Kan davası yüz yıllardır süregelen bir sorun olarak günümüzde de hala etkisini devam ettirmekte. Bu durum en çok çocukları etkilemekte. Eğitimin aile de başlaması ve çocuğun öğrenmeye aileden başlamasıyla birlikte çocuk bütün duyguları ailesinden öğrenmekte. Bununla beraber olası bir kan davası durumunda çocuğa bu bizim düşmanımız bunun ölmesi gerek kanımız yerde kalmasın gibi söylemler empoze edildiği takdirde çocuk olaya bu şekilde bakacak ve değerlendirecek.

“ÇOCUKLARA DUYGULARI AİLELERİ VERİYOR”

Konuyla ilgili Urfanatik mikrofonlarına konuşan Psikolog Funda Çakmaklı çocukların bu olaylardan uzak tutulması ve yansıtılmaması gerektiğini şu sözlerle ifade etti: "Öncelikle şunu unutmayalım ki, biz tüm duyguları çocuklara ebeveynler olarak aile olarak kendimiz sunuyoruz. İlk olarak çocuk düşman algısını bilmemekte, çocuk için düşman, iyi arkadaş ve arkadaş olarak ayrım göstermektedir, ama bu tür olaylarda mesela çocuk şunu düşünüyor babam öldü şu öldürdü bu öldürdü bizim düşmanımız var aile bunu böyle yansıtmış veya abisi veya dedesi kendi aile mensubundan kim varsa."

“ÇOCUK SÜREKLİ BİR TEHDİT HİSSETMEYE BAŞLIYOR”

"Çocukta şu başlıyor, kimse bizi sevmiyor, herkes bize zarar vermeye çalışıyor ve çocuk büyük bir güven problemiyle başa çıkmaya çalışıyor. İlk olarak arkadaş edinmekte zorlanıyor, sosyal olarak kısıtlanmış hissediyor, ikinci olarak öğretmenlerine servis şoförüne dahi güvenmemeye başlıyor çocukta bir kaygı artışı görünmeye başlıyor. Bu tabi ki ailenin çocuğa gösterdiği tepkilerden doğan süreçlerdir. Üçüncü olarak ise çocukta yalnızlık korkusu başlıyor çocuk yalnız kalmaktan korkuyor yalnız bir yere gitmekten korkuyor yalnız hareket etmekten korkuyor yalnız tuvalete gitmekten korkuyor bu çeşitli alt ıslatma problemine tırnak yeme problemine bunun gibi rahatsızlıklarından meydana gelmesine sağlıyor. Dördüncü olarak ise çocuğun eğitimine, sosyalleşmesine, dış dünyayla olan bağlantısıyla bir uyum problemi yaşamasında büyük bir etken haline geliyor. Çocuk dış dünyayla bağlantı kurmaya çalışırken sürekli omuzlarında bir tehdit hissetmeye başlıyor. Sokakta yürürken herhangi bir işlevsellikte bile arkasına dönüp bakarak yürümeye başlıyor, arkasına dönüp bakarak hareketlerine devam etmeye başlıyor sanki biri onu takip ediyormuş gibi sanki her an onun başına bir iş gelecekmiş gibi bir algı oluşmaya başlıyor."

“KAYGI BOZUKLUĞU MEYDANA GELİYOR”

"Diğer bir türlüsü ise çocuk ailesini yalnız bırakmaktan korkuyor. Şu şekilde düşünüyor sanki ailesinden uzaklaşmaya başladığında ona zarar verecekler annesini kaybedecek, abisi tıpkı babasına olduğu gibi örnek veriyorum diğer sevdiği tüm insanlara karşı çocuk böyle bir yaklaşımda bulunmaya başlıyor ve bununla birlikte çocukta ileri düzeyde kaygı ve bu kaygının sonuçlarında çeşitli rahatsızlıklar meydana geliyor. Tabi bunlarla baş etmek kolay mı değil ama imkânsızda değil ilk olarak aile çocuğa şu şekilde yaklaşmalı böyle bir problem varsa böyle bir şeyle baş etmeye çalışıyorsanız çocuğunuza ilk önce güven duygusunu vermeniz gerekir. O güven duygusunu o bağlılığı çocuğa iletmeniz gerekiyor 'ben senin yanındayım, sana hiçbir şey olmayacak bu şeyler yaşandı evet ama bundan sonra olmayacak' tarzda güven oluşturmaya başlanması gerekiyor. Fakat çocukta çeşitli tik bozuklukları çeşitli rahatsızlıklar meydana geldiyse tabi ki bir psikoterapi sunuyorum kesinlikle de tavsiye ediyorum. Çünkü ilerleyen dönemlerde çocuğun aşırı işlevselliğini bozduğu için kaygı düzeyinde artışlar sağlanmaya başlıyor."

“ÇOCUĞUNUZA PROBLEMLERDEN BAHSETMEYİN”

" İkinci olarak da şu yaklaşımı öneriyorum aileye böyle bir sorun tabi ki günümüzde halen yaşanmaktadır maalesef ki ilk olarak çocuğunuza asla ve asla bu problemlerden bahsetmeyin. Çocuğunuza asla kan davası düşmanlık ölüm bu tür şeylerle yüz yüze gelmemeli çocuğunuz odadayken onu çıkartıp konuşun veya onun sizin dinlemediğinden emin olun. Çocuğa biz tüm duyguları öğretiriz aileler öğretir ve çocuğun ilerleyişini çocuğun hayata devam etmesini sağlayan da ailedir bu konuda dikkat edilmesi gerekiyor. Bilinçli bir aile olarak günümüzde zaten bilinçli olamayan aile yok dediğimiz gibi işte sosyal medya olsun kendimizi daha fazla geliştirmek adına okuduğumuz kitaplar olsun bu şekilde ilerleyişimizi sürdürelim ve lütfen çocuklarımıza herhangi bir yaklaşımda bulunmaya çalışırken onların sağlığını düşünelim, kendi istediğimiz profille değil de çocukta  olması gereken profille ilerleyelim."