Para, her ülkenin kendi bastırdığı kağıt ve madenden yapılan ve üzerinde bir değer yazılı olan mal değişim aracı ve satın alma gücüdür. Yani bir ekonomi...

Para, her ülkenin kendi bastırdığı kağıt ve madenden yapılan ve üzerinde bir değer yazılı olan mal değişim aracı ve satın alma gücüdür. Yani bir ekonomi de, ülkede veya dünyada bir değiş tokuş aracı, satın alma gücüdür. Yani kısaca iki işe yarar dersek, birincisi değişim aracıdır. İkincisi ise satın alma gücüdür.
Birincisi, para alıp- verip yiyecek, giyecek, ev, araba, hatta sağlık gibi birçok mal ve hizmet satın alabiliriz ya da satabiliriz. İkincisi ise; satın alma gücünü ifade eder ki, hem bu günkü zamanda bize güç verir, hem de gelecek korkusunu yeneriz. Yaşlılığımızda kimseye muhtaç ve perişan olmamak ve kötü günler için paramızı bir kenara ayırırız. Temel işlevi budur. Bunun yanında bir ekonomi de ortak ölçüm aracıdır. Ülke de her yerde değeri aynıdır. Ayrıca Ekonomiyi düzenlemede ve yatırım olarak kullanılan bir ortak değerdir.

Paranın bulunuşu ve kullanışı, bir değişim aracı ihtiyacından kaynaklanmıştır. M.Ö. yıllarda Japonya da pirince dayalı, Çin’de değişik metallere, Amerika, Afrika ve okyanus ülkelerinde deniz kabukları ve bazı ülkelerde yazılı senetler, Mezopotamya da 160 gram arpa ya şekel ölçü birimi denilerek değişime araç olarak kullanılmıştır.
İlk basılı ve yazılı madeni paranın Lidyalılar tarafından M.Ö. 6. Yüz yılda basıldığı ve kullanıldığı bilinmektedir.

Para öyle etkili bir değişim ve güvence aracı olmuş ki; “anayı kızdan ayıran para”, “her şeyin başı para”, “el kiri”, “dünyayı döndüren para”, “ yokluğu da çokluğu da bela” gibi deyimlerle ifade etmişiz parayı. Evet para, bir değer ölçüm aracı olarak, bir değişim aracı olarak ve bir satın alma gücü olarak gereklidir. Peki ihtiyacımızı karşılayacak paramızı kazandık, geleceğimizi de garanti edecek parayı biriktirdik, iş bununla bitiyor mu? Hayır. Paranın satın alamayacağı şeyler var. Yani para ötesi şeyler.
Bunlar zevk, keyif, sağlık ve mutluluktur. Rahmetli İshak ALATON Zevk ve keyif para ile değil ancak

“KÜLTÜR”

ile alınabilir demiştir. Örnek olarak da resimden zevk almak için tüm sergiler bedava, müzik için kaset ve konser, sanat için tiyatro ve sinema çok ucuzdur. Ve aşk ve sevginin bedava olduğunu belirtmiştir.
Güneşin batışını ve doğuşunu seyretmek, denizin hışırtısını dinlemek, satranç oynamaktan zevk alıyorsanız bedava bunları yapabilirsiniz. Milyonları verseniz güneşi batırabilir misiniz?

Hayatı yaşarken, yaşlılık için biriktirilen para kadar bu zevkler ve mutluluklarda önemlidir.

Çok çalışarak para biriktirebilirsiniz ama bu zevklere sahip olmak zordur.

Rahmetli İshak ALATON;
-Para kazanmaya emek verdiğiniz kadar KÜLTÜR edinmeye de emek verin,

-İster genç olun, ister yaşlı, yaşınızla barışık değilseniz ihtiyarsınız demektir,

-Çok genç ölen yaşlılar olduğu gibi, ihtiyar doğanlar da vardır,

-Yaşlılar ölüme daha yakın derler. Ama ölüm nüfus kâğıdı sormuyor,
diyerek, para kazanmak için çalışırken, bir yandan da kültür birikimi ve zevk verici faaliyetlerden uzak durmamak gerektiğini belirtmiştir.
Tonlarca parası olan veya bu uğurda hayatını harcayan mutsuz ve hayattan keyif alamamış insanlar da olmamak gerektiği gibi, hayatını hep keyif alıcı işlere adayıp çalışmayı ihmal etmiş Ağustos Böceği gibi kışın aç kalan da olmamak lazım.
Para ile hayatımızı garanti altına almak önemli ama yeterli bir şey değildir. Önemli olan yaşarken, zevk ve keyif alarak, mutlu anlar geçirerek yaşamaktır. Para kazanmak için çalışın ama keyif veren şeylerden, keyifli şeyleri anlamak için kültürel faaliyetlerden geri durmayın. Zevk alacağınız keyifli, kültürlü ve paralı günler dilerim.