Kültür ve Turizm Bakanlığınca 2021 yılında " Şanlıurfa İli Neolitik Çağ Araştırmaları Taş Tepeler Projesi" çerçevesinde, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Tarih Öncesi Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emre Güldoğan'ın başkanlığında yürütülen Sefertepe kazıları devam ediyor.

Şanlıurfalılar Hamsiyi Çok Sevdi Şanlıurfalılar Hamsiyi Çok Sevdi

Bu yılki kazı çalışmaları sırasında, başta Yukarı Mezopotamya olmak üzere "Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem" gömüt geleneği ile ilgili yeni bilgilere ulaşıldı. Kazılarda özel bir yapı içerisinde bulunan nişte (duvar içerisinde bırakılan oyuk) kafatası bulundu. Niş içerisinde taşlar üzerindeki kafatasının alt çenesi dışında tamamı ortaya çıkarıldı. Kafatası bilimsel çalışma yapılmak üzere alandan korunaklı şekilde alındı.

Başkanı Doç. Dr. Emre Güldoğan, bölgede ilk olarak 2021 yılındaki kazılarda iki insana ait iskelet parçaları bulduklarını söyledi. Neolitik Çağ'a (Taş Devri'nin son çağı) ait ölü gömme ritüellerinin nasıl yapıldığına dair bilgilerin sınırlı olduğunu belirten Güldoğan, bu yılki kazılar sırasında bir niş içerisinde yan yatar pozisyonda bir kafatası bulduklarını anlattı.

Güldoğan, özellikle ölü gömme ritüelleri adına daha önce benzeri görülmeyen ve yeni bir aşamayı gösteren bu buluntunun, Neolitik Çağ'da iskeletler üzerine uygulanan sürecin anlaşılması açısından oldukça önemli olduğunu vurguladı.

“KAFATASI ÜZERİNDE KESİK İZLERİNİN OLDUĞUNU BİLİYORDUK”

Güldoğan, şöyle devam etti:

"Bu sene yaptığımız çalışmalarda özellikle bir özel yapı içerisinde niş içerisinde bulunan kafatası özgün bir buluntu olarak değerlendirilebilecek örnek olarak karşımıza çıkmakta. Uzmanımızın yaptığı ilk değerlendirmelerde, bu kafatasının özellikle içinde bulunduğumuz coğrafya içerisinde, hatta Yukarı Mezopotamya'da ölü gömme gelenekleriyle ilgili bu sürecin anlaşılması açısından büyük bir boşluğu dolduracağı düşünülmekte. Zira benzer yerleşimlerden Karahan ve Sayburç yerleşimlerinde geçtiğimiz yıllarda birtakım iskelet parçaları ve kafatası üzerinde kesik izlerinin olduğunu biliyorduk fakat bu işlemlere ulaşana kadar, kafatasına ne şekilde bir uygulama yapıldığı konusunda büyük soru işaretleri vardı. Sefertepe'de bu niş içerisinde bulduğumuz kafatası bu sürecin anlaşılması açısından büyük bir boşluğu dolduracak ve bilim dünyasına heyecan kazandıracak diye düşünmekteyiz."

“BİZİM BULDUĞUMUZ NİŞTEKİ KAFATASI”

Buldukları kafatasının bilim dünyası açısından da merak edilen soruları yanıtlayacağını dile getiren Güldoğan, şunları kaydetti:

"Genelde buradaki gömüklerin hepsi ikincil gömüt olarak karşımıza çıkmakta. Bu da şu demek. Ölü bir yerde çürümeye bırakıldıktan sonra bu işlemin ardından kemikler ayrılıyor ve yerleşim yerine geri getiriliyor. Çeşitli uygulamalar, kesikler ya da yanık gibi işlemler yerleşim yerinde gerçekleştiriliyor. Bugüne kadar biz bu kesik veya yanıklı örneklere rastlamıştık fakat bizim bulduğumuz nişteki kafatası bu işlemler başlamadan önce kafatasının özel bir alanda sergileniyor olduğunu göstermesi açısından da önemli."

Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yılmaz Selim Erdal ise kafatasının Neolitik Dönem'e ait gömüt geleneğinin nasıl yapıldığına dair önemli bilgiler verdiğini aktardı.

Karahantepe, Göbeklitepe ve Sayburç gibi yerlerde seçici gömüt ya da seçilmiş kemiklerin belirli alanlara gömülmesini sağlayan verilerin daha önce ortaya konulduğuna dikkati çeken Erdal, yapılan çalışmalarda Orta Fırat bölgesinde ölülere ikincil gömüt uygulaması yapıldığının bilindiğini ifade etti.

Erdal, ölen kişinin çeşitli ritüeller gerçekleştirilip nihai gömüt alanına götürülene kadar bedeninin önemsenen bir kısmının belli bir yerde saklandığını, Sefertepe'de niş içerisinde buldukları kafatasının bu gömme geleneğinin önemli bir kanıtı olarak kabul edildiğini söyledi.

“SON DERECE ÖNEMLİ VERİLER SAĞLAMIŞ OLDU”

Prof. Dr. Erdal, sözlerini şöyle tamamladı:

"Göbeklitepe'de ele geçen bir kafatası üzerindeki delik veya onlarca kesikle bu kafataslarının bir kısmının aslında çeşitli nedenlerle kafayı bedenden ayırdıktan sonra bunların sergilendiği ve belki de asıldığına ilişkin ip uçları sağlamıştı. Karahantepe'den ele geçen kafataslarında çok sayıda kesik vardı. Biz bunların aslında bir bedene ikinci gömü uygulamaları çerçevesinde yaptıklarını biliyorduk ama bedenin kişi öldükten ikinci gömü uygulamasına kadar geçen süre içerisinde nasıl saklandığı, sergilendiğine ilişkin bir bilgi yoktu. Sefertepe aslında bu nişten ele geçen kafatasıyla bu tür özel alanlarda, özel yapılarda bu kafataslarının saklandığını, sergilendiğini ve çeşitli ritüellerin buralara uygulandığını göstermesi açısından son derece önemli veriler sağlamış oldu."
Kaynak: Anadolu Ajansı