Geçen hafta kaleme aldığımız ‘Operasyonlar ve Algılar Şehri’ derken neleri kastettiğimizi birçok okuyucumuz merak edip, kim bu operasyon erbapları diye bana sordular.

Geçen hafta kaleme aldığımız ‘Operasyonlar ve Algılar Şehri’ derken neleri kastettiğimizi birçok okuyucumuz merak edip, kim bu operasyon erbapları diye bana sordular. Onlara ifade ettiğimi sizler ile de paylaşmak istiyorum. Malumunuz üzere bu işlerin kahramanları çıkıp bu iş benim eserim demez. Siz tahmin etseniz bile mutlak ispat söz konusu olamaz. Yapılan operasyonların etkili olmasının nedeni ise geniş kitlelerin farkında olmadan algıya destek vermesi gösterilebilir. Bu operasyonlar çoğunlukla siyaset alanında olurken maalesef sivil toplumda, iş hayatında, normal yaşamda bile, rol kapmak adına, kendini gösterebiliyor. Tartışılan ve merak edilen siyasi operasyonlar olduğu için, biz de onu yazmaya gayret göstereceğiz.

Mesela;

     2009 ve 2014 yıllarında Ak Partiden tekrar Belediye Başkan adayı gösterilmeyen Ahmet Eşref Fakıbaba’ya yapılan bir operasyon değil miydi? Halk istemedi diye aday yapılmadı derseniz bu olağan bir akış diyebilirim. Fakat halka rağmen aday yapılmadıysa bu tabi ki bir operasyondur.

Şanlıurfa için önemli projelerin alt yapısını hazırlayan Büyükşehir Belediye Başkanı Celalettin Güvenç'e çekilen irili ufaklı operasyonları yazsam sayfa yetmez. Şanlıurfalı olmayışı üzerinden lakaplar takılıp operasyon çekilirken bu şehri yıllarca yöneten bakanın da Urfalı olmadığını unuttular herhalde. Süresi dolmadan istifa edip milletvekili olması olağan bir sonuç mu, yoksa bir operasyonun sonucu muydu?

Son yıllarda Şanlıurfa’da yapılan yatırımların çoğunda katkısı bulunan Bakanımız Sayın Faruk Çelik ile ilgili yapılan Havaalanı, Ceylanpınar ve Harran’daki tepkiler durup dururken mi oluştu, yoksa bir operasyonun göstergesi miydi?

Hala bu şehrin sokaklarında istediği şekilde gezebilecek öz güvene sahip tek Şanlıurfa Belediye Başkanı olan Nihat Çiftçi, Kaşmer Dağı imar planı ya da Trambüs projesi altında ezilmek istenmedi mi? Nihat çiftçi dışında o projelerde imzası bulunan başka kimse yok muydu? O istemezük dediğimiz projeler faaliyete geçer ve şehir için vazgeçilmez olduğu anlaşılırsa Nihat Çiftçi’ye bir cevabımız olacak mı?

Daha bayrak değişimi bile olmadan, seçime girecek olan Zeynel Abidin Beyazgül’ün adaylıktan el çektirileceği dedikoduları bir operasyon değil miydi? Neredeyse seçilmesi üzerinden 16 ay geçmesine rağmen hala görevden alınacağı dedikodularını devam ettirmek bu operasyonun bir parçası mı?

Ah Ah!

Bu şehir neden seçtiklerine sahip çıkmaz, çıkamaz. Kendi seçer, kendi yok etmeye çalışır. Hani marifet iltifata tabi idi. Kendi şirketimize bir genel müdür atadığımızda onun başarısız olması için çaba göstermemiz akla ziyan değil mi? Peki iş şehri yönetmeye gelince niye tüm hesaplarımızı bir tarafa bırakıp, şehrimiz için seçtiğimize destek olmuyoruz da köstek oluyoruz? Niye yol gösterici, yapıcı eleştiriler yerine yıkıcı, moral bozucu, hakarete varan eleştiriler ile muhatabı yıpratmaya çalışıyoruz? Acaba bu şehirde şahsın menfaatlerine dönük lobicilik, şehrin menfaatlerine dönük lobicilikten daha da güçlü ondan mı?

Suçlu kim?

Uzaktaki düşmandan eminsin, sıkıntı dost görünenlerde derler ya. Seçimi kazansın diye dört dönenler şahsi menfaat elde edemeyince, en azılı ve gizli düşman olmuyorlar mı? Acaba algı erbapları bunlar mı?