Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesine bağlı Karataş Köyü, tarihî bir mirası barındıran ve doğal güzellikleriyle dikkat çeken önemli bir bölgeyi bünyesinde barındırıyor Hevde Mala Behemi (On Yedi Mağaralar).
Karataş ve Yolbilen köylerini kapsayan bu bölge, halk arasında Hevde Mal olarak biliniyor. Kürtçede "On Yedi Ev" anlamına gelen Hevde Mal, bölgenin geçmişine dair önemli ipuçları sunuyor.
Yakın zamana kadar, Karataş ve çevresindeki köylerde yaşayan insanlar, barınma ihtiyaçlarını doğal mağaralardan karşılıyordu. Hevde Mal bölgesindeki bu mağaralar, yalnızca barınak değil, aynı zamanda hayvan barınağı ve taş ocağı olarak da kullanılmış.
Bölgenin ismi olan "On Yedi Mağara", burada yaşayan insan sayısını ve yerleşimin büyüklüğünü simgeliyor.
ROMA’DAN OSMANLI’YA BİR MİRAS
On Yedi Mağaralar içinde yer alan taş ocağı ise, bölgenin tarihî değerini bir adım daha ileriye taşıyor. Yaklaşık 80 metre uzunluğunda ve 5 metre yüksekliğindeki bu mağara, Roma, Arap ve Osmanlı dönemlerinde taş ihtiyacını karşılayan önemli bir kaynak olmuştur.
Şehir merkezine yakın konumu, taş ocakçılığının gelişmesi için ideal koşulları sağlamıştır. Özellikle kalker taşlarının kesilmesi için mağaranın nemli ortamı, taşların kolayca şekil almasını sağlamış, bununla birlikte sağladığı serinlik, taşların işlenmesini kolaylaştırmıştır.
Taşların işleniş şekilleri, farklı dönemlerin mimari anlayışına ışık tutmaktadır. Roma döneminde kesilen taşlar, genellikle dikdörtgen kalıplar halinde şekillendirilirken, yakın dönemde ise taşlar daha çok kazıma yöntemiyle işlenmiştir. Bu değişiklik, taş işçiliği ve mimari anlayışındaki evrimi net bir şekilde gözler önüne seriyor.
YARASALARA EV SAHİPLİĞİ YAPAN DOĞAL ALAN
Taş ocağının bulunduğu mağara, yalnızca tarihî değil, aynı zamanda biyolojik çeşitlilik açıdan da önemli bir alan. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaygın olan yarasa türlerinden Myotis blythii ve Miniopterus pallidus gibi türler, bu mağarada barınmakta. Mağaranın içinde, yarasa gübresinin birikmiş olduğu tepe şeklinde oluşumlar görmek mümkün.