Kadına yönelik şiddet denildiğinde; aklımıza ilk olarak fiziksel şiddet geldiğini belirten İnal, ancak kadına yönelik şiddetin kadınların hayatlarının her anında bir şekilde var olduğunu savundu.


  Avukat Gizem Dilara İnal, “Kadına yönelik şiddet kavramını; fiziksel şiddet, psikolojik şiddet, ekonomik şiddet, cinsel şiddet olarak geniş bir çatı altında değerlendirmeliyiz.  Her ne kadar medyaya ve adli yargıya yansıyan vakalarda çoğunlukla fiziksel şiddet karşımıza çıksa da kadınlarımız sistematik olarak bütün şiddet türleri ile mücadele etmekteler. Ne acı ki; bu sistematik şiddetlerin en ağır sonucu da kadın cinayetleri olarak karşımıza çıkıyor” dedi.


SON ZAMANLARDA KADINA ŞİDDET, KADIN CİNAYETLERİ, TACİZ OLAYLARI ARTTI BUNU NEYE BAĞLIYORSUNUZ?


Son zamanlarda ciddi anlamda kadına şiddet hem cinayetler çok hızlı şekilde arttı açıkçası ben bunun birçok sebebinin olduğunu düşündüğünü söyleyen İnal açıklamasında şu ifadeleri kullandı; Tek bir sebep değil toplumsal olarak çok ciddi bir buhran içinde olduğumuzu düşünüyorum, hem toplumun ekonomik ve sosyal durumundaki gelişmelerin buna çok büyük etkisinin olduğunu düşünüyorum. Hem de artan cinayetlerin artan kadın istismarlarını önlenmeyecek derecede tedbirlerinin alınmaması artan yaşanan cinayetler karşısında etkin çözümler üretilmemesi bir diğerini doğuruyor yani her sonuç bir diğerinin başlangıcı olarak karşımıza çıktı ve açıkçası bu yıl içerisinde yaşanan cinayetlerin ciddi anlamda hadi var hesabı yok hem ilimizde şiddet vakaları artmış durumda hem de genel anlamda ülke genelinde ciddi anlamda hem kadın cinayetleri, hem şiddet vakaları, hem istismar vakaları ciddi anlamda artmış durumda.’’sözlerine yer verdi.

BU ŞİDDET OLAYLARININ ARTMASINDA İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN GERİ ÇEKİLMESİNİN ETKİSİ NEDİR?


 İstanbul sözleşmesinden çekilmenin çok büyük etkisi olduğu kanaatindeyiz biz bununla ilgili Şanlıurfa barosu kadın hakları merkezi olarak ta sözleşmeden çekildikten sonrada basın açıklaması da yaptık yaşanan kadın cinayetleriyle alakalı yaptığımız basın açıklamalarında da bunu dile getirdik. Biliyorsunuz çok yakın tarihte İstanbul İlinde bir kadın meslektaşımız Avukat Dilara katledildi birlikte olduğu kişi tarafından kadın cinayetleri İstanbul Sözleşmesinden dönüldükten sonra şu şekilde arttı; erkekler sözleşmeden dönülmesiyle 6284 yasası hala mevzuat olarak düzenlenmiş olmasına rağmen hala yasal olarak gündemde bulunmasına rağmen erkekler kadınların korumasızlaştırıldığını devletin sözleşmeden dönülmesiyle yükümlülüğünün kadınları koruma yükümlülüğünün ortadan kalktığını düşünmeye başlamış olmalılar ki kadın cinayetleri arttı bir diğer husus sözleşmeden dönüldüğündendir bunu avukat olarak dile getiriyorum size sözleşmeden dönüldüğündendir bizim 6284 sayılı yasa kapsamında yapmış olduğumuz koruyucu ve önleyici başvuru taleplerinin birçoğu gereksiz şekilde reddediliyor altı ay süre ile verilmesi mümkün olan uzaklaştırma kararları ve bir sürü koruyucu önleyici tedbirlerin kapsamı çok geniş bunlar yirmi gün bir ay gibi tabiri caiz ise komik olarak ifade edebileceğimiz süreler veriliyor. Düşüne biliyor musunuz yasa hiçbir belge hiçbir evrak hiçbir somut veri aramaksızın bize bu kanundan faydalanma imkanı tanırken İstanbul sözleşmesinden dönüldükten sonra biz altı ay süre ile alabildiğimiz koruma kararlarını şuan maalesef ki sadece yirmi gün süre ile alabiliyoruz açıkçası hukuken de İzaki bizim açımızdan mümkün değil yani yirmi günlük bir koruma şimdi kadınlar zaten en son noktada yani çaresizliğin noktasına geldikleri zaman yasal süreci işler hale getiriyorlar bunu hepimiz çok iyi biliyoruz bir çok kadının erişim hakkı bile yok yani şiddete maruz kaldıktan sonra istismara maruz kaldıktan sonra evden bile çıkamayan hiçbir iletişim aracını kullanamayan kadınlar varken yasal yollara başvuran kadınlar şiddet görenleri zaten çok büyük bir azınlığı iken bu başvuruyu bize ulaşıp başvuru yapanlar mahkemeye taşıyanlar uzaklaştırma talep edenler baroya sığınma evlerine kadın derneklerine ulaşabilen kadınlar taleplerinin bu kadar az dile getirebilirken biz sadece 6 ay süre yerine yirmi günlük bir aylık komik olarak ifade edebileceğimiz süreler ile uzaklaştırma kararı alabiliyoruz yani düşünün yirmi günlük uzaklaştırma kararı bir kadının ne kadar ihtiyacını giderebilir kadın zaten can havliyle en son noktaya gelmiş mahkemeye adliyeye başvuruyor. Günümüzdeki koşulların nasıl olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz bu başvurudan sonrada sadece yirmi günlük yani üç hafta yani sadece üç hafta sadece bir uzaklaştırma kararı var hiçbir güvencesi yok o üç haftadan sonra tekrar uzatılmasını istemesi lazım kaldı ki sözleşmeden dönüldüğündendir somut bir veri olmadan yasaya aykırı olarak 6284’de diyor ki hiçbir belge ve delil aranmaz yasaya beyan esastır yasaya aykırı olarak somut delil bulunmadı gerekçesiyle bizim taleplerimiz dahi reddediliyor yani sözleşmeden dönüldüğündendir’’ifadelerini kullandı.

