Şanlıurfa'da ilgi odağı oldular Şanlıurfa'da ilgi odağı oldular
Günümüzde dijital dünyanın sunduğu pek çok avantaj hayatımızı kolaylaştırsa da kontrolü elden kaybedince bağımlılık oluşturabiliyor. Özelikle gençlerin en çok kullandığı sosyal medya araçlarından biri olan Instagram, Facebook, Tiktok gibi kendi hayatlarından tamamen bağımsız bir şekilde paylaşımlarda bulunarak sosyal medyada mükemmel hayatlar yaşayabiliyorlar. Urfanatik Gazetesi olarak Psikolog Nursena As’a bireylerin sosyal medya üzerinde günlük hayattan tamamen bağımsız bir şekilde kendilerini göstermeleri herhangi bir soruna yol açar mı diye sorduk? sanal ortamda mutlu görünen kişilerin gerçek hayatta da sürekli böyle olmadığını bu durumun sosyal medyanın bir yansıtmasının olduğunu ifade etti. büyük bir kısmını sosyal medyada geçirdiğini söyleyen Psikolog Nursena As, “Başkalarını izleyerek, takip ederek veya kendi hayatlarından kesitler paylaşarak gerçekten vaktinin büyük bir kısmını burada geçirebiliyor. Peki bunun oluşuyla beraber ortaya çıkan bazı mükemmel hayatlar varmış gibi olan hayatlar, çok mutluymuş gibi, çok iyiymiş gibi hayatı çok yolundaymış gibi olan hayatlar var.  Kişinin idealize ettiği bir benlik var bir de gerçek benlik var işte sosyal medyada bunun arasında uçurum fark varsa kişilerde psikolojik rahatsızlığın artması daha çok görülebiliyor” dedi. ördek sendromu da böyle bir şey, peki sosyal medyayı nasıl buraya bağdaştırıyoruz. İşte sosyal medyada da çok her şey yolundaymış gibi giden, mükemmelmiş gibi giden bir hayat var, fakat bunun alt yapısını görmediğimiz için o kişinin ne kadar zorluklarla oraya ulaştığını görmüyoruz, bilmiyoruz. Çünkü o kişi aslında bunu yansıtmıyor bize” sözlerini sarf etti. “KİMSE MUTSUZ OLDUĞU, AĞLADIĞI, ÜZÜNTÜLÜ OLDUĞU ANLARI PAYLAŞMAZLAR” Sosyal medyada insanlar hep en mutlu anlarını paylaştığını söyleyen Psikolog Nursena As, “Hayatları çok güzel olan, hayatlarında her şey yolundaymış gibi olan anları bizlerle paylaşırlar. Ama dikkat ederseniz hiç kimse mutsuz olduğu, ağladığı, üzüntülü olduğu ya da çok başarısız olduğu şeyleri paylaşmazlar veya paylaşan kişilerin sayısı çok çok azdır. Burada kişiler genelde beğenilme ve takdir edilme görmek için bu anlarının en güzel şeylerini paylaşırlar bizlerle. Çünkü altında yatan takdir edilme ve beğenilme istekleri vardır. Zaten bu paylaşımlarına karşılık like'lar alınca, takipçi alınca o kişi, evet ben doğru yoldayım deyip o ideal benliğine kavuştuğunu düşünürler. Ve böylelikle paylaşımlarına devam ederler. O ideal benliklerine ulaşmış gibi hissederler. Ve burada baktığımızda ördek sendromu da tam olarak böyle ortaya çıkıyor” ifadelerinde bulundu. “SOSYAL MEDYADA ÇİFT YÖNLÜ BİR ETKİLEŞİM SAĞLAR” Psikolog Nursena As konuşmasının devamında ise, “Aslında baktığımızda sosyal medyada çift yönlü bir etkileşim vardır. Bir gönderileri paylaşan kişiler, bir de o gönderileri izleyen kişiler. Burada baktığımızda o mış gibi hayatlardan etkilenip benim hayatım neden bu kadar yolunda