yuvası dediğimiz okullarda öğretmenlerden ve çocuk yetiştiren ebeveynlerden beklentimiz çok basit. Çocuklarınıza, öğrencilerinize ülkemizde yaşayan Suriyeli vatandaşların savaştan geldiğini, zor koşullarda sahip çıktığımızı, aynı şeyin bizimde başımıza gelebileceğini anlatmamız gerekiyor. O küçücük vicdanlarını kötü şeylere kullanmamaları gerektiğini anlatmanız gerek, anlatmamız gerek.