Herhangi bir şekilde insanlardan bahsederken hiçbir zaman sayı olarak ifade etme taraftarı olmadım ancak kişilerin isimlerini tek tek bilmem ve yazıya sığdırmam mümkün olmadığından dolayı sayı ile ifade etmek zorundayım. Her insan nevi şahsına münhasırdır.
Kısıtlama, yasaklama, normalleşme, tedbirler, kontrollü normalleşme, kademeli normalleşme, kısmi kapanma derken bir soğuyup bir ısınan hava gibi olduk. Covid-19 ilk defa Çin’ de 1 Aralık 2019 tarihinde görüldü. Ülkemizde ise ilk vaka 11 Mart 2020 tarihinde görüldü. Dünya bir yılı aşkın bir süredir virüs ile mücadele etmektedir. Şüphesiz mücadelede en büyük yük sağlık çalışanlarının omuzlarındadır. Bunun yanında ekonomi üzerinde de ciddi bir yük meydana çıkmıştır. Mevcut şartlarda tek yapılabilecek olan aşı olmak ve temizliğe önem göstermektir. Şu da bir gerçek ki pandemi süreci tüm dünyada sona erene kadar yaşantımızı buna göre şekillendirmek zorundayız.
Ben bu yazıyı kaleme alırken bugüne kadar tüm dünyada görülen vaka sayı 136 milyon, iyileşen kişi sayısı 77,5 milyon ve virüs nedeniyle vefat edenlerin sayısı ise 2,94 milyon kişidir. Halen tüm dünyada 50 milyonu aşkın hasta bulunmaktadır. Ülkemizde ise 1 Mart 2021 tarihinde kademeli normalleşmeye geçildiğinde toplam vaka sayısı 10 binin altındayken bugün 50 bini aşmış durumda. Vaka sayılarının artışını tek bir olaya veya serbestleşmeye bağlamak doğru değildir. Şüphesiz alınmayan her tedbirin, başkalarına önerip bizim yapmadığımız her hareketin virüsün yayılması ve vaka sayılarının kısa sürede beş altı katına çıkmasında etkisi vardır. Vaka sayılarındaki yükseliş hayatımızın her alanında olumsuz etkisini gösterecektir. Unutmayalım ki virüs insanlar gibi adaletsiz değil ayrım yapmıyor, tedbir almayan herkese ve her ortama eşit mesafede yaklaşıyor.