Sevgili okuyucularım. Bugün sizlere yaşanmış bir sarhoş kocanın namazla nasıl yola geldiğini paylaşmak istedim. Müslümanın silahı olan namazı kılmanızı tavsiye ederim.
Beş vakit namazını kılan bir müslüman hanım, sarhoş bir adamla evlenir. Kader bu ya!… Her gün kocası kafayı çeker çeker öyle gelir evine… Hiç ayık olarak evine geldiği vaki değildir adamın. Son derece dinine düşkün olan genç dindar müslüman hanım, beş vakit namazlarının arkasından kocasının islah olması ve zıkkımın kökü içki denen belayı bırakması için Allah’a dua edip gözyaşları dökerek yalvarır. Günler, aylar geçmekte. Kadın, kocasına olan vazifesini dikkatle yerine getirmekte. Sarhoş koca hanımının güzel huyundan, kendisine yaptığı hizmetlerden son derece memnun. Fakat bir kere alışmış musibete; karısına karşı da çok mahçup; ama bir kere alışmış!..
Müslüman hanım namazlarının arkasından devamlı göz yaşları döküyor, kocasının islah olması için hep ağlıyor… Geceleri kocasının haberi olmadan, onu rahatsız etmeden yavaşça yatağından kalkıyor. Bitişikteki odada namaza duruyor; namazdan sonra dua ediyor: “Ey Allah’ım! Huzurunda günahkar ellerimi açtım. Sana yalvarıyorum. Beni affet, günahlarımı bağışla ya Rabbi! Sana göz yaşı dökerek yalvarıyorum. Senin rızan için kıldığım namazlarımın ve döktüğüm göz yaşlarının, sana olan sonsuz imanımın dergah-ı izzetinde bir makbuliyeti varsa, senin rızana uygun bir ibadet ve imanım varsa, ey yüce Allah’ım! Bunların hatırı için şu anda yatağında uyuyan kocamı da islah eyle, o musibet içkiden ikrahlık ve neferetlik ver de sana karşı günah işlemekten kurtulsun!.. Kocama hidayet ver ya Rabbi! Ey rahman ve rahiym olan Allah‘ım! Duamı kabul eyle… Diye dua edip göz yaşı döküyor.
Meğer kadın bitişik odada namaz kılarken kocası da uyanmış, bakmış ki yanında yatan karısı yatakta yok. Adam şüphelenmiş. Sarhoşluktan yeni yeni ayılmaya başlayan koca, vay karım yatakta yok diye yavaşça yatağından iner. Sağa sola karısını aramaya başlar. Sessizce kapının aralığından, usulca bakar ki hanımı seccadenin üzerinde diz çökmüş, namaz baş örtüsü başında, ellerini göğe, semaya açmış, ellerini Allah’ın divanına kaldırmış: “Ey bağışlaması bol olan Allah’ım, kocamı da bağışla!” diyerek göz yaşı döküyor. Kadının Allah aşkıyle döktüğü bu göz yaşları, adamın kalbine adeta bir iman ışığı olup parlıyor ve adam birden ağlamaya başlıyor ve şöyle dua ediyor: “Ey affı, bağışlaması bol olan Rabbim! Beni affet! Şu gece yarılarında karım benim için göz yaşı döker, ağlarken, ben onun için kötü düşünceler düşündüm. Hanımım benim bağışlanmamı senden yalvarırken, ben böyle böyle günah içinde boğulayım! Bu reva mıdır! Ey Rabbim! Beni bağışla. Bundan sonra söz veriyorum ailem ile beraber sana kulluk vazifemi ben de yapacağım. Dinimin direği olan namazımı ben de kılacağım. Akşamları, geceleri evimde karımla birlikte
namazlarımı kılarak evimizi nurlandırmaya ben de katılacağım… Diyerek Allah’a söz verir, hidayete kavuşur.
Kocasının bu halini gören son derece iyi huylu, tam bir müslüman terbiyesiyle yetişen genç müslüman hanım sevinç göz yaşları dökerek kocasının boynuna sarılır. Ağlar, ağlar ve: “Ya Rabbi! Sana binlerce, yüz binlerce şükürler olsun. Kocamı hidayete erdirdin. Kıldığım namaz ları, yaptığım dualarımı kabul ettin. Sana binlerce şükürler olsun Allah’ım, diyerek sevinç göz yaşlarıyla Allah’a hamd eder, şükreder.