Malumunuz son bir haftadır Urfa gündemine bomba gibi düşen bir ‘KAŞMER DAĞI' projesi var… Bu proje şehri onlarca parçaya böldü ve bölmekle de kalmadı, Anadolu'daki efsanelere birkaç efsane daha ekleyerek son zamanlarda durgun seyreden...
Malumunuz son bir haftadır Urfa gündemine bomba gibi düşen bir ‘KAŞMER DAĞI’ projesi var…
Bu proje şehri onlarca parçaya böldü ve bölmekle de kalmadı, Anadolu’daki efsanelere birkaç efsane daha ekleyerek son zamanlarda durgun seyreden edebiyat dünyasına canlılık getirdi…
İsterseniz o efsanelerden birkaçına göz atalım…
Bir taraf ‘Büyükşehir Belediye Başkanının aşireti olan Canbeyli Aşiretinin köyü Demircik (Canbeg) için yatırım’ dedi… (Bu şekilde başkan Çiftçi’nin akrabalarının arazileri imara alınacak ve daha zenginleşecekler)
Bir taraf sadece Karaköprü’ye yatırım olarak algıladı… (Bunlara göre Başkan Çiftçi sadece Karaköprü’ye yatırım yapıyor çünkü orada sadece onun ve yakın çevresinin binlerce dönüm arazisi var)
Bir taraf işi daha da abartarak sadece ‘Kürt ilçelere çalışılıyor, Arap olan ilçelere çalışılmıyor’ diyerek işi farklı bir boyuta taşıyarak Ülkenin siyasi ve duygusal birliğine dinamit koymaya çalıştı…
Bir taraf ‘arsa baronlarının projesi’ dedi bir taraf da ‘proje sayesinde arsa baronları ters köşe oldu’ dedi… (Bu şıkımız biraz ilginç bir şık iki taraf da arsa baronlarını suçluyor ancak bir kişi de çıkıp bu arsa baronlarının kim olduğunun adını açıklamıyor… Hem belediye meclisi hem de karşısında duran muhalif kesim… İkisinden de açıklama bekliyoruz…)
Bir taraf Konukludan girip ŞUTİM’den çıktı… (Bilindiği üzere Şanlıurfa dünyanın sayılı tarım kentlerindendi. İlk buğdaydan tutunda ilk tapınaklara kadar burada yaşam buldu. Bunun temelinde ne vardı; verimli topraklar ve uygun iklim koşulları… Peki, ne oldu da bu verimli topraklardan olan Harran, Suruç, Akçakale ve merkeze yakın birinci sınıf tarım arazileri betonlaştı ve herkes seyirci kaldı birkaç vatansever haricinde…)
Bir taraf ‘Balıklıgöl havzasına hançer vurmaktır’ dedi… (Bunlara göre ise bu projeyle Balıklıgöl’ün geleceği tehlikeye girecek çünkü oradan gelen su kaynağı Balıklıgöl’ü besliyormuş…)
Bir taraf ‘Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olacakların yaptığı algı operasyonudur’ dedi…
Velhasıl işin neresinden tutarsanız tutun elinizde kalıyor… Aniden hortlayan bir KAŞMER DAĞI ortaya çıktı. Bu KAŞMER DAĞI kenti paramparça etti…
Ama şuna özellikle vurgu yapmakta fayda var; bizler kent olarak birbirimizin kıymetini bilmeden bu yukarıda sayılan yanlışların hepsine su taşımış oluruz… Bun yanlışların bir diken gibi avuçlarımızda serpilip büyümesine yardımcı olmuş oluruz…
Birbirimizin kıymetini bilip hafif tartmazsak ancak o zaman rantçı siyasilere, arsa baronlarına, tarım alanlarının kıyımına, kente ihanet edenlere, çalışmadan maaş alanlara, aklını fikrini vicdanını kiralayanlara karşı dik durabiliriz…
Projelerin daha şeffaf bir şekilde yapılması, kentteki yanlış anlaşılmaların ve algı operasyonlarının önüne geçilmesi demektir. Yoksa aniden pat diye ortaya çıkıveren bir proje (kim yaparsa yapsın) doğru ve yerinde olsa bile yanlış olarak algılanır ve birilerinin ekmeğine yağ olur…
Zaten bu yağı sürecek kalemde ortamda mevcuttur…
Bu yağ birilerinin karnını doyururken birilerinin de geleceğini karartıyor…
KAŞMER projesi tam anlamıyla bir KEŞMER’e döndü…