Yûsuf aleyhisselâmı, kardeşleri kuyuya attıkları zaman, kuyunun dibinde taş vardı.
Yûsuf aleyhisselâmı, kardeşleri kuyuya attıkları zaman, kuyunun dibinde taş vardı. Mübârek dizi o taşa geldi O kadar canı yandı ki, kardeşlerinin cefasından ve babasının ayrılığından daha zor oldu. Bütün gece, onun ağrısından inledi. Seher vakti olunca, Allahü Teâlâ acısını durdurdu. Cebrâil aleyhisselâm gelip; “Ey Yûsuf! Rabbin sana selâm gönderiyor ve 'Bu derin kuyunun dibinde, bu elem ve acı ile nasılsın?' diye soruyor” dedi. Bundan sonra Cebrâil aleyhisselâm “Ey Yûsuf! duâ et, ne arzu ediyorsan dile, Rabbin sana verecek” dedi. "Ey Cebrâil, benim için sen duâ et" dedi. Cebrâil aleyhisselâm onun için duâ etti ve o da âmin dedi. Sonra, "Ey Cebrâil, ben duâ edeyim, sen âmin söyle" dedi. Ellerini kaldırıp, duâ etti ve Cebrâil (aleyhisselam) âmin dedi. "Yâ Rabbî, bu seher vaktinde bana şifâ gönderdiğin gibi, dünyânın sonuna kadar, bütün hastalara, seher vaktinde şifa gönder” dedi. Allahü Teâlâ, duâsını kabul buyurdu. Bunun için, bir hasta ne kadar hasta olsa da, seher vaktinde rahatlar. Bu, Yûsuf aleyhisselâmın duâsı bereketi iledir.
Ebû İshâk Sa’lebî hazretleri (rahmetullahi aleyh)
Yarrabim Yusuf beygamberin duası hürmetine hastanelerde hasta olup şifa bekliyen bütün hastalara şafii isminle hayırlı şifalar ihsan eyle