Türkiye ve Şanlıurfa siyasetinde çok önemli bir yere sahip kıymetli bakanlardan Necmettin Cevheri’nin hayatını araştıran Ömer Ağ bir yazı dizisi ile bunu kamuoyu ile paylaştı. İlkini bu hafta yayınlayacağımız bu yazı dizisinin devamını gazetemizden takip edebilirsiniz.
Siyasetçi ve aynı zamanda hukukçu kişiliği ile Şanlıurfa’nın değerli simalarından olan Necmettin Cevheri’nin yaşam hayatı boyunca yaşadığı olaylar ve siyasi hayatı, Eğitimci-Yazar Ömer Ağ’ın kalemiyle köşe yazısına dönüştü.
Siyaset adamlığının yanında aynı zaman da Şanlıurfa halkının gönlüne taht kuran ve bakanlık yaptığı dönemde kente kattığı çalışmalarla adından söz ettiren Cevheri’yi birde Ömer Ağ’ın “AK SAÇLIMIZ” başlığıyla okuyun.
AK SAÇLIMIZ
İsmi geçince tam bir Urfa Beyefendisi deriz, maalesef öyle çok andığımız da söylenemez ya. Çünkü vefa göstermekten taraf biraz notumuz kırık sanki. Böyle görmüşüz, ama böyle göstermek zorunda değiliz evlatlarımıza. Bazılarınız doğru tahmin etti, bu şehrin en kıymetli ‘’Devlet ve Siyaset Adamı’’ Sayın Necmettin Cevheri’den bahsetmek istiyorum. Bu köşeye tabi ki sığmaz bunu da biliyorum.
Henüz Cumhuriyetin çok yeni olduğu yıllardı, bundan tam 90 yıl önce, 1930 yılı idi. Savaştan yeni çıkmış bir devletin, yoksul bir şehrinde, bir çiftçi çocuğu olarak dünyaya geldi. Baba Hacı Ömer Cevheri Kurtuluş Savaşı sonrası Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası sahibi bir Urfalı idi. Gazi Mustafa Kemal’in vefatından sonra Mustafa İsmet İnönü’nün yönetimi devraldığı Milli Şef dönemi başlamıştı. Mecburi İskan Yasası gereği, İkamete Memuriyet ile önce Amasya sonra Adana yılarından dolayı ilk okulu üç farklı şehirde okumak zorunda kaldı. Ardından Cumhurbaşkanı Mustafa İsmet İnönü’ye yazdığı bir mektup sayesinde eğitim hayatı Galatasaray Lisesi ile çakışıyordu. Siyasete teması baba sayesinde başlıyordu. Demokrat Parti’den 1950 seçimlerinde Urfa milletvekili olan baba Cevheri Adnan Menderes ile birlikte siyaset yaptı. Necmettin Cevheri bir nevi siyaseti aile içinden öğrendi. Galatasaray Lisesi mezunu fakat aynı zamanda Urfalı bir çiftçi idi. Milletvekili babasını henüz 22 yaşında iken kaybetti. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi ve çiftçiliğinin yanında serbest avukatlık da yapmaya başladı. O yıllarda çok da uzağında durmadığı Adalet Partisinde siyaset yapmaya başladı. 01.01.1951’de resmi olarak Demokrat Parti üyesi oldu. 1955 yılında yapılan kongre ile Demokrat Parti Merkez İçe Başkanı oldu. 1957’de ise boşalan il başkanlığından dolayı fiilen partinin il başkanlığını da yaptı. Sonrasında 27 Mayıs 1960 darbesi ve çalkantılı yıllar. 1962 yılında ise henüz askerliğini bile yapmadan bir telgraf ile resmi il başkanı oldu. İlk olarak 1965 seçimlerinde Adalet Partisi Urfa Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine girdi. Ardından 1969, 1973 ve 1977 yıllarında yapılan genel seçimlerde Adalet Partisinden Urfa milletvekili olarak mecliste hep bulundu. İşte tam o yıllarda Bakanlık koltuğu ile de tanışıp siyaset dünyasında daha etkili olmaya başladı. 3 Kasım 1969 yılında Türkiye Cumhuriyeti Turizm ve Tanıtım Bakanlığı koltuğuna oturdu. 21 Temmuz 1977 yılında ise Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı olarak kabinede görev aldı. Her iki bakanlığında da Başbakan Süleyman Demirel idi. O yıllarda Adalet Partisi kurmayları arasına giren Cevheri 1980 darbesi sonrası kurulacak olan Doğru Yol Partisinin de en etkili isimlerinden biri olacaktı.
Ve 12 Eylül 1980 darbesi. Yönetime el koyan askeri cunta, kapatılan Adalet Partisi, yargılamalar ve başlayan siyasi yasaklı yıllar. 1987 yılında yapılan referandum ile kalkan siyasi yasaklardan sonra 1983 yılında kurulan ve Adalet Partisinin devamı niteliğinde olan Doğru Yol Partisinde yeniden başlayan siyaset. 1991 genel seçimlerinde bu kez Doğru Yol Partisi Şanlıurfa Milletvekili olarak yerini aldıktan sonra 1995 ve 1999 seçimlerinde de Şanlıurfa Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisindeki yerini korudu. Doğru Yol Partisinde siyaset yaptığı yıllarda bakanlık koltuğunda da oturdu. O yıllarda Başbakan Tansu Çiller, yılların yol arkadaşı olan Süleyman Demirel ise Cumhurbaşkanı idi. 20 Kasım 1991 yılında Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, 5 Ekim 1995 yılında ise Türkiye Cumhuriyet Devlet Bakanlığı makamlarında oturdu. O yıllarda aynı zamanda Başbakan Vekilliği de yaptı.
Sayın Cevheri’nin aktif siyaset yaptığı o yılların bir kısmını yaşayan biri olarak çok net söyleyebilirim ki, o yıllar ülkede siyaset yapmanın en zor olduğu zamanlar idi. Askeri darbeler, parti kapatmaları, post modern darbeler, partiler arası birleşmeler, milletvekili transferleri, devalüasyonlar, koalisyonlar, 28 Şubat kararları...
Aslında yazıma başlarken Sayın Cevheri’nin bu şehre yaptığı hizmetleri anlatmaktı niyetim. Fakat bu şehrin en kıymetli ‘’Devlet ve Siyaset Adamı’’ cümlesini kurduktan sonra içini doldurmam gerekiyordu. Belki de bu yüzden bu özelliklerini bilmeyenlere, ya da onu tanımayan genç nesile az da olsa anlatmak istedim. Yani yazının devamı artık boynumuza borç oldu...
Haftaya yine bekliyorum efendim...