Yüksek öğrenim eğitimi alırken bize kısaca 2+2’ nin beş olabilmesiyle açıklamıştı hocalarımız derslerde. Her ne kadar anlamamızın kolaylaştırılması için bu şekilde anlatılmaya çalışılmışsa da, sinerji basit bir kavram değil. Evet, anlatırken basite indirgenebilir. Ancak sinerji nerede ise tüm bilim dallarında kullanılan bir kavram. Günümüz de ise özellikle iş ortamında sıklıkla bu kavram kullanılmakta. Peki nedir sinerji? 2+2 dört yerine nasıl beş olabiliyor?
Her ne kadar pozitif ve negatif sinerji olarak ikiye ayrılsa da bu yazımda pozitif sinerjiyi ele alacağım.
İlk kez Antik Yunan filozofları tarafından kullanılan kelimenin orijinal hali ''synergie'' şeklinde yazılır. Türk Dil Kurumuna göre ise sinerji, farklı özelliklere sahip iki maddenin birleşmesi demektir. Sinerjiyle oluşan karışımların diğer karışımlardan en büyük farkı, maddelerin potansiyel güçlerinden daha büyük bir kuvvete ulaşmasıdır. Birbirinden farklı özellik veya güçleri olanların, beraber ortak bir hedef için hareket etmesiyle ortaya çıkan yeni özellik ve güç sinerjidir.
Sinerjiyi bir atasözüyle açıklayacak olursak. Bu kesinlikle ‘’Bir elin nesi var, iki elin sesi var’’ olurdu.
İş dünyası için bence en iyi sinerji örneği konsorsiyumdur. Özellikle ihale alımlarında farklı yetkinliklerini birleştirerek aldıkları ihalelerin altından rahatlıkla kalkabilmekteler. Tabii olarak bu durum şirketlerin daha hızlı büyümesini sağlamakta. Aynı zamanda örgüt kültürünü de geliştirmekte.
Sinerji 2+2’ nin her zaman beş olması değildir. Bir kültürdür. Dürüstlük ve inançla çok daha fazlası ortaya çıkarılabilir.
En önemlisi de beraber sinerji elde ettiğimiz kişileri de bırakmamamız gerekmekte. İş hayatında ve sosyal yaşamda herkesle sinerji yakalamak oldukça zordur. Çünkü ben yerine biz diyebilmeyi gerektirir. Egoyu bir kenara bırakmayı gerektirir.