Son aylarda Şanlıurfa gündemi sorun ve sıkıntılardan çok yerel seçimlere odaklanmış durumda. Birçok sorun ve sıkıntı ile boğuşan Urfa’da siyasilerden tutun vatandaşlara kadar herkes siyasi partilerin adaylarını bekler oldu. Daha önceden AK Parti’den aday olan ve birkaç dönem belediye başkanlığı görevini yapmış olan siyasiler bu seçimde aday gösterilmeyince partiye küsmüş ve başka partilerle dirsek temasına geçmişti. Yani anlayacağımız Şanlıurfa’da siyasetin yüzü değişmeye başladı ve gerçek yüzler ortaya çıktı. Asıl mesele dava meselesi değil, koltuk meselesi olduğunu apaçık görüldü.
Tabi her siyasetçi, her insan için bizler de içinde olmakla birlikte hepimizde az veya çok bir koltuk sevdası oluyor. Bazen bırakmak zor gelse de insana dava uğruna ve ülke uğruna bazen de her şeyden vazgeçmek zorundayız. Bu bütün siyasi partiler için aynıdır, insanlar her seçim döneminde davadan bahsederek bu yola çıkarlar ama sonunda ise dava değil menfaat ile biter bu işler. Bunu geçen AK Parti Şanlıurfa Belediye Başkanları aday tanıtım toplantısında gördük. Mevcut belediye başkanları aday gösterilmediğinde dolayı hiçbiri bu aday tanıtım toplantısına katılım sağlamadılar. Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat çiftçi hariç. Her ne kadar üzülmüş olsa da tekrardan aday gösterilmemişse de Çiftçi, çıkıp aday tanıtım toplantısında konuşmasını yaparak, güzel bir harekete imza atmış oldu. Herkesten helallik isteyip, bundan sonraki süreçte bile partisi için her türlü çalışmanın içinde olacağını belirtti. Herkes her insan böyle olsa keşke. İnsanların içini dışını bilemeyiz ama bizler onların hal ve hareketlerinden davranış ve tavırlarından bazı şeyleri sezebiliyoruz. Yıllarca partinin ekmeğini yemiş ve belediye başkanlığı yapmış şahısların böylesi bir karar alarak aday tanıtımına katılmaması hemen başka partilerle görüşüp tekrardan aday olmaları davaya değil kişisel menfaatlerine yenik düştüklerini göstergesi oldu.
Aslında baktığımızda bu partilerden aday olanların dönüp dolaşıp eski yerlerine geldiğini de şahit olduk. Daha önce siyaset yaptığı oradan çıktığı ve başka mevkiler uğruna partilerini bırakıp gittiği yerlerden geri döndüler. Yani biz sadece gözlemlerimizi ve fikirlerimizden yola çıkıyoruz, kimsenin tarafını tutmak değildir. Siyasi görüşlerin yok olduğu kişisel menfaatlerin ön plana çıktığı bir seçime giriyoruz, vatan, millet, şehrim ve ülkem aklı ile değil, başka akıllarla bu yola çıkılmaya başlandı.
Bizim dileğimiz ise keşke durumlar böyle olmasaydı. Hangi siyasi parti olursa olsun hangi siyasi partinin ferdi olursa olsun hepimizin ortak noktası vatan, millet ve ülkem olsaydı. Para gelip geçer kimse mezara götürmez, devlet malından bir hırka alan dahi cennete girmez hadisle kul hakkının, devletin, vatanın ne kadar önemli birer ayrılmaz parçamız olduğunu görüyoruz. Ne koltuk, ne siyaset Allah bizleri vatanımızdan milletimizden ayırmasın, dertleri ile dertlenenlerle karşılaştırsın biz ülkemize aşığız bu ülkenin gerçek âşıklarıyız. İstiklal Marşı’mıza, Bayrağımıza, toprağımıza canımız feda, bunlar varsa biz varız bunlar yoksa bizde yokuz.
Saygılar…