DEM Parti Şanlıurfa İl Örgütü Diyarbakır’da 99 yıl önce idam edilen Şeyh Sait ve 46 arkadaşı Ahmet Bahçıvan İş merkezi havlusunda düzenlenen basın açıklamasında anıldı. Etkinliğe Dem Parti Şanlıurfa Milletvekili Ferit Şenyaşar, DEM Parti Şanlıurfa İl Başkanı Bekir Karakeçili ve diğer parti üyeleri katıldı.

Sözleşmeli Er Kander Babür şehit oldu Sözleşmeli Er Kander Babür şehit oldu

Ahmet Bahçıvan iş merkezi havlusunda gerçekleştirilen basın açıklamasını DEM Parti Şanlıurfa İl Başkanı Bekir Karakeçili okudu.

Bekir Karakeçili, açıklamasında; Şeyh Said ve mücadele arkadaşlarının İstiklal Mahkemesi tarafından 29 Haziran 1925’te Diyarbakır Dağkapı Meydanı’nda idam edilmelerinin üzerinden 99 yıl geçti. Katledilişlerinin yıldönümünde Şeyh Said ve yoldaşlarını saygıyla, minnetle anıyoruz.
Cumhuriyet tarihinin, asimilasyon ve Kürdü yok sayma politikalarının başlangıç noktalarından olan bu katliam bir asır geçmesine rağmen amacına ulaşamamıştır. Resmi ideolojinin bütün çarpıtma, algı çabaları ve baskı politikalarına rağmen, Kürt halkı, Şeyh Said İsyanı’nın ulusal karakterde bir isyan olduğu gerçeğini korumayı başarmıştır.
1923’te Cumhuriyetin ilanı ile yapılan yasal düzenlemelerle devlet politikaları ülkedeki bütün farklılıklara karşı katı merkeziyetçi bir anlayış çizgisine çekildi. Cumhuriyet tarihinde en büyük kırılma noktası da bu politika değişiklikleri ile gerçekleşmiş oldu. Bu toprakların çok kültürlü çok renkli mirasının reddi temelinde ortaya konan politikalar, etnik kimliğe dayalı bir ulus tahayyülünün merkeze alınması çerçevesinde yeniden üretildi. Bu anlayış aynı zamanda bir asırdır süregelen devlet-toplum arasındaki yaraların ve çıkmazların derinleşmesinin adımı oldu.
Şeyh Said İsyanı’yla beraber devreye konan İstiklal Mahkemesi ve Şark Islahat Planı gibi uygulamalarla Türkiye halkları arasındaki bağ da devlet eliyle koparılmış, tekçi bir anlayışı hakim kılma çabaları en sert şekilde yürürlüğe girmiştir. 1925 direnişinin üzerinden 99 yıl geçmesine rağmen olayın tarihsel ve toplumsal gerçekliği tüm yönleriyle açıklığa kavuşmuş değil. Şeyh Said ve arkadaşları hakkındaki idam kararları usulünce yapılan bir yargılama sonucunda verilmediği gibi cenazeleri de ailelerine teslim edilmeyerek hem haklı direnişleri ve hem de adlarının yaşatılmasının önüne geçilmek istendi.
Varlığını Kürdün yokluğu üzerine tesis etmeye çalışan bu anlayış, Kürt halkının toplumsal hafızasına tarihi yıkıcı fay hatları döşemekten geri durmuyor, 100 yıldır süren mücadele azmini bu yolla kırmayı amaçlıyor Bu anlamda bu tarihin önemini ve etkisini hala en sert biçimde; ağırlaştırılmış tecritle, cezaevlerindeki işkence sistemiyle, Kürt halkına dönük inkar ve  imha temelindeki politikalarla yaşıyoruz. Bir asır sonra şu çağrımızı en net biçimde yineliyoruz; Şeyh Said ve arkadaşlarının idam edilmeleri sürecinde yaşananların çarpıtılmasında ve katliamda rolü bulunan sorumlular açığa çıkartılmalı, o dönemle yüzleşilmeli; Şeyh Said ve mücadele arkadaşlarının mezar yerleri ailelerine ve kamuoyuna açıklanmalı, tüm hakları iade edilmelidir.
Ne Şark Islahat planı, ne Çöktürme Planı, ne İstiklal Mahkemeleri ne DGM’ler, ne de ağır ceza mahkemeleri haklı mücadelemizi engelleyemez, bizleri bu yoldan alıkoyamaz. Bu anlamda; faşizme ve onun saldırılarına karşı, katliamlara, tecride ve kayyım anlayışına karşı bundan sonra da kitlesel eylemlerimiz ve mücadelemiz aralıksız sürecektir. ‘’ dedi.

Kaynak: Haber Merkezi