Hep sağlık diyoruz
Hep eğitim diyoruz
Hep Trafik diyoruz
Ve hep kültür diyoruz.
Diyoruz da diyoruz ama hep lafta kaldığını da görüyoruz.
Bu da nerden çıktı derseniz ?
Hemen açıklayayım.
Son günlerde Şanlıurfa da her anımız hep kaza haberleriyle geçmeye başladı. Onunda açıklamasını sevgili yetkililerimiz yapıyorlar ama yeterli geliyor mu ?
Tabiki hayır.
Çünkü trafiğimizi de kendimize benzettik.
Nasıl mı ?
Yıllardır kullanılan bir cümle.
Bir şey olmaz lo. Rehetiye bak ağe. Burası urfa mantığı.
Çok memnunsanız sorunlar niye diz boyu ve bu kazalar niye her geçen gün artıyor.
Memnun değilseniz ki sohbetlerinizde onu görüyorum. Düzeltilmesi için ne yaptınız sorarım size. Yine her zamanki gibi “ağe biye siye mi düşmüş memleket meselesi” diyorsunuz . Evet biye siye herkese düşmüş memleket meselesi. Çünkü bu memlekette yaşıyoruz. Çocuklarımız yaşıyor. Çevremiz ailelerimiz vs yaşıyor. Bu yüzden herkesin bir an önce aklını başına alması gerekiyor. Memleket başıboş bırakılmış vaziyette sanki. Bahçeli evleri görüyorsunuz. Yolun sağında solunda araç park ediliyor. Hatta yetmiyor yaya geçidinin üstüne park ediliyor. Süleymaniye devteşti tarafları tam bir felaket bazen yolun ortasında bile park ediliyor. Eyyübiye tarafını söylemiyorum bile. Azda olsa kaldırımlarda yer kalırsa onu da esnaf kapatıyor. Yani yaya trafiği de felç olmuş durumda. Hal böyle olunca yaya ve araç trafiği karışık bir vaziyette. Tam bir Ortadoğu şehrine dönüşmüş durumda. Ha bu arada karaköprüye de haksızlık etmeyelim. Binaların fiyatı fahiş ama gece sabaha kadar korna sesi, araba sesi, silah sesi, seyyar satıcı sesinden geçilmiyor. Ama binalar pahalı. Hayat dersen bu denli ucuz ve bir keşmekeşlik içinde. Yollardaki araç ve yaya trafiğini, ışıklarındaki kadın, çoluk çocuk vs. arabaların önüne atlarcasına dilenmelerini saymıyorum bile. Gıda üretim yerlerinde hijyen sorununu saymıyorum. Enformasyon konusundaki sıkıntıyı saymıyorum. Betonlaşmayı saymıyorum. Turizm konusundaki sıkıntıları saymıyorum. Bu aklıma gelenler.
Ne yapılmalı derseniz. Önce kendimizden başlamalıyız.
Nasıl mı ?
Aynen şöyle.
Trafik kültürü medeniyetin temel ölçülerindendir. lütfen hem kendinizin hem de diğer insanların hayatını riske atacak sürücü davranışı sergilemeyiniz. Hızlı gitmeniz sizi hedefinize daha çabuk ulaştırmadığı gibi sinyal vermek de yakıt tüketimine neden olmaz, biraz hassasiyet lütfen. Bu yüzden diyorum ki; Bizi zorlu şartlara götüren şey düzgün bir trafik eğitiminin olmamasından dolayı hatalarımızdan kaynaklanıyor çoğu zaman. Bazen yaşadığımız çevre ve çalıştığımız ortam bizi hayal ettiğimiz bir geleceğe taşıyan lokomotif görevi görmüyorsa, bunun karşılığında üzülmek ve başkalarını suçlamak kolaycılığına düşmeden önce kendimizi düzeltmekten geçtiğini unutmayalım.
Sonuç olarak herkes üzerine düşeni yapmalı. Yetkililer kendi işini, vatandaş kendi işini. Ancak bu da düzgün bir dayanışma kültüründen geçer. O zaman haydi hep birlikte her geçen gün sorunlar daha da büyümeden herkes üzerine düşeni yapmalı diyor sağlıklı günler diliyorum.