Ramazan ayının coşkusunu her yıl olduğu gibi bu yıl da yaşıyoruz. Bu anlamlı ayda, sevdiklerimize de gerek iftar gerekse sahurda yapılacak lezzetli yemekler kadar sağlıklı beslenmede oldukça araştırılan konular arasında yer alıyor.
11 ayın Sultanı Ramazan ayında pek çok kadın menü oluşturmakta zorlanıyor. İşte, Diyetisyen Sinem Göç Güzel’in pratik şekilde hazırladığı 10. Gün için sahur ve iftar menüsü…
RAMAZANIN ONUNCU GÜNÜ SAHUR MENÜSÜ
- 2 dilim tam buğday ekmek
- 1 adet haşlanmış yumurta
- 7 adet zeytin
- 1 fincan kuşburnu çayı
RAMAZANIN ONUNCU GÜNÜ İFTAR MENÜSÜ
- 1 cacık
- Lahana sarması
- Az şekerli sütlü bir tatlı
AYET
Onlara şöyle de: “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri bildireyim: O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya iyilik edin. Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin; çünkü sizi de onları da biz rızıklandırıyoruz. Açık olsun, gizli olsun hiçbir günaha ve kötülüğe yaklaşmayın. Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın öldürülmesini haram kıldığı cana kıymayın. İşte bunlar, akıl erdirmeniz için Allah’ın size emrettiği hususlardır." En'am Sûresi, 151. Ayet
HADİS
“Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır. Ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım.”
GÜNÜN DUASI
Bizi aile fertlerimizin sevgisi ve ilgisiyle rızıklandır Allah’ım
FAZİLET TAKVİMİ
CAFER-İ SÂDIK (K.S.) HAZRETLERİNDEN BAZI NASİHATLER
- Cafer-i Sâdık kuddise sirruh Hazretleri şöyle buyurdular:
- “Sadâkat (doğruluk) için beş şart vardır ki her kimde bunları görürseniz, onun doğru bir kimse olduğuna hükmedersiniz. Kendisinde bu beş şart bulunmayan kimsenin doğruluğuna şahitlik etmeyin:
- Arkadaşlarının dürüst kimseler olması. Zâhirini süslediği gibi mânâsını (kalbini, içini) de süslemeye, nurlandırmaya itinâ göstermesi.
- Eline geçen bir mal yüzünden, tavrını ve yaşayışını değiştirmemesi. İnsanların tamamının onunla birlikte bulunmayı güzel görmesi. Sıkıntılı zamanlarda arkadaşlarını terk etmemesi.”
- Süfyân-ı Sevrî (rah.) anlattı: Cafer-i Sâdık Hazretlerini ziyarete gitmiştim. Üzerinde gösterişli bir cübbe vardı. Şaşırmış bir hâlde ona baktığımı görünce bana, “Ey Süfyân! Bana neden öyle bakıyorsun? İhtimal ki üzerimde gördüğün bir şeye şaşırdın.” dedi.
- Ben de, “Ey Resûlullâh’ın evlâdı! Şu giydiğiniz, sizin ve ceddinizin elbisesinden değildir.” dedim. Bana, “Ey Süfyân! Ceddimin zamanında fakirlik vardı, ona göre amel ediyorlardı.
- Şimdi ise izzetin, her şeyden evvel geldiği vakittir, insanları irşâd bununla kâbildir.” dedi ve cübbesinin kolunu sıyırdı. O zaman gördüm ki cübbesinin altında beyaz yünden, sade bir cübbe daha vardı. Bana,“Ey Süfyân! Bunu, Allah için, bunu da sizin için giydik. Gizlediğimiz, Allah için; izhâr ettiğimiz, sizin içindir.” buyurdular.
- Cafer-i Sâdık (k.s.) şöyle rivâyet etti: “Resûlullah (s.a.v.)Efendimiz, Ensâr’dan bir zâtın başucunda ölüm meleğini gördüler. Ona şöyle buyurdular: “Bu arkadaşımıza rıfk ile davran, zira o, muhakkak mümin bir kimsedir.” Ölüm meleği dedi ki: “Muhakkak ben, her mümine rıfk ve yumuşaklıkla davranırım.
- Hiçbir hane yoktur ki onun sakinlerini günde beş defa yoklamış olmayayım. Eğer ben, bir sivrisineğin canını bile alacak olsam, Allâhü Teâlâ’dan emir gelmeden bu işe güç yetiremem.”
- Cafer-i Sâdık Hazretleri bundan sonra buyurdular ki: “Bana ulaştığına göre, ölüm meleği, Müslümanları namaz vakitlerinde yoklar.”