değil, benim evliliğim neden böyle değil, ben neden o tatile gidemedim o gitti diye düşünüp veya o güzel fiziğe neden ben sahip değilim diye düşünüp burada yetersizlik hissine kapılan kişiler olabiliyor. Burada aslında direkmen kişiler ördek sendromunu hatırlayabilir yani bunun altında olan farklı bir çaba da var. Her şey göründüğü gibi olmadığını bilmemiz gerekiyor. Örneğin yaz ayındayız ve tatile giden bir arkadaşınızı takip ediyor olabilirsiniz. Arkadaşınız tatile gitmiş ve çok keyifli pozlar paylaşıyor. Siz ise burada çalışmak durumunda kalıyorsunuz. Burada işte o tatile gitti bak ne kadar keyifli anlar yaşıyor bir de bana bak deyip üzüntüye kapılabilir ve kendinizi kötü hissedebilirsiniz. Aslında burada şöyle bakmamız gerekiyor. Acaba bu kişi o tatile gidebilmek için ne kadar emek verdi, ne kadar gerisini gündüze takıp çalıştı veya borca mı girdi, ne hallerle oraya gittiğini biz bilmiyoruz, çünkü bize yansıtılan kısım sadece keyifli anlardan oluşuyor veya bir arkadaşınız gündüz sizi arayıp eşiyle ilgili problemleri anlattı. Sonra bir baktınız ki akşam mutlu pozlarını sosyal medyada paylaşıyor. Burada hangisi doğru, aslında ikisi de doğru. Belki mutlu olduğu anlar da vardı ama üzüntülü olduğu anlar da vardı üzüntülü olduğu anları paylaşmak yerine sosyal medyada gidip o iyi olduğu anları paylaştı. Ve böylelikle orada mış gibi davrandı” şeklinde konuştu “KİŞİLER SOSYAL MEDYADA OLDUĞU GİBİ GÖRÜNMEDİĞİNİ BEĞENİ VE TAKDİR TOPLAMAK İÇİN YAPTIKLARINI BİLMELİYİZ” Psikolog Nursena As, “Çocuğuyla çok mutlu anları paylaşıyor fakat aslında çocuğu çok yaramaz bir çocuk ve onu oldukça gün içinde zorlamasına rağmen sosyal medyada gülen yüzleriyle paylaşabiliyor ve siz belki orada kendi çocuğunuzla problemler yaşıyorsunuz. Oraya bakıp o ne kadar iyi bir anne ve ben ne kadar kötü bir anneyim diyebiliyorsunuz ya da fiziğini olduğu gibi değil de şoplayıp, yüzünü filtreleyip sosyal medyada paylaşan insanlar var, olduğu gibi değil de ideal ettiği bir benlikle kendini paylaşan bir insan var karşımızda peki biz buraya girip ona baktığımızda ne düşünüyoruz ne kadar güzel bir fiziği var ve ne kadar güzel bir yüzü var benim yüzüme bak, benim fiziğime bak benim buramda bu var, şuramda şu var diye kendimize kızıyoruz ve kendimizi yine yetersizlik hissine kaptırabiliyoruz. İşte burada aslında dikkat etmemiz gereken şu bizler orada bir ördek sendromu olduğunu, yani o kişinin aslında olduğu gibi görünmediğini, onun farklı gösterdiğini ve beğeni ve takdir almak için bunu yaptığını bilmeliyiz. Eğer ki bu kişiler idealize ettiği benlikle gerçek benliği arasında bunu iki küme düşünelim bu kümeler birbirinin içine geçtiyse fark azsa aralarında burada bir sıkıntı görmüyoruz fakat bu iki küme çok ayrışmışsa, biri burada, biri burada veya çok uzaktaysa evet burada sıkıntı oluşabilir çünkü bu kişilerde psikolojik rahatsızlıkların görülme olasılığı çok daha fazladır. Gerçek hayatlarına da mutsuz olma ihtimalleri çok yükselmiş bulunmaktadır.

Kaynak: EMİNE POLAT