Biz ne ara bu duruma geldik. İnsanı insana kardeşi kardeşe kırdıran bir toplum olduk. Takımımızın maçlarını radyodan dinler dinlerken o anları gözümüzde canlandırır kaçan pozisyonları atılan golleri kalecilerin kurtarışlarını hayali olarak beynimizde canlandırırdık. Tuttuğumuz takımın sevgisini yüreğimizde taşırdık.
Aynı evde üç kardeş üç ayrı takımı tutardık ailede kimse bize sen niye bu takımı tutuyorsun diye hesap sormazdı ya dayından ya amcanda ya da çok sevdiğin bir arkadaşından esinlenerek bir takıma gönül verilirdi. Sahada maçta kıran kırana bir mücadele verir saha dışında kardeş gibi sevgi saygıda kusur edilmezdi. Rakibe faul yapıldığında özür dilenir sakatlanan rakibini saha kenarına kadar kucağında taşınırdı. Hakemlere bu kadar itiraz edilmez bir abi gibi bir amca gibi saygı gösterilirdi. Bir futbolcu aynı takımda on beş yirmi yıl oynar o takımda sembolleşir kaptanlık yapar futbolu bıraktığı zamanda ona vefa gösterilip jübile yapılıp o maçın tüm geliri o futbolcuya verilirdi. Jübile maçında x takımın sembol oyuncusuyla formalar değiştirilir on beş dakika rakip takımda oynarlardı.
Sezon başında spor yazarları kupası maçları düzenlenir üç büyük kulübümüz kendi aralarına maç yapar yeni transferlerini taraftarlara tanıtırlardı. Maçlar üç büyük kulübümüzün statlarında oynanır her maçta taraftarlar stadı ortak şekilde bölüşürlerdi. Bize ne oldu da biz bir ara böyle olduk. Derbi maçlarda iki takım taraftarları tribünü eşit şekilde ikiye böler karşılıklı slogan atar marşlar söylerlerdi. asla marşlarda şarkılarda tezahüratlarda küfürlü kelimeler kullanılmazdı. Rakip taraftarla arana polis kordonu çekilmez rakip taraftar kale arkasına hapsedilip üzerleri file ile kapatılmazdı. Ne olduysa 80’lerden sonra olmaya başladı sporun dostluk kardeşlik ve barış olduğu unutulup statlar savaş alanlarına çevrildi her maçta tekmelerden dört beş futbolcu sakatlanıp aylarca oynayamaz duruma gelindi. Her maç sonunda spor yorumcuları maçtaki pozisyonları cımbızla seçerek hakem hatalarını tekrar tekrar göstererek hakemleri hedef tahtası haline getirir olduk. Hakemin her kararına takım halinde itiraz ederek maçta hakemi baskı altına alır olduk ceza sahasında her pozisyonda kendimizi yere atarak penaltı bekler olduk. Maç sonu basın toplantılarında hocaların kendi hatalarını yapamadıklarını söylemek yerine hakemi yem olarak taraftarın basının önüne atar olduk tüm bunların sonucunda Maç sonu sahaya atlayıp hakem döver olduk. Neler oldu bize biz niye böyle bi toplum olduk.