TFF 2.Lig “Beyaz Grupta” yer alan Şanlıurfaspor 15 Mart tarihinde oynadığı ve 7-2 yenildiği Trabzon Hekimoğlu müsabakasından sonra verilen aranın üzerinden 5 ay 3 gün geçtikten sonra, ilk yarıda 2-0 mağlup olduğu Çorumspor karşısına çıkacak.
TFF 2.Lig “Beyaz Grupta” yer alan Şanlıurfaspor 15 Mart tarihinde oynadığı ve 7-2 yenildiği Trabzon Hekimoğlu müsabakasından sonra verilen aranın üzerinden 5 ay 3 gün geçtikten sonra, ilk yarıda 2-0 mağlup olduğu Çorumspor karşısına çıkacak. Sonrasında Sarıyer, Samsun, Konya 1922, Gümüşhane ve Pendikspor maçları ile TFF 2.Lig serüveni sona erecek. Sona erecek çünkü; Şanlıurfaspor’un 28 maçlık seride 1 beraberliği, 27 yenilgisi olduğu gibi -14 puanlı!..
URFA halkının futbolsever insanlarının ilgide ilgisiz kaldığı Yeşil Sarılı kulüp, bir bakıma Mersin İdmanyurdu’nun akıbet benzeri ölçüsünde “ceza” takımı oldu. Zincirleme yenilgileri, kadro kuramama yönüyle birleşti.
YER aldığı TFF 2.Lig Beyaz Grupta; Afyon, Çorum, Pendik, Kırılareli… gibi isim yapmamış kulüpler arasında dahi kayboldu.
KENTDE söz sahibi olan Urfa halkının, önde gelen kuşağı ülke genelinde popüler iş alanlarına imza atsalar da aynı imzayı profesyonel futbol alanına atamadılar. Şanlıurfaspor “Urfa” markasının dışında kaldı. Gelecekte profesyonel futbol alanında nerede olur (?) bugünden meçhul…
HAYATA yön veren öykülerde;
“Tuz ve su” şu içerikte….
HİNTLİ bir yaşlı usta, çırağının sürekli her şeyden şikâyet etmesinden bıkmıştı. Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Yaşamındaki her şeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyledi. Çırak, yaşlı adamın söylediğini yaptı ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı..
“Tadı nasıl?” diye soran yaşlı adama öfkeyle “Acı!..” diye cevap verdi. Usta gülümseyerek çırağın kolundan tuttu ve dışarı çıkardı. Sessizce az ilerideki gölün kıyısına götürdü ve çırağın bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyledi. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken, yaşlı adam aynı soruyu sordu: “Tadı nasıl?...”
“Ferahlatıcı” diye cevap verdi genç çırak.
“Tuzun tadını aldın mı? diye sordu yaşlı Hintli.
“Hayır,” diye cevapladı çırağı.
BUNUN üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi:
“YAŞAMINDAKİ ıstıraplar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Istırabın miktarı hep aynıdır. Ancak bu ıstırabın acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Istırabın acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Istırabın olduğunda yapman gereken tek şey ıstırap veren şeyle ilgili hislerini genişletmektedir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış.”
BUGÜN Urfa’da yaşayan ve usta sıfatlı çok iş adamı ve ekonomik durumu vitrinde olan insanlar ve kurum var. Dünya genelinde önemli bir endüstri olan futbolun Urfa’da işportaya düşmesi ve günümüzün çocukları ve genç kuşağının profesyonel futbolsuz günlere yönelmesi tuzlu su içilmesi benzerinde…