KADINLAR KENDİNİ HUKUKİ ANLAMDA NASIL SAVUNUR HAKLARI NELERDİR?


Şimdi kadınların hukuki anlamda kendilerini nasıl savunacağı haklarının neler olduğu açıkçası çok uzun bir konu çok uzun süre belki anlatmamız gereken bir konu; ama kısaca özetlemek gerekirse kadın bir kere şiddete maruz kaldığında istismara maruz kaldığında bir tehdit ile karşı karşıya kaldığında bakın 6284 Sayılı kanun bizim kadınlar için klavuzumuz açıkçası 6284 Sayılı kanunda diyor ki şiddet gören veya şiddet görme ihtimali bulunan şiddet görmek zorunda değilsiniz kendinizi bunun korkusu baskısı altında hissediyorsanız dahi şiddet görmemiş olsanız dahi Fiziksel, Cinsel, Sözel hiçbir ekonomik hiçbir şiddet türüne maruz kalmamış olsanız dahi biz 6284’den yararlanma hakkına sahibiz. kaldı ki eyer bir şiddete maruz kalmışsak fiziksel anlamda sözel anlamda yani hakarete uğramak anlamında ekonomik şiddete maruz kalmışsak cinsel şiddete maruz kalmışsak bu şiddet türlerinin herhangi birine yani şiddet dediğimiz şey sadece fiziksel şiddet değil bunda burada belirtmiş olayım bunlardan herhangi birine maruz kalmışsak biz bu yasadan faydalanabiliriz bize şiddet uygulayan yahut uygulama ihtimali bulunan kişinin bizim yaşadığımız evden konuttan aile bireylerinden çocuğumuz varsa çocuğumuzun okulundan çalışıyorsak çalıştığımız iş yerinden uzaklaştırma hakkımız var müşterek konutta yaşıyorsak eyer şahsımıza şiddet uygulayan kişi bizim müşterek konutumuzda yaşıyorsa müşterek konuta gelmemesi, yaklaşmaması, iş yerine gelmemesi, çocuklar varsa çocukların okuluna gitmemesi, konusunda bir uzaklaştırma kararı alabiliriz silah kullanıyorsa silahını bırakması yasal olarak silah kullanan bir memur dahi olsa silahını bırakması gerektiğine dahi bir karar alabiliriz alkol ve uyuşturucu kullanıyorsa bu maddeleri kullanarak konuta gelmemesi konusunda bir karar alabiliriz bize hakaret tehdit içerikli davranışlarda bulunuyorsa ev eşyalarına zarar veriyorsa ev eşyalarına zarar vermemesi aynı şekilde korunan kişiye konutun tahsis edilmesi hakaret içeren söz ve davranışlarda bulunmamasına yönelik kararlarda da bulunabiliriz. Başka türlü kararlarda var bulunduğumuz il kapsamında valilikten ilçeler anlamında da kaymakamlıktan isteyebileceğimiz talepler var bulunan yerin mülkü amirinden istenebilir şekilde yazıyor çocuklar kreş imkanlarından faydalandırılması talep edilebilir geçici maddi destek talebinde bulunulabilir bakın bu çok önemli kadınlar bir çok kez uzaklaştırma kararı almak istemiyorlar korunan konut bize tahsis edilse dahi bizim gelirimiz yok ev hanımıyız çalışmıyoruz şiddet uygulayan bize aynı anda bakan geçimini de idare ettiren oluyor bir çok kez biz bu durumda bir de ekonomik yönden mağdur oluyoruz diyen kadınlar var 6284 sayılı yasa kanunu kapsamında şiddet uygulayan kişinin nafaka ödeme yükümlülüğü de bulunmakta başvuru yaparken nafaka ödemesi de istememiz mümkün. bu çok önemli geçici olarak velayet çocuklar varsa velayetin bize verilmesi de mümkün bir diğer husus içinde bulunduğumuz illerin valiliklerinden ilçeler de kaymakamlıklarda bize geçici yardım ödenmesin istememizde mümkün yani yasal mevzuat çok geniş şunu da belirtmek istiyorum ben Şanlıurfa barosu kadın hakları merkezi olarak Şanlıurfa barosunda her gün bir kadın avukat nöbet tutuyor dokuz ile beş arasında ücretsiz olarak hiçbir ücret ödemiyorlar bununda altını çizerek belirteyim ilinizdeki kadınlara seslenmek istiyorum şiddete uğruyorsanız, şiddete maruz kalıyorsanız, uğrama tehlikesi altındaysanız bir istismara maruz kalıyorsanız Şanlıurfa barosuna uğrayıp bir kadın avukattan ücretsiz olarak hukuki destek talep edebilirsiniz size yönlendirmede bulunuyoruz ihtiyacınız neye yönelikse ne yapılması gerekiyorsa kararını verip sizi gerekli mercilere yönlendiriyoruz talep dilekçelerinizi hazırlıyoruz hiçbir ücret ödeme zorunluluğunda yok bu taleplerle ilgili bunu da belirmiş olayım bunlar kadınlarımızın kısaca anlatabileceğim yasal hakları bu yolların hepsine başvurabilir.


ANAYASADA BİLDİĞİM KADARIYLA KADININ BEYANI ESASTIR NEDEN MEYDANA GELEN OLAYLARDA KADININ BEYANI ESAS ALINMIYOR?


Kadının beyanı maalesef ki uygulamada esas alınmıyor yasal düzenleme olarak az öncede belirttiğim gibi 6284 sayılı kanunda da açıkça diyor ki kadının beyanı esastır hiçbir belge delil aranmaz yani ben şiddete maruz kalıyorum diyorsan ya da şiddete maruz kalma ihtimalim var diyorsan bu beyan geçerlidir benim bunu somut delille gerekmez bakın bir çok kadın şiddete maruz kalıyor günlerce evden çıkamıyor o kadın hastaneden darp raporu almasın bekleyemeyiz anlayabildim mi kimisi elinden telefonu alıyor telefonu bile yok o kadından birisini aramasını o saniye birine ulaşmasını bekleyemeyiz biz kadına sen darba maruz kaldıysan niye hastaneye gitmedin, niye rapor almadın, neden kimseyi aramadın, niye polisi çağırmadın diyemeyiz çoğu kez kadınlar zaten şiddet olgusu içerisinde bunların hiçbirini yapacak imkanlara sahip olamıyorlar bu bizim için çok önemli o yüzden yasal olarak zaten belge aranmaz bir kere insani olarak bile şunu düşünmek lazım bir kadın ya da bir insan şiddete maruz kalmıyorsa şiddete uğrama tehlikesi altında değilse her şey güllük gülistanlık ise neden şiddete maruz kaldım desin ya da tehdit altındayım desin ki o yüzden yasal olarak kadının beyanı esastır bunu bilelim elimizde belge yok diye hiçbir şey yapamayız diye düşünmeyelim. mutlaka haklarımızı kullanalım biz her kadın yasal haklarını bilmesinin mümkün olmadığının zaten farkındayız ilimizde baroda böyle bir çalışma başlattık her gün bir kadın avukat nöbet tutuyor Şanlıurfa barosunda onlara hukuki haklarını anlatabilmek için varsa eyer hukuki destek sunabilmek için lütfen eyer şiddete uğradığınızı düşünüyorsanız uğrama tehlikenizin olduğunu düşünüyorsanız bu sadece fiziksel şiddet değil altını çizerek söylüyorum fiziksel şiddet, cinsel şiddet, psikolojik şiddet, sözel şiddet bunların herhangi birine maruz kalıyorsanız ya da böyle bir tehlikeniz varsa hukuki yardım dan faydalanabilir baroya da müracaat edebilir ücretsiz hukuki destekten de yararlanabilirsiniz.’’açıklamasında bulundu